Besê Erzincan: Bizi büyütecek olan örgütlülüktür

KJK Koordinasyonu Üyesi Besê Erzincan: "Bizi büyütecek olan örgütlülüktür. Ortak çalışma ve örgütlenmeyle sömürgeciliğe karşı güçlü mücadele verebiliriz. Yol ve yöntem değişmeli, çünkü durum değişti. Gerekirse illegal çalışmalıyız.”

Her bireyin özgürlük, özgür ulus ve özgür kadın konusunda kendini değiştirip dönüştürmesi, komünal yaşaması, destek vermesi, birliğe dahil olması ve kadın yoldaşlığını geliştirmesiyle sonuç alınabileceğini savunan Besê Erzincan "Herkes öncelikle kendi kişiliğinde daha örgütlü bir tutum almalıdır. Kolektif yaşam, ortak hareket esas alınmalı. Düşman ne kadar saldırırsa saldırsın başarabiliriz ve başaracağız. O gücümüz ve inancımız da var" şeklinde konuştu.

Stêrk TV’de yayınlanan Bernameya Jin programına katılan KJK Koordinasyonu Üyesi Besê Erzincan, ağır tecrit altında tutulan Öcalan'ın durumunun temel gündemleri olduğunu vurgulayarak, sağlığı, güvenliği ve özgürlüğü için mücadeleye devam edeceklerini söyledi. “Önderliğe bağlılık onu anlamaktan geçer. Bağlılık sloganlardan ibaret değil" diyen Erzincan, 18 yıldır büyük bir direniş içerisinde olan Öcalan üzerinde tüm normların askıya alındığı özel bir politikanın yürütüldüğünü vurguladı.

SALDIRILARIN YOĞUNLUĞUNUN SEBEBİ

Kürdistan özgürlük mücadelesinde Kürt kadının öncülüğüne, belirleyici rolüne işaret eden Erzincan, bunun kapitalist modernite ve ulus devleti kaygılandırdığını, çünkü güçlü bir alternatif oluşturulduğunu söyledi. 2016 yılından beri Kürt halkı ve Kürt kadını üzerinde gelişen saldırıların yoğunluğunun bununla bağlantılı olduğunu belirten Erzincan, bunun farkında olduklarını kaydetti.

ÖZGÜRLÜK ÇİZGİSİNİ ZAYIFLATMAK

Amed'in Sur ilçesindeki saldırıya ve kadınların devam eden direnişine dikkat çeken Erzincan, Sur'un merkezinde bulunduğu Amed'in, Kürdistan'ın kalbi ve bir nevi pusulası olduğunu söyledi. Bunun için de tarihi ve kültürünü de kapsayan, örgütlülüğünü ve dayanışmacı ortak yaşamını dağıtmayı esas alan devletin, özgürlük çizgisini zayıflatmak istediğini dile getiren Erzincan, “Sur ve Hasankeyf başta olmak üzere Kürdistan genelinde tarihsel hafıza ve kültürel miras ile direniş geleneğinin üzerine gidiliyor. Sömürgeci egemenliğin, işgalci zihniyetin gereğidir bu. Bakınız DAİŞ de işgal ettiği yerlerde ilk başta tarihi eserlere saldırıyor. AKP'nin de yaptığı budur” diye konuştu.

KADIN ŞAHSINDA TÜM TOPLUMADIR

KJK Koordinasyon Üyesi Besê Erzincan, Kürdistan genelinde kadına karşı tecavüz ve taciz ile uyuşturucu ve fuhuşun eş zamanlı arttığını belirterek, bunun kaynağının da Türk sömürgeciliğini olduğunu söyledi. Kadın şahsında tüm toplumun hedeflendiğini vurgulayan Erzincan, şöyle devam etti: "Fuhuş, uyuşturucu ve ajanlaştırma yoluyla düşürmeye çalışıyorlar. Düşürülen, her tür kirliliğe bulaştırılan bir kişinin direniş sergileyemeyeceğini biliyorlar. Eşbaşkanlık sistemimizi bitirmek, kadın kurumlarını dağıtmak, zindanlara atıp rehin almayı yaygınlaştırmak, sistematik geliştiriliyor. Direnişi sergileyenler şahsında özgürlüğü bastırmak; özgürlük karakteri ve kültürünün gelişmesini engellemek istiyorlar. Kadın özgürleşsin, toplum özgürleşsin, özgür Kürt kimliği edinilsin istemiyorlar.”

