Aydoğan: Kaymakam yerimizi tespit edip katledilmemizi istedi

AKP'nin Silvan'daki katliamcı uygulamalarını anlatan HDP Milletvekili Aydoğan, "Kaymakama mesaj attım, ancak kaymakam bu mesaj üzerine yerimizi tespit ederek üzerimize daha fazla bomba atılmasını sağladı" dedi.

HDP Milletvekili Aydoğan, AKP'nin Silvan'daki katliamcı uygulamalarını anlattı. "Kaymakama mesaj attım, ancak kaymakam bu mesaj üzerine yerimizi tespit ederek üzerimize daha fazla bomba atılmasını sağladı" diyen Aydoğan, bir kişinin yanlarında katledildiğini aktardı. Yaşananları "şehir savaşı" olarak ele alan Aydoğan, devlet güçlerinin camileri bombaladığını da söyledi. Ülkenin üç telefon operatörünün sokağa çıkma yasakları boyunca hatları kestiğini hatırlatan Aydoğan, bunların katliamların suç ortağı olduğunu kaydetti. Aydoğan, devletin halkın direnişi sonucu geri adım atmak zorunda kaldığını belirtti.
HDP Amed Milletvekili Nursel Aydoğan, "sokağa çıkma yasağı"nın uygulandığı mahallelerde kaldıkları süre boyunca karşılaştıkları saldırı ve katliamlara ilişkin tanıklığını ANF’ye anlattı.

'DOĞRUDAN HEDEF ALINDIK'

Aydoğan, Salı günü akşam üzeri sokağa çıkma yasağının 7. gününde arkadaşları ile birlikte Mescit Mahallesi'ne girdiklerini aktaran Aydoğan, "Mescit Mahallesi'nde şu anda bulunduğumuz Devrim Caddesi'ne geldik. Burada sivil halk ile buluştuk, ateşler yaktık, sabah saatlerine kadar burada halaylar çekildi ve sloganlar atıldı" dedi. Sabah saatlerinden itibaren ise saldırıların başladığını söyleyen Aydoğan, o anlarda yaşananları şu sözlerle paylaştı: "Bazı arkadaşlarımız keskin nişancıların hemen arkalarında bulunan binalara yerleştirildiğini söyledi. Bunun üzerine burada bulunduğumuzu, sivil olduğumuzu, yanımızda kadın ve çocukların bulunduğunu bildirmek için ses çıkardık, gürültü eylemi yaptık; kapılara, direklere vurarak gürültü çıkararak burada bulunduğumuzu devlet güçlerine göstermeye çalıştık. Öğlen saatlerinde burada bulunduğumuzu çok net anlamalarına rağmen şu anda bulunduğumuz noktanın biraz ilerisine çok güçlü bir havan topu atışı yapıldı, adeta yüksek frekansta beynimiz ve kulaklarımız patlayacak duruma gelmişti."

'BİR YURTTAŞ YANIMIZDA KATLEDİLDİ'

Havan bombasının bulundukları binanın hemen arka bahçesine atıldığını kaydeden Aydoğan,  koordinatların  kendilerini hedefleyecek şekilde verilmiş olduğunu söyledi. Büyük bir hızla başka bir bölgeye geçtiklerini aktaran Aydoğan, "Aksi halde sürekli olarak bizi hedefleyen havan topları bize isabet edecekti. Buradan ayrıldıktan sonra camiye geçtik, bu sırada Süleyman Güleç isimli bir yurttaşımız keskin nişancı ateşi ile gözümüzün önünde vuruldu. Müdahale ettik, kaldırıp bir battaniyeye sardık ancak bu sırada yaşamını yitirdi" diye konuştu.

'CAMİYE HAVAN TOPU ATILDI'

Daha sonra Güleç’in cenazesini alarak camide ölülerin yıkandığı bölüme götürdüklerini paylaşan Aydoğan, şöyle devam etti: "Helikopterden tüm yaptıklarımız izlendiği için, camiye cenazeyi taşımamızın ardından, camiye top atışları yapılmaya başlandı.  Yine çok şiddetli havan topları ile caminin duvarlarına saldırı yapıldı; camimin camları kırıldı, içeriye şarapnel parçaları isabet etti. Üzerimize demir kapıyı kilitledik ancak saldırılar ağırlaşınca buradan küçük gruplara bölünerek daha aşağı sokaklarda bulunan evlere geçmeye karar verdik. Daha sonra hızla bu kararımızı uyguladık, iyi ki bunu yapmışız, zaten o saatten sonra inanılmaz bir saldırı başladı. Yani insan bir savaş filmi çekse buradaki tabloyu bir savaş filmine ancak yansıtabilir."
'KAYMAKAM BULUNDUĞUMUZ NOKTAYI HEDEF GÖSTERDİ'
"Bulunduğumuz evin çeperinde çok büyük saldırılar oldu. Bulunduğumuz evlerde yanımızda çocuklar da vardı, hepsinin psikolojisi bozuldu" diyen Aydoğan, şunları ifade etti: "Bulunduğumuz evin etrafına onlarca ses bombaları, yine bomba atar diye tabir edilen silahlar ile saldırılar yapılmaya başlandı. Bu yoğun saldırıların sürmesi üzerine akşam Silvan Kaymakamlığına bir mesaj atabilme olanağım oldu. Tüm hatlar kesikti, ancak sanıyorum Batman üzerinden gelen hat nedeniyle bazı noktalarda telefonlar sinyal alıyordu, böyle bir anda kaymakama mesaj attım; durumun çok kötü olduğunu, üçü milletvekili olmak üzere, yirmi üç kadın ile birlikte çok sayıda kişi olduğumuzu ve durumun düşünülenden daha kötü olduğunu, her an büyük bir katliamın yaşanabileceğini yazdım. Ancak bu mesajımdan sonra saldırılar daha da artarak devam etti, kaymakama mesajımdan sonra burada katliam yapılmak istendi.  Bunun üzerine daha güvenli bölgeler aramaya başladık."

'HALK DİRENİŞİ KARŞISINDA GERİ ADIM ATTILAR'

'Savaşı hücrelerine  kadar derinden yaşadıklarını' anlatan Aydoğan, söz konusu saldırıların AKP hükümetinin sıradan bir saldırısı, operasyonu olmadığını belirtirken, "Yaşananlar, açık  bir şehir savaşıydı" dedi. Aydoğan, böyle bir savaşı yürütmelerinin nedeni olarak halkı sindirme ve korkutma amacını işaret etti.
Devletin, direniş nedeniyle 12. günden sonra bir kez daha halkı sindiremeyeceğini anladığını vurgulayan Aydoğan, "Başta Silvan halkının direnişi ve boyun eğmemesi, ülkenin her tarafında Silvan ile dayanışma amacıyla yapılan eylem ve etkinlikler bu yasağı sürdürememelerini sağladı" diye ekledi.  

'ÜÇ TELEFON OPERATÖRÜ KATLAMIN ORTAĞIDIR'

"AKP hükümeti şu anda anayasal bir suç işliyor, sokağa çıkma yasakları sıkıyönetim dönemlerini işaret ediyor" ifadelerini kullanan Aydoğan, sinyalleri keserek internet ve telefon üzerinden iletişimi engelleyen ülkedeki  üç telefon operatörüne de tepki gösterdi. HDP Amed Milletvekili Nursel Aydoğan, sözlerini şöyle bitirdi: "Her sokağa çıkma yasağı döneminde sinyalleri keserek, iletişimi engelliyorlar ve AKP hükümetinin katliam planlarının ortağı oluyorlar. Bu üç operatör hakkında gerekli girişimleri yapcağız. Halkın haberleşme özgürlüğünü kısıtlayacak bir şekilde hükümetin talebi doğrultusunda hatları kesiyorlar ve halkın katliamlar karşısında sesini ulaştırabileceği kanalları kesiyorlar.  Bu operatörler bu katliamların ortaklarıdır."