Turan: Halkın parası savaşa aktarıldıkça ekonomi düzelmez

HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Rıdvan Turan, savaş politikaları son bulmadan ve demokrasi inşa edilmeden ekonomik çöküşün durdurulamayacağını belirtti.

HDP Ekonomi ve Tarım Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Rıdvan Turan, kurdaki artış ve ekonomik çöküşe ilişkin partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.

"Seçimlerin üzerinden henüz bir ay bile geçmeden ülke daha önce olduğundan çok daha büyük bir iktisadi bunalımın pençesinde" diyen Turan, "Bugün yüzde 5’in üzerinde artan kurun bize gösterdiği şey aslında iktidarın başından beri halının altına süpürdüğü şeylerin seçimden sonra, popülist iddialar sonrasında tek tek nasıl ortaya çıktığıdır. Eldeki bütün döviz rezervini yakma pahasına kuru baskılama çabalarının yavaş yavaş son bulduğunu, kurun ciddi bir şekilde yükselişe geçtiğini birlikte görüyoruz" dedi.

"Türkiye ekonomisi Süpermenlerle düzelmesi mümkün olmayan bir ekonomidir. Türkiye ekonomisi ancak alternatif bir ekonomi politikasıyla, alternatif bir üretim ve paylaşım politikası ile düzene girecektir" vurgusunda bulunan Turan, "TÜİK'in o gerçeği yansıtmayan verileri bile gıda enflasyonunun yüzde 50’nin üzerinde olduğunu söylüyor. Oysa bu değer çok daha fazla" diye belirtti.

İzlenen politikaların tarımı bitme noktasına getirdiğine dikkat çeken Turan, "Dışarıdan kaynak çekmeye dayalı politika Türkiye’yi daha fazla borçlandıracak, yoksulluğu derinleştirecektir" dedi.

'HALKIN BÜTÇESİ SAVAŞA AKTARILIYOR'

Turan, "Ekonomik krizlerin derinleşmesi iktidarları değiştirmez, otoriterizmi derinleştirir" diyerek, şunları belirtti:

"En azından İtalya ve Almanya'daki faşizm dönemleri bunların çok somut örnekleridir. Ekonomik kriz iktidarın değişmesi değil var olan otoriterizmin daha da boyutlanması konusundaki eğilimleri derinleştirir. Aslında Türkiye’de olan da geniş kesimlerin krize rağmen otoriterizmi tercih ediyor olmalarından dolayı yaşanan siyasi durumdur.

Önceliğimiz enflasyonun düşürülmesi, emekçilerin ve yoksulların gelir durumunun düzeltilmesidir.

Bu da ekonomi de demokrasiden geçer. Bu da aynı zamanda üretimin demokratik şekilde planlanmasından geçer. Özellikle kırsal bölgelerde tarımla iştigal eden vatandaşın ekonomik durumunun iyileştirilmesinden geçer. İşçilerin sendikalarda örgütlenmesinden, örgütlenme önündeki engellerin ortadan kaldırılmasından geçer. Türkiye daha iyi üreten, katma değerli mal üreten ve elde ettiği geliri de kendi içerisinde adaletli bir biçimde paylaşacak bir ekonomik perspektife sahip olmadığı sürece Süpermenlerin Türkiye ekonomisini düzeltebilmesi, içinde olduğu krizden çıkarabilmesi mümkün değildir. Biz HDP olarak neyin nasıl yapılmasını gerektiğini gayet iyi biliyoruz. Ekonominin nasıl düzelebileceğini gayet iyi biliyoruz. Savaşa, sermayeye İHA’ya, SİHA’ya aktarılan kaynakların yoksullara aktarılmasıyla birlikte ekonominin düzeleceğini, ülkemizde herkesin çok daha mutlu olacağını hep beraber görüyor ve teyit ediyoruz."