DEM Parti Tarım Komisyonu Eş Sözcüsü Rıdvan Turan, AKP-MHP iktidarının iki yıl tarım arazisini ekmeyen çiftçilerin tarım arazilerinin kiraya verileceği şeklindeki açıklamasına tepki göstererek; " Çiftçinin tarım arazisini ekememesinin sebebi Recep Tayyip Erdoğan ve tarım politikalarıdır. Onların bir sorumluluğu yokmuş gibi suçu çiftçiye yıkıyorlar." diye konuştu.
DEM Parti tarafından düzenlenen 'Tarım ve Gıdada Geleceği Kurmak' sempozyumuna katılmak için Wan'da bulunan DEM Parti Tarım Komisyonu Eş Sözcüsü Rıdvan Turan, ülkenin tarım politikalarının geldiği noktayı ANF'ye değerlendirdi.
AKP-MHP iktidarının iki sene üst üste tarım arazisini ekmeyen çiftçilerin arazilerinin kiraya verileceğine yönelik açıklamasında amacın tarım arazilerini uluslararası sermaye ve yerli işbirlikçilerine peşkeş çekmek olduğunu söyleyen Turan, "İki sene üst üste ekin yapılmadığı gerekçesiyle tarım arazisinin boş kaldığını ve bunun da tarımsal hasılatı azalttığını söylüyorlar. Kendilerinin hiçbir olumsuz etkisi yokmuş gibi davranıyorlar ama asıl sorulması gereken soru; çiftçi neden 2 yıl tarım arazisini ekmiyor? Herhalde çok kazandım iki yıl dinleneyim diye tarım arazisini ekmemezlik yapmıyor. Gider maliyetinin yüksek olması, gübrenin, tarımsal ilaçların yüksek fiyata satılması çiftçinin üretim yapmasını engelliyor ve maliyetinin altında zararına bir üretim olduğunda çiftçi o üretim alanını ekip zarar edeceğime ekmem diyor. Bunun müsebbibi kimdir, bu fiyatları yükselten kimdir, kuru patlatan kimdir, faiz sebep, enflasyon sonuçtur palavraları ile kuru patlatmak suretiyle dövizle ithal edilen tüm girdileri artıran kimdir?... Recep Tayyip Erdoğan’dır. Kendi kabahatlerini görmeden bunu söylüyorlar, bu açıklama mülkiyet gaspıdır, küçük ölçekli çiftçilerin elindeki tarım arazilerini adım adım tedrici olarak uluslararası sermayelerin ve işbirlikçilerinin marabası haline amacı güdüyorlar. Bunu kabul etmek mümkün değil, mantıklı demokratik bir perspektifle çiftçiyi kalkındıracak çalışmalar gereklidir, yoksa mülkiyete el koymakla bu işler olmaz" diye konuştu.
"MERA VE YAYLA YASAKLARI DEVAM EDİYOR"
Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın, 'Mera ve yayla yasağı kalmadı, herkes rahatlıkla meraya yaylaya gidebiliyor' şeklindeki açıklamalarını da değerlendiren Turan, "2018 yılında da mera ve yayla yasaklarının kaldırıldığında Erdoğan'ın açıklaması var. Et fiyatlarının düşeceğini söylemiştir. Dönemsel olarak iç ve dış kamuoyuna propaganda özelliği olan şeyler söyleniyor. Biz alandan biliyoruz, mera ve yayla yasakları devam ediyor. Köyün ağası merayı başka yerlerden gelen insanlara kiralıyor ve insanlarımız meralarını kullanamıyor. Askeri sebeplerle mera yayla yasakları devam ediyor. Bu söylemlerin bir gerçekliği yok." dedi.
'TÜRKİYE ULUSLARARASI TARIM TEKELLERİNİN DİSTRİBÜTÖRÜ OLMUŞTUR"
Son yıllarda küçükbaş hayvan sayısının azaldığını da dile getiren Turan; Wan'da yıllar önce 8.5 milyon olan küçükbaş hayvan sayısının 2 milyona kadar düştüğünü belirterek; "Dün burada Van Ticaret Borsası (VATBO) yetkilileriyle görüştük. Daha önce 8.5 milyon olan küçükbaş sayısının 2 milyon olacağını söylediler. Bu fecaat bir durum. Niye böyle oluyor? Daha iki gün önce Polonya'dan 13 tır et aldılar ve tırlar yola çıktı. Her kritik dönemde, hasat döneminde , fiyatların belirlendiği dönemde içeride fiyat reaksiyonu yapmak adına ithalatçılık silahını çeken iktidar eni sonunda vatandaşın ayağına sıkmış oluyor. İthalatçılık anında fiyatları düzenlemek için bir araç olarak kullanılsa da uzun vade de üretimi baskılayacağından dolayı fiyatların artmasına sebep oluyor. Türkiye'de ve özellikle Van'da hayvan sayısının azalmasının nedeni vatandaşın hayvanlarını karlı biçimde satamaması ve girdi maliyetlerinin çok yüksek olmasıdır. Niye satamıyor? Dışarıdan et ithalatı var. Polonya ve latin amerika çiftçisini desteklediği kadar burayı desteklese, burada üretim artar, fiyatlar düşer ve üretici de, tüketici de rahat eder ama bu akıl uluslararası gıda tarım ve tekellerinin Türkiye distribütörü gibi çalışıyorlar. O sebeple bunların bu meseleyi çözmesi mümkün değil." dedi.