Av. Değirmenci: Kültürel normlar hukukun üstünde

“Erkek adaleti ve gerçek adalet” konulu panelde konuşan Avukat Birgül Değirmenci, “Daha önceki medeni kanunda evin reisi erkekti. Ama şimdi eşit düzeydeler. Ama bu gerçekte değişti mi?" dedi.

“Erkek adaleti ve gerçek adalet” konulu panelde konuşan Avukat Birgül Değirmenci, “Daha önceki medeni kanunda evin reisi erkekti. Ama şimdi eşit düzeydeler. Ama bu gerçekte değişti mi? Kültürel normlar hukukun üstünde. Kültürel normları değiştirmeden hiç bir yapamayız” dedi.

İzmir’de, Ege Üniversitesi Sosyal Bilimleri Enstitüsü Kadın Çalışmaları Anabilim Dalı, 25 Kasım etkinlikleri kapsamın da, “Erkek adaleti ve gerçek adalet” konulu panel düzenledi. Türkan Saylan Kültür Merkezi’ndeki panele çok sayıda kadın katıldı. Panele Doç. Dr. Şerife Yalçınkaya, Av. Şenay Tavuz ve Av. Birgül Değirmenci konuşmacı olarak katıldı. İlk olarak Doç. Dr. Şerife Yalçınkaya, kadınların dil şiddetine maruz kaldığını anlatarak, “Atasözleri ve deyimler cinsiyetçi sözlerle doludur. Onları zihnimizden kaldırmamız gereklidir” dedi.

Daha sonra Avukat Birgül Değirmenci konuştu. Şiddetin ortaya çıkmasının nedenlerinin ataerkil sistem olduğunu ifade eden Birgül, “Tarihsel süreçte çok fazla sözleşme çıktı. Sözleşmelerde kadınlara da yer verildi, ama pratikte hiç birine uyulmadı. Toplumsal şiddete dayalı şiddet, kişinin iradesini kısıtlayıp, kadın ile erkek arasında farklılıkları ortaya çıkaran şiddettir. Şiddetin birçok türü vardır. Ekonomik, toplumsal şiddette bunlar arasındadır” diye belirtti.

Yasalarda birçok değişikliğin yapıldığını anlatan Değirmenci, “Daha önceki medeni kanunda evin reisi erkekti. Ama şimdi eşit düzeydeler. Ama bu gerçekte değişti mi? Kültürel normlar hukukun üstünde. Kültürel normları değiştirmeden hiç bir yapamayız. Hukuk medeni kanunda aileye farklı bakıyor, ağır cezada farklı bakıyor. Medeni kanunda resmi nikah varsa aile olunuyor. Kadın haklarını bu şekilde alabiliyor. Ağır ceza ise farklı düzenleme yaparak, birlikte yaşamayı kabul ediyor” şeklinde ifade etti.

Hemen hemen her düzenlemede aile kurumu korumaya alındığını sözlerine ekleyen Değirmenci, “Aile içerisinde yapılan eylem farklı şekilde cezalandırılması söz konusu. Aile dışında yapılan eylemler de farklı cezalar uygulanıyor” dedi. Kamusal alan ve özel alan kadınları dışlayan kavramlar olduğunu anlatan Birgül şöyle devam etti: “Bu kavramları da çok masum görebiliyoruz. Kamusal alana devlet her türlü müdahale yapabilir. Ama özel alana müdahale etmek zor oluyor. Hukuk belirli alanlarda sana hak veriyor. Ancak bunu kullanmak zor olabiliyor. Özel alan diye kapıları kapanıyor. Hukukun burada farklı düzenlemelere gitmesi gerekiyor. Şiddet her yerde şiddettir.”

Avukat Şenay Tavuz ise, kadınların hukuksal olarak kazanımlarının ellerinden gitmeye başladığını anlatarak, “Sistem erkeklere göre işliyor. Günlerdir insanlar sokaklarda ölüyor. Bu ortamda kadına yönelik şiddetinde görmezden geliniyor. Kadın bir erkeğin cinsel saldırısına uğramışsa, şiddet sayılmıyor. Ancak bir kaç erkeğin cinsel saldırı olursa şiddet sayılıyor. Sokakta her gün şiddete maruz kalıyoruz. Bunlara karşı duyarlı olmamız gerekiyor. Çok ciddi bir tehlikeyle karşı karşıyayız” şeklinde ifade etti.

Konuşmaların ardından konuşmacılar katılımcıların sorularını yanıtladı.