Çetin: Yerde yatarken Lisa’yı düşünmek bana güç verdi

Suruç Katliamı’ndan yaralı kurtulan Gökçe Çetin, yaralı yerde yatarken, aklına HDP Amed mitingindeki iki bacağını kaybeden Lisa Çalan’ın geldiğini belirterek, “Yerde yaralı yatarken Lisa‘nın dik duruşunu düşünmek bana güç verdi” dedi.

Kamuoyu, Gökçe Çetin’i katliamın ardından yaralı halde yerde yatarken Çağla Seven ile el ele tutuşurken çekilen fotoğraflar karesiyle tanıdı. Saldırıda ağır yaralanan ve geçirdiği üç ameliyattan sonra zorlukla yürüyebilen Gökçe,  yaşadığı travmanın kendisini hayata daha da çok bağladığını ifade ediyor. 2015 yılında Çanakkale 9 Mart Üniversitesi öğretmenlik bölümünde mezun olan 24 yaşındaki Gökçe, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu’nun (SGDF)  "Beraber savunduk beraber inşa edeceğiz" şiarıyla Kobanê’ye gideceğini öğrenir öğrenmez gitme kararını verdiğini anlatıyor. “Kobanê’nin yeniden inşasına bir katkı sunabilmek benim için vicdani sorumluluktu” diyen Gökçe, “Üniversitedeyken Kobanê‘deki DAİŞ kuşatmasına karşı yapılan birçok basın açıklamasına katılmıştım ama her zaman vicdanen bunun yeterli olmadığını hissediyordum.  O dönemde birçok genç Kobanê‘ye destek olmak için Suruç ‘ta gerçekleşen nöbetlere katılmaya gidiyordu.  Ne yapabilir  diye düşünürken,  sosyal medyadan  SGDF’lilerin  Kobanê‘ye gidileceğini öğrendim .  Burada oturup beklemektense,  bir öğretmen olarak savaştan çıkan çocuklara yardımım dokunabilir, inşa sürecine katkıda bulunabilirim diyerek  hemen  gitmeye  karar verdim” dedi. 

‘O SES BOMBANIN PİMİNİN SESİYMİŞ’

Katliamda ağır yaralanan doktor Çağla Seven ile Suruç’a giderken tanışan Gökçe, “Çağla ile 19 Temmuz yola çıktığımız gün toplanma yeri olan Kadıköy Belediyesi önüne karşılaştım.  Birbirimizle hemen kaynaştık. Öyle bir sohbete daldık ki az daha diğer arkadaşları kaçırıyorduk” diye anlatıyor. İstanbul’dan Suruç’a doğru çıkan ilk otobüste yer alan Gökçe,  bombalı saldırıda hayatını kaybeden İsmet Şeker ile samimiyet kurup yol boyunca şarkı söyleyip, sohbet ederek geçirdi.

“Saldırıya kadar hepimiz çok heyecanlı, şen çocuklar gibiydik” diyen Gökçe, 33 kişinin hayatını kaybettiği bombalı saldırı anını şöyle anlattı: “Suruç Amara Kültür Merkezi’ne sabah erken saatlerinde vardık. Kahvaltımızı beraber yaptıktan sonra hepimiz bir yerlere dağıldık. Ben Çağla ile birlikte Suruç Devlet Hastanesi’nde çalışan bir arkadaşını görmeye gittik.  Amara‘ya döndüğümüzde saat 11.00 sıralarıydı. Basın açıklaması yapılacağı söylediği zaman arkadaşlarla birlikte o meşhur ağacın arkasında oturuyorduk.  Hemen kalktık.  Kitlenin toplandığı noktanın arkasında,  ağacın hemen solunda yerimi aldım.  Basın açıklaması başladı, dinliyorduk. Konuşmalardan sonra sloganlar atılırken “çak” diye bir ses geldi.  Bu sesi bir yerden tanıyordum ama çıkartamıyordum. Biraz torpil sesine benziyordu. Her şey çok çabuk oldu. İçimde kötü bir his vardı. Sağıma baktım gençler gülümseyerek bizi izliyordu. Tam o esnada büyük patlama meydana geldi.  Meğer duyduğum o ses  bombanın piminin  sesiymiş.

‘ÇAĞLA ‘NIN ELİNİ TUTTUKÇA HUZUR BULDUM ‘

Birkaç metre savruldum. Kulaklarım çınlıyordu. Sağ bacağımın yandığını hissetim. Gözlerim kapalıydı ancak bilincim hala açıktı.  Bacağımı kaybettiğimi düşünüyordum.  Aklıma HDP Diyarbakır mitinginde gerçekleşen bombalı saldırıda iki bacağını kaybeden Lisa Çalan geldi.  Onunla yapılan bir röportajı okumuştum ve söylediği sözler, o güçlü duruşunu beni çok etkilemişti. Yerde yaralı yatarken Lisa’yı düşünmek bana güç verdi hemen toparlandım. Her yerim kan içindeydi, harekete edemiyordum. O halde bile aklımdan anneme ne diyeceğim şimdi, diye geçiriyordum. Gözlerimi açtığımda etrafımda herkesin feryat ettiğini fark ettim. Vücudumu kaldırmaya çalıştım ancak ayaklarım hareket etmiyordu.  Etrafta yanmış bedenler vardı. Yanıