Anne Külter: Oğlumun elini bırakmayacağım!

Cumartesi Anneleri, kaybedilen Hurşit Külter'in akıbetini sordu. Eylemde seslenen Anne Külter, devleti sorumlu tutarak, "Oğlumun elini bırakmayacağım" dedi.

Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması için sürdürdükleri adalet arayışlarına devam etti. Eylemlerinin 587'inci haftasında bir kez daha Galatasaray Meydan'ında bir araya gelen anneler, 30 gündür kendisinden haber alınamayan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Şırnak İl Yöneticisi Hurşit Külter'in fotoğraflarını taşıdı. Eyleme, Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Hüda Kaya ve Ferhat Encü, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Doğan Erbaş, HDP ve HDK'liler de destek verdi.

Eylemde, Marmara Üniversitesi öğrencisiyken 24 Aralık 1994 tarihinde gözaltına alınan ama bir daha kendisinden haber alınamayan İsmail Bahçeci'nin kardeşi Umut Bahçeci konuşma yaptı. Külter'den haber alınmamasını devletin bir ayıbı olarak nitelendiren Bahçeci, İçişleri Bakanlığı'na, "Hurşit Kültür nerede? Bize akıbetini açıklayın" diye seslendi. HDP Şırnak Milletvekili Ferhat Encü, 30 gündür Hurşit Külter'in akıbetini sorduklarını ancak hiçbir yanıt alamadıklarını belirterek, kentteki idari yetkililere yaptıkları başvurulara "Böyle bir kişi gözaltına alınmadı" yanıtı verildiğini anımsattı.

'DAVUTOĞLU VAADİNİ GERÇEKLEŞTİRDİ!'

Devletin Botan'da '90'lı yıllarda uyguladığı kaybetme politikasını yeniden yürürlüğe koyduğunu söyleyen Encü, Kürtleri "Beyaz Toroslar" ile tehdit eden dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu'nun bu sözlerini hatırlatarak, "Davutoğlu vaadini gerçekleştirdi. Beyaz Toroslar Kürdistan'a indi" dedi. 

ANNE KÜLTER'İN MESAJI

Encü'nün ardından Külter'in annesi Kerime Külter'in Cumartesi Anneleri'ne gönderdiği sesli mesaj dinletildi. Anne Külter'in mesajı şöyle: "Bütün anneler el ele verelim. Çocuklarımızı bulalım. Biz anneyiz. Oğlumun onların elinde olduğunu biliyorum. Oğlumu aramaktan vazgeçmeyeceğim. Oğlumun elini bırakmayacağım. Anneler omuz omuza vereceğiz. Ben kanımın son damlasına kadar çocuğumu aramaktan vazgeçmeyeceğim. Oğlumu bulana kadar mücadele edeceğim."

Eylemde haftanın basın açıklamasını insan hakları savunucularından Ümit Tekay Dişli yaptı. Dişli, Külter'in durumunu sormak için kente avukatların dahi giremediğini söyledi. Zorla kaybettirme iddialarına rağmen tüm tedbirlerin alınması gerekirken, hükümetten resmi bir açıklama dahi yapılmadığını söyleyen Dişli, HDP'li vekillerin sorusu üzerine, Savunma Bakanı Fikri Işık'ın "… İçişleri Bakanlığı bir mülkiye müfettişini bu konunun araştırılması ve incelenmesiyle ilgili görevlendirilmiş, soruşturma devam etmektedir" açıklamasıyla yetindiğini kaydetti.

Gözaltında kaybetme olaylarında daha önce de soruşturmaların sürüncemede bırakıldığına tanıklık ettiklerini söyleyen Dişli, "Bağımsız ve tarafsız yürütülmeyen etkin ve sonuç almayı hedeflemeyen araştırma ve soruşturmaların sonuçsuz kaldığına tanıklık eden bizler, bakanın bu açıklaması karşısında yürütüldüğü iddia edilen incelemeden de bir sonuca varılacağından endişe ediyoruz" dedi. 

DESTEK ÇAĞRISI

Dişli, iradi makamların konuya ilişkin yeterince sorumlu davranmamasının da kendilerini endişelendirdiğini belirtirken, Külter'in durumunu gözardı eden ana-akım medyanın tavrına da tepki gösterdi. Dişli, "Külter'in gözaltında kaybedilmek istendiğine dair derin kuvvetli emareler olduğunu düşünüyor ve bu durumun yeni gözaltında kayıplar dalgasının başlangıcı olmasından endişe duyuyoruz. Herkesi, Kerime Külter'in 'Oğlum nerede?' sorusuna 'Hurşit Külter nerede?' diyerek eşlik etmeye çağırıyoruz" dedi.