Şemzînan'ın Rojîndası teslimiyeti reddetti

Rojînda Ruken, 5 Haziran 2016'da Hakkâri'nin Şemzînan alanına bağlı Helanke ve Meleyan köyleri kırsalında, teslimiyeti kabul etmeyerek son mermisine kadar savaşıp şehit düştü.

Komutan Reşît Serdar öncülüğünde 2012 yılında gelişen Şemzînan Hamlesi'nden etkilenen birçok genç yönünü dağlara çeviren Şemzînanlı Rojînda Ruken (Kader Erenç), halkına, ülkesine ve partisine olanan bağlılığı kadar Türk devletine olan kini de artarak savaştı. 4 yılın ardından yine Şemzînan alanında yeni umutlar ekerek, şehitler kervanına katıldı.

Şemzînan tarih boyunca Kürt halkı için önemli bir direniş alanıdır. 2012 yılında da Devrimci Halk Savaşı’na öncülük yapan direnişin sembol alanıydı. 2012 Devrimci Halk Savaşı temelinde gelişen Komutan Reşît Serdar öncülüğünde gelişen Şemzînan Hamlesi, yüzlerce gerillayı katarak ilerledi. HPG ve YJA Star gerillaları, Türk devletinin bütün teknik imkanlarına rağmen büyük başarılar elde etti.

Gerillaların Şemzînan'da elde ettiği başarılardan etkilenen birçok genç yönünü dağlara çeviriyordu. Bunlardan biri de Rojînda Ruken'di (Kader Erenç).

Rojînda Ruken, Colemêrg'in Şemzînan ilçesinde yurtsever bir ailede dünyaya gelir. Şemzinan'ın Bêybab köyünde büyüyen Rojînda Ruken, 2012 yılında amcasının kızıyla birlikte özgürlük saflarına katılır. Xakurke'de yeni şervan eğitimini gördükten sonra suikast eğitimini de alan Rojînda, büyüdüğü Şemzînan topraklarına dönerek, burada savaşır. Yaşamında ve savaşında fedaice bir duruş sergiler.

Türk ordusu, 2016 yılında da yine 2012 yılındaki gibi gerilla eylemleri karşısında gerilla alanlarına saldırır. Bütün tekniğini seferber eden Türk ordusu çok kapsamlı operasyonlar başlatır. Şemzînan'da başlattığı operasyonda gerilla direnişi karşısında büyük kayıplar verir. Rojînda Ruken de 5 Haziran 2016'da son mermisine kadar kahramanca savaşarak dört arkadaşıyla birlikte Şemzînan'da şehit düşer.

ŞEMZÎNAN HAMLESİ'NİN HEYECANI

Rojînda Ruken, 2014'te konuştuğu Jinê Çiyayî programında katılımını şu sözlerle ifade ediyordu: "Örgütü 2009'da arkadaşların köyümüze gelmesiyle birlikte tanımaya başladım. Arkadaşları görür görmez büyük bir sevgim oluştu. Onları çok yakında takip ediyordum. Davranışları, saygıları, sevgileri en önemlisi de yoldaşlıkları beni çok etkilemişti. Artık o sistemde yaşayamayacağımı anlamıştım. Özellikle Şemzînan Hamlesi başladığı zaman bütün halkta olduğu gibi bende de büyük bir heyecan uyandırdı. O süreçte tanıdığım birçok arkadaş şehit düştü."

UMUT OLMAK İÇİN O İSMİ ALDIM

İsmini Şemzînan Hamlesi'nde şehit düşen Rojînda'dan aldığını belirtip şöyle devam ediyordu: "Yeni bir yaşamın umudu, yeni doğacak çocukların gözlerinde umut olmak için ismimi Rojînda koydum. Tıpkı şehit düşen yoldaşım Rojînda gibi. Onu hiç görmedim ama arkadaşların ondan bahsetmesi bile yetiyordu bana. Mücadelesini devam ettirmek için Rojînda ismini aldım. Hiçbir zaman yaşamı sıradan ele almadım. Bu yaşamda iz bırakmak, anlamlı yaşamak için özgürlük dağlarına adım attım. Bu yaşamda iz bırakıp yıldızlaşan yoldaşların gerçek takipçisi olmak için özgürlük saflarına katıldım. Arkadaşların şehit düşmeleri beni çok etkilemişti. Fedaice son mermilerine kadar savaşmaları da katılmam için yeterli bir sebepti. Kahraman şehitlerimizin kanını yerde bırakmamayı ve bıraktıkları yoldan yürümeyi kendime borç belleyip özgürlük saflarına katılma kararı aldım."

İLK DEFA SEVDİKLERİNİ KAYBETME DUYGUSU

2012 yılında birçok arkadaşının şahadetiyle o zamana kadar hiç hissetmediği; ilk defa sevdiği insanları kaybetme duygusunu yaşadığını kaydeden Rojînda Ruken, rotasını şehit düşen yoldaşlarının hayallerine çevirdiğini söylüyordu. Bunun için de ilk başta katılımını duygusal olarak değerlendiren Ruken, sonrasını şöyle aktarıyordu: "Katıldıktan sonra da aldığım eğitimle belli bir bilincin gelişmesi, yoldaşlık bağlarının çok güçlü olması, buradaki yaşam güzelliklerinin vermiş olduğu özgürlük aşkı, benim de bu dağlara aşık olmamı sağladı."

NİÇİN SAVAŞMAK GEREKTİĞİ

Niçin savaşması gerektiğini, en önemlisi de kim olduğunu anladığını vurgulayan Rojînda Ruken, anladıkça da halkına, ülkesine ve partisine olanan bağlılığının, Türk devletine olan kininin daha çok arttığını anlatıyordu.