HER KADIN ÖNCÜ OLMALIDIR

Kürt halkının merkezi bir mücadele içerisinde, hissederek, yaşayarak yer aldığını belirten Erzincan, direniş kültürünün varlığına işaret ederek, "Öncülüğü kimseye bırakmamalıyız. Öyle bir süreçteyiz ki; bilinçli olan, bu durumun farkında olan insanların tümü kendini öncü olarak aktif kılmalıdır. Bizi büyütecek olan örgütlülüktür. Ortak çalışma ve örgütlenmeyle sömürgeciliğe karşı güçlü mücadele verebiliriz. Parçalı dursak, bireysel yaklaşsak ve dağılsak düşman saldırılarını daha da artıracaktır” dedi.

BİRLİK VE ÖRGÜTLENME ŞART

Kürt kadınları arasında güçlü bir birlik ve örgütlenmenin şart olduğunun altını çizen Erzincan, şöyle konuştu: “Kürdistan’ın her parçasında bir kadın mücadelesi var. Bir araya gelip sorunlarımızı daha iyi tartışabiliriz, kadınlar için çözüm ortaya koyup mücadele tempomuzu yükseltebiliriz. O temelde çalışmalar da var. Pek çok kez tüm kadın hareketlerine çağrılar yaptık. Kürdistan kadınları birliği de oluşsun diye. Sorunlarımız ortaktır. Görüş ve yöntemde farklılıklar olsa da yan yana gelip ortaklaşacağımız noktalar vardır.”

DERİN DİRENİŞ GEREKLİDİR

Kapitalist modernitenin kadına dayattığı statünün dört dörtlük kölelik olduğunu belirten Erzincan, bunun reddetmenin yetmediğini, bu zihniyete karşı örgütlü durmanın ve alternatifi inşa etmenin gerekliliğini vurguladı. "Sessiz kalırsak, istediği çerçeveye hapsolursak saldırıları daha da artacaktır. Dolayısıyla çok derin bir direniş olmalı. Derin direniş sadece karşı durmak değil, aynı zamanda yeni bir yaşamı inşa etmektir. Milyonlarca Kürt olarak ortak tutumumuz varsa devlet ne yapabilir ki” diyen Erzincan, devletten isteme konumundan kurtulmanın önemini tekrarladı.

GEREKİRSE İLLEGAL ÇALIŞMALIYIZ

Mücadelenin yol ve yöntemlerinin çokluğunu, zenginliğini anımsatan Erzincan, faşizmine düzeyine göre tarzın değişmesi gerektiğini söyledi. Sistemin saldırılarına göre savunma ve örgütlenmenin önemini anlatan Erzincan, "Yol ve yöntem değişmeli, çünkü durum değişti. Gerekirse illegal çalışmalıyız. Her şeyi legal yapmak zorunda değiliz ki. Bu konuda en tecrübeli olan Kürt halkı ve Kürt kadınıdır. Mücadele yöntemi değiştirilmeli, güçlendirilmeli ve zenginleştirilmeli” şeklinde konuştu.

KOLEKTİF YAŞAM, ORTAK HAREKET

Her bireyin özgürlük, özgür ulus ve özgür kadın konusunda kendini değiştirip dönüştürmesi, komünal yaşaması, destek vermesi, birliğe dahil olması ve kadın yoldaşlığını geliştirmesiyle sonuç alınabileceğini savunan Besê Erzincan, son olarak şunları söyledi: "Herkes öncelikle kendi kişiliğinde daha örgütlü bir tutum almalıdır. Kolektif yaşam, ortak hareket esas alınmalı. Kadın öncüllüğü daha da güçlendirilmelidir. Hiçbir hareket bizim kadar güçlü bir ideolojik yapıya sahip değil. Önderlik her şeyi açık bir şekilde ortaya koymuş. Düşman ne kadar saldırırsa saldırsın başarabiliriz ve başaracağız. O gücümüz ve inancımız da var. Devrimde zorluklar olur ama aşılır. Biz de aşacak dirayetteyiz."