Zorunlu göçle geldiği Akdeniz’e talip

90’lı yıllarda henüz 13 yaşındayken köylerinden zorla göç ettirilerek Akdeniz’e gelmek zorunda kalan Reşat Aşan, şimdi HDP eşbaşkan adayı olarak Akdeniz Belediyesi’ni yönetmeye talip.

HDP Akdeniz Belediyesi Eşbaşkan Adayı Reşat Aşan, “Kayyumlara karşı halkımız 31 Mart seçimlerine bir rövanş olarak bakıyor. Bizler de 31 Mart’ı dört gözle bekliyoruz” dedi.

DBP’nin yönetimindeyken gasp edilerek kayyum atanan Mersin’in Akdeniz ilçesi, 3 yıl aradan sonra yeniden kendi seçeceği yöneticileri görmek istiyor. HDP Akdeniz Belediyesi Eşbaşkan Adayı Reşat Aşan, yaklaşık 20 yıldır Mersin’de yaşıyor. Aşan da buradaki birçok Kürt ailesi gibi 90’lı yıllarda köylerinden zorla göç ettirilen ailelerden birine mensup. Çocukluğunun ilk 13 yılı Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesinde geçen Aşan, devletin zorla göç politikası mağdurlarından. Aşan, o günleri şöyle anlattı: “O günler herkesin üzerinde ağır tahribatlara neden oldu. Biz de erken yaşta o sorunlar ile karşı karşıya kaldık. Bundan kaynaklı halkta oluşan bir bilinç ve olgunluk vardı. Bizler de bundan payımıza düşeni aldık. Köylerde herkesin kendi kendisinin efendisi olduğu bir dönemi yaşadık. Büyük bir alan, büyük bir arazi, sürekli ekim ve hayvancılık için imkânlarımız fazlasıyla mevcuttu. Köy boşaltmaları ile beraber metropollere akın başladı ve buraya alışmamız çok zor oldu. Birçok aile gibi ilk olarak ekonomik sıkıntılar yaşamaya başladık. Ucuz işgücü olarak görüldük.”

HER ANLAMDA ÇOK EMEK VERİLDİ

O dönem çalıştırılan kimsenin emeğin karşılığını tam anlamıyla alamadığının altını çizen Aşan, diğer bir önemli sorunun ise eğitim sorunu olduğunu söyledi. Mersin'de öğrencilerin ve küçük çocukların ciddi bir aidiyet sıkıntısı yaşadığını kaydeden Aşan, “Yani Kürtçe bilmeleri, Türkçe konuşamamaları ya da kendilerini çok iyi ifade edememeleri onlar için büyük bir sorun haline geliyordu. Bu sorunlar da çok sonraları aşıldı. Buranın yerli halkı da artık bizleri kabul etmek zorunda kaldı ama Kürt halkı bunun için de çok emek verdi.

DEVLETİN İSTEDİĞİ GİBİ OLMADI

Devlet, kendince Kürdistan’ı boşaltarak oradaki fikri, düşünceyi ve yaşam biçimini de dağıtabileceğini sandı ama düşünülen gibi olmadı. Kürtler Çukurova’da da gittikleri her yerde de kendilerini olduğu gibi taşıdı. Ben de bir daha böyle bir şeyle karşılaşmamak adına HDP de siyaset yapıyorum ve burada çalışma yürütüyorum. Genç yaştan beri bu mücadele içerisindeyim.”

ÜNİVERSİTEDEN SONRA SİYASİ ÇALIŞMALAR

HDP içerisinde yer almanın, hem insani hem de vicdani olarak kendisini çok rahatlattığını ifade eden Aşan, daha önce GÖÇ-DER’de yöneticilik yaptı. Liseye kadar Mersin’de okuyan Aşan, daha sonra üniversite eğitimi için de Hacı Bektaşi Veli Üniversitesi’ne gitti. Öğrenimini tamamladıktan sonra Mersin’e tekrar dönerek parti çalışmalarına yoğunlaşan Aşan, BDP’de yöneticilik yaptı. BDP kapatıldıktan sonra yine farklı görevler ile HDP içerisinde yer alan Aşan, göçle ilgili de birçok kampanya ve çalışma yürüttü.

KAYYUM HERKESİN ONURUNA DOKUNDU

Çalışmalar için alana indikleri zaman çok büyük bir motivasyon ve umutla karşılaştıklarını ifade eden Aşan, “Kayyumlara karşı halkımız 31 Mart seçimlerine bir rövanş olarak bakıyor. Bizler de 31 Mart’ı dört gözle bekliyoruz. Tek isteğimiz kayyumu buradan göndermek. Kayyum sadece HDP’ye oy verenleri değil, Akdeniz'de yaşayan herkese aynı baskıyı yaşattı. Kayyum Akdeniz'de yaşayan herkesin onuruna dokundu” dedi.

CİDDİ HAZIRLIKLARIMIZ VAR

Belediyeye çok ciddi ödenekler sağlandığını ama hizmete dair hiçbir şeyin görünmediğini kaydeden Aşan, şöyle konuştu: “Tüm bunları gören bir yerden bizim de 31 Mart’a dair hazırlıklarımız var. Her zaman halkçı bir belediye, dedik. Halkın her aşamada belediyenin içerisinde yer alması gerektiğini ve yapılacak projelerde de halkın bire bir söz hakkına sahip olduğunu hep savunduk. Mobil kriz masaları oluşturmaya karar verdik. Bu kriz masaları sayesinde gezecek olan arkadaşlarımız mahalle mahalle, sokak sokak gezip halkla görüşme sağlayacak. Seçimden sonra yönetim dönemimizde her hafta ayrı bir mahallede ayrı bir sokakta halkla bir araya geleceğiz. İnsanlarımız her zaman belediyeye gelme imkânı bulamayabilirler ama bizler onlara gitmek için her türlü imkânı yaratacağız. Biz üretimden düşürülmüş bir emek yapısının tekrar nasıl eski gücüne kavuşacağının çalışmalarını yürüteceğiz.”