Yeşilgöz: Biz nerede bir doğum sancısı, atlarımızı oraya sürdük

Efrîn'de şehit düşen DKP üyeleri Nurhak Cem ve Bayram Ali Akdeniz'i anlatan mücadele arkadaşları İmera Fera Yeşilgöz, "Şehit yoldaşlarımızın direnişi zaferimize olan inancımızı güçlendirmektedir" dedi.

Efrîn direnişinde şehit düşen Devrimci Komünarlar Partisi (DKP) üyeleri Nurhak Cem (Görkem Tuğal) ve Bayram Ali Akdeniz (Hüseyin Cem Özdemir) hakkında mücadele arkadaşları İmera Fera Yeşilgöz ile sohbet ettik. Nurha Cem ve Bayram Ali Akdeniz şahsında şehit düşen yoldaşları için de mücadelelerini daha da yükselteceklerini belirten Yeşilgöz, "Şehit yoldaşlarımızın ve partimizin direnişi yakın zaferimize olan inancımızı güçlendirmektedir" ifadelerini kullandı.

Nurhak Cem’i ve Bayram Ali Akdeniz’i tanıyabilir miyiz?

Öncelikle Efrîn direnişinde ölümsüzleşen tüm yoldaşlarımızı Nurhak ve Bayram Ali yoldaşlarımız şahsında saygıyla anıyorum. Nurhak ve Bayram Ali yoldaşlarımız Çukurova topraklarında doğdular, büyüdüler. Ve devrimci mücadeleye Çukurova topraklarından katıldılar. Her iki yoldaşımız da işçi sınıfının kurtuluşu, ezilen halkların özgürlüğü için Türkiye’de en ön saflarda aynı barikatlarda yan yana mücadele yürüttü. AKP faşizmini ezmek, yok etmek için birçok eylem gerçekleştirdiler.

Nurhak yoldaş, AKP faşizminin operasyonlarında tutuklanarak bir süre cezaevinde kaldı. Direnişini cezaevinde de sürdüren yoldaşımız Nurhak ve Bayram Ali devrim mücadelesinin kesintisiz bir biçimde sürdürülmesinin sorumluluğunu komünist kimliklerinin bir gereği olarak gördüler ve yönlerini ezilen hakların özgürlük mücadelesine, devrim topraklarına Rojava’ya çevirdiler. Bayram Ali 2015 Nurhak 2017 yılında Devrimci Komünarlar Partisi/ Birleşik Özgürlük Güçleri saflarına katıldılar.

Bayram Ali yoldaş Siluk cephesinde, Nurhak yoldaş Reqa hamlesinde savaştı. Daha sonrasında Efrîn savaşına katıldılar. Nurhak 27 Ocak, Bayram Ali 7 Mart tarihinde ölümsüzleşti.

Anladığımız kadarıyla Nurhak ve Bayram Ali arkadaşların aralarındaki yoldaşlık ilişkisi Türkiye topraklarından geliyor değil mi?

Doğru. Yukarıda da belirttiğim gibi yoldaşlarımız devrim mücadelesini aynı örgüt içerisinde yürüttüler. Kendilerinden önce katılan ve ölümsüzleşen ve her biri Çukurova topraklarında mücadele yürüten Bedrettin Akdeniz (Ekin İnce Memed- Suphi Soreş) Heval Yeşilgöz (Dersim Avaşin Xeyri) Eylem Ataş (Cemre Heval) ve Özge Bali (İdil Güler) yoldaşlarımızın mücadele çizgilerini takip ederek bu çizgiyi daha da ileriye taşıdılar. Bayram Ali yoldaşımız Şehit Bedrettin Akdeniz yoldaşımızın ismini alarak özgürlük alanlarında Bayram Ali Akdeniz olmuştur. Bu maneviyat önemlidir.

Hepimizin sorumluluğu şehit düşen her bir yoldaşımızla biraz daha fazlalaşmaktadır. Çünkü artık düşen yoldaşımız için de mücadele vermemiz gerektiğini biliriz. Nurhak ve Bayram Ali yoldaşlarımız şehit yoldaşlarımızın mücadelelerine ve anılarına olan bağlılıklarını kendi mücadele pratiklerinde somutlaştırmışlardır. İdil, Zahide, Cihan ve Cömert yoldaşlarımızın ölümsüzleştiği Efrîn topraklarında, düşman güçlerinden yoldaşlarımızın hesabını sormak için savaştılar ve dörtlerin direnişlerinin görkemliliğini takip ederek ölümsüzleştiler.

Nurhak ve Bayram Ali arkadaşların kişisel özelliklerinden bahsedebilir misiniz?

Her iki yoldaşımızı da Türkiye’den tanımaktaydım. Özellikle Nurhak yoldaşla birçok alanda bulunduk. Nurhak yoldaş, çok güler yüzlü, samimi, sıcak kanlı biriydi. Spor eğitimini ve bazı zamanlar askeri eğitimini veriyordum. Her yeni gelen gibi Nurhak’ta fiziki olarak eğitimlerde zorlandı. Lakin daima yapma gayretinde olan bir yoldaştı.

Eğitimler ağır geçiyordu ama bu durum Nurhak’ın yaşamına hiç yansımıyordu. Genelde ilk zamanlar eğitimde olan yoldaşların gün içerisindeki boşluklarda dinlenme eğilimi fazla oluyor. Lakin Nurhak geç saatlere kadar kitap okuyor, sabahki eğitimlerine hazırlık yapıyordu. Her geçen gün eğitimlerinde ilerledi. Bir vakit sonra taburlarımız ayrıldı. Reqa hamlesinin başlamasıyla, bir kaç ay sonra kendisiyle Reqa hamlesinde yeniden bir araya geldik. Bir süre aynı takımda kaldık. Eğitimlerini tamamlamıştı ve savaşa hazırdı. Hazır olduğunu her tavrıyla belli ediyordu. Güven veriyor ve güven duyuyordu. Bu mana da gereksiz heyecanlara kapılmıyordu, rahattı.

'BÜTÜN ARKADAŞLARLA ÇOK İYİ İLETİŞİM KURUYORDU'

Nurhak’ın sıcak kanlı biri olduğunu belirtmiştim. Enternasyonalist taburda bilindiği üzere dünyanın birçok ülkesinden gelen devrimciler, savaşçılar var. Nurhak yabancı dil bilmiyordu. Lakin diğer ülkelerden gelen bütün arkadaşlarla çok iyi iletişim kurabiliyordu. Yaşamsal olarak birçok planlama yapıyordu. İnsanlarla kolay anlaşabiliyordu. Nurhak yoldaşın saçları kıvırcıktı. Kısa kestirdiğinde Mehmet yoldaş (Ulaş Bayraktaroğlu) hep Müslüm Gürses’e benzetirdi. Her defasında Müslüm Gürses’ten bir şarkı söylemesini isterdi. O anlarda Nurhak çok utanırdı, Nurhak hariç hepimiz çok gülerdik.

Bayram Ali yoldaş, tam bir iş makinesi gibiydi. Sürekli çalışırdı. Her işten anlardı. Lakin dikkatsizdi. Çok sık iş kazası yaşardı. Bu kazaların çoğu hepimizi güldürürdü. Gülmemizin sebebi kaza yapmış olması değildi elbette, Bayram Ali’nin kazaları alaya alan tavırlarıydı. Mesela, biz Rojava’da kışın ısınmak için mazot sobası kullanıyoruz. Bayram Ali, sobayı yakmak istedi ve mazot deposunda mazot olup olmadığını kontrol etti.

Lakin bunun için o an yanında feneri olmadığı için çakmak ateşini kullandı. Mazot deposu bir anda patladı ve Bayram Ali’nin yüzü yandı. Yüzünün yanmasına rağmen sanki bir şey olmamış gibi saatlerce yaşama dahil oldu. Zorlukla hastaneye götürebildik. Neyse ki ciddi bir şey olmamıştı. Sonrasında bu durumun esprisi daima aramızda yapıldı.

'EMEĞİ KARAKTERİYLE BÜTÜMLEŞTİREN BİR YOLDAŞTI'

Bir dönem karargahımızda sarılık salgını hakim idi. Bayram Ali ve Ş. Zahide (Asiye Özlahlan) karargahta salgına yakalanmamışlardı. Bu sebeple yaşamsal işleri (mutfak, temizlik vs.) Bayram Ali ve Zahide üstlenmişti. Bayram Ali, kendisiyle aynı alanda olan tüm yoldaşların cephede olması, kendisinin ise karargahta duruyor olmasına "Anam, babam beni savaşta sanıyor, ben burada patates soyuyorum" diyerek sitem etse de, tüm yoldaşların sağlığına kavuşmasında yoğun emek harcamıştı.

Dağ alanında uzun süre kalmış bir yoldaşımız aynı zamanda. Dağ alanında yaşam bütünüyle emek üzerinden örülmekte. Bayram Ali bu noktada örgütlemeyi, emeği karakteriyle bütünleştiren bir yoldaştı. 50 kiloluk un çuvallarını tek başına sırtlayıp noktaya taşıyordu. Yaşamın neresinde bir inşa varsa orada Bayram Ali mutlaka bulunmuştur. M16 silahını çok seviyordu. Bu sebeple ferdi silahı olarak M16 kullanıyordu ve başarılıydı da.

Mücadele içerisinde savaşın yoğunlaşmasıyla birlikte şehit haberlerine zaman zaman alıştığımızı düşünürüz. Lakin öyle biri şehit düşer ki esasında hiçte alışmamış olduğumuzu en acı haliyle tekrar anlarız. Nurhak ve Bayram Ali yoldaşlarımızın şehitlikleri böylesi bir durum bizim için.

Efrîn direnişi içerisinde Türkiyeli devrimci örgütler ve enternasyonalist güçler de bulundu. Bu durum aslında Efrîn direnişinin yalnızca bölge halkları ile sınırlı olmadığını da göstermiş oldu. Bu konu hakkında neler söylemek isterseniz?

Şairin de söylediği gibi "Biz nerede bir doğum sancısı, atlarımızı oraya sürdük". Rojava devrimi başlangıcından itibaren dünyanın birçok yerinden gelen devrimciler ve savaşçılar ile savunuldu. Bu ortaklaşmanın en somut pratiği Enternasyonalist Özgürlük Taburu’nun oluşumu oldu. EÖT, sizin de belirttiğiniz gibi Türkiyeli devrimci örgütlerin ve dünyanın birçok ülkesinden gelen enternasyonalist devrimcilerin, savaşçıların bir araya gelmesiyle oluşturuldu. Kuruluşundan itibaren de gerçekleştirilen her özgürleştirme hamlesine katılım gösterdi. Son olarak "Devrimci Güçler" olarak Efrîn direnişinde yer alındı. Efrîn elbette ki yalnızca bölge halkına yönelik gerçekleştirilen bir işgal değildi.

Hedeflenen Rojava Devriminin bütünü idi. Türkiye faşizminin, AKP faşizminin Rojava devrimini boğmaya çalıştığı herkesin malumu. Efrîn direnişinde yer almak devrim neferi olduğuna inanan herkesin sorumluluğu idi. Faşizme karşı her alanda kesintisiz bir biçimde savaşım göstermek zorundayız. Bugün gerçekleştirilen direnişte birçok Türkiyeli devrimci şehit düştü. Yoldaşlarımız Efrîn’de gerçekleştirilen direnişin faşizme karşı savaş olduğunun bilinciyle savaş mevzilerinde yer aldılar.

'TÜRKİYE'DE AKP FAŞİZMİNİ YOK EDECEĞİZ'

Elbette ki bu durum yalnızca Efrîn ile sınırlı kalmamalıdır. Efrîn için zafer, Rojava devriminin güvencesi yalnızca bu topraklarda elde edilemez. Aynı irade ve güçle, elde ettiğimiz tecrübeleri Türkiye sahasına aktarmak, oradaki direnişi Kürt özgürlük mücadelesinin çizgisine eşitleyebilmemiz gerekmektedir.

Bu topraklara gelmiş olmamızın en büyük nedeni burada elde edilen deneyim ile Türkiye sahasında daha güçlü ve sonuç alıcı mücadele yürütebilmektir. Bu temelde hedefimiz nettir. Türkiye’de AKP faşizmini yok edeceğiz. Ölümsüzleşen yoldaşlarımız da bu bilinçle dövüşmüşlerdir. Sıktıkları her merminin Türkiye’de yankı bulacağından emindiler. Ve şimdi bizlerin sorumluluğu yoldaşlarımızın direniş gücünü doğup, büyüdüğümüz topraklarda örgütleyebilmemizdir.

Son olarak söylemek istedikleriniz nelerdir?

Partimiz ve askeri örgütümüz düzen içi düşük düzey solculuk ile hedefe varılamayacağını görerek bir kopuş gerçekleştirmiş ve kendisini devrimci savaş alanlarında inşa etmiştir. Bu uğurda başkomutanımız Ulaş Bayraktaroğlu olmak üzere 15 yoldaşını şehit vermiştir. Burada yarattığımız değerleri, Türkiye topraklarının her fabrikasına her mahallesine her sokağına taşıma partimizin bir borcudur tüm ölümsüzlerimize. Ödenen bedellerin bütünü işçi sınıfının kurtuluşu, ezilenlerin özgürlüğü içindir.

Türkiye başta olmak üzere faşizme karşı her alanda mücadeleyi büyütmek ve zafere taşımak sorumluluğumuzdur. Bu bilinç ile bugün bu topraklara geldik ve aynı bilinç ile Türkiye sahasına giriş yapmaktayız. Sahip olduğumuz tecrübe, deneyim faşizme karşı savaşın dünden daha yüksek vereceğimizin teminatıdır. İçerisinde bulunduğumuz savaş varlık –yokluk savaşıdır. Bu savaşın sonucunda Türkiye işçi sınıfı ve ezilenler kazanacak, faşizm yenilecektir.

'ŞEHİTLERİN DİRENİŞİ ZAFERE OLAN İNANCIMIZI GÜÇLENDİRMEKTEDİR'

Türkiye halklarının mücadele düzeyini, Türkiye halklarının kurtuluşunun şartını Kürt Özgürlük Hareketi’nin mücadele çizgisine eşitlemek olduğunun bilinciyle buralara geldik. Partimiz, Türkiye devriminin, işçi sınıfı ve ezilen halklarının kurtuluşunun birleşik devrimden geçtiğinin bilinciyle, bütün gücüyle, ideolojisiyle bütün neferleriyle, silahıyla, hücresiyle birleşik devrimi yaratmak devrimci ittifak politikasını hayata geçirmek ülkemizde faşist TC devletinin yok ederek halkları özgürleştirmek ve Ortadoğu'da emperyalizmi defedene kadar kavga vermeyi sürdürecektir.

Şehit yoldaşlarımızın ve partimizin direnişi yakın zaferimize olan inancımızı güçlendirmektedir. Bu inanç temelinde Türkiye işçi sınıfı ve halkları kendi içlerindeki özgürlük gücünü, DKP/BÖG saflarında örgütlemeli ve faşizme karşı harekete geçmelidirler.