İran’da Jîna Emînî’nin 16 Eylül 2022 tarihinde devletin “ahlak polisi” tarafından gözaltına alınıp işkence edilerek katledilişinin ikinci yıl dönümü dolayısıyla Fransa’nın Strasbourg kentinde eylem yapıldı. Zîn Kadın Komünü’nün düzenlendiği etkinlik, Place Kleber’de gerçekleşti. Anmada “Kurdistan’dan dünyaya Jin, Jiyan, Azadî” pankartının yanı sıra Jîna Emînî ile birlikte Paris’te katledilen Kürt kadın devrimcilerin fotoğraflarına yer verildi.
Kadın özgürlük mücadelesinde şehit düşenlerin anısına bir dakikalık saygı duruşu sonrasında ise Avrupa Kürt Kadın Hareketi’nin (TJK-E) yıl dönümü ile ilgili hazırladığı bildiri okundu. Zîn Kadın Komünü adına Helena Dersim’in okuduğu metinde şu ifadeler yer aldı: “16 Eylül 2024, Jin, Jiyan Azadî” devrimci ayaklanmasının 2. yıl dönümüne işaret ediyor. Bu hareket, Jîna Emînî’nin rejim tarafından öldürülmesiyle başladı ve ülkeyi sarstı. Etkisi İran sınırlarını aştı. Bu hareketin merkezinde cinsiyet ayrımcılığına, baskıya ve zorunlu başörtüsü takmaya karşı cesur kadınlar yer alıyor. Onların çabası, özgürlük, eşitlik ve adaletin hüküm sürdüğü bir toplumu yaratmayı amaçlıyor. İşçiler, öğretmenler, öğrenciler ve diğer sosyal gruplar tarafından yürütülen grevler ve gösteriler ülke genelinde yayıldı. Sosyal adalet, rejimin baskıcı politikalarına karşı ve onurlu bir yaşam hakkı için mücadele ediyorlar.
İran devleti, kadınların ve aktivistlerin taleplerini bastırmak için artan bir şiddetle yanıt veriyor. Rejim ayakta kalmak için giderek daha fazla idam cezasına başvuruyor. Daha fazla kişi siyasi direnişleri nedeniyle idama mahkûm edilmekte ve infaz edilmektedir. İdamlar, korku yaratma ve her türlü protestoyu boğma amacı gütmektedir. İdam cezası, yalnızca bireyleri değil, sosyal hareketleri de terörize etmek için bir araç olarak kullanılmaktadır.
Bu acımasız infazların yanı sıra, molla rejimi başka baskıcı önlemler de uygulamaktadır. Hapishanelerde yaygın işkence, ifade özgürlüğüne sistematik baskı ve aktivistlerin sürekli göz altına alınması söz konusudur. Zorunlu başörtüsüne karşı çıkan kadınlar, bu dönemde kamuya açık bir şekilde aşağılanmakta, tutuklanmakta veya dövülmektedir. Ekonomik durgunluk ve insan hakları açısından felaket bir durumla karşı karşıya olan rejim, gücünü sürdürmek için şiddete başvurmakta ve sosyal ve ekonomik sorunları görmezden gelmektedir.
Bu acımasız baskıya rağmen, özgürlük ve adalet mücadelesi devam ediyor. Jin Jiyan Azadî Hareketi, yalnızca kadınların baskıya karşı bir direnişi değil, İran'daki ve dünya genelindeki tüm ezilenlerin bir isyan çığlığıdır. Özgürlük ve eşitlik arzusu, her türlü baskıdan daha güçlüdür. Bu hareket demokrasi, kadın hakları ve sosyal adalet için verilen küresel bir mücadeledir. Dünyanın dört bir yanındaki insanları ayrımcılığın, şiddetin ve baskının yer almadığı daha iyi bir dünya için birleşmeye davet etmektedir."
Eylemde idam cezasının kaldırılması ve tüm siyasi tutsakların serbest bırakılması istendi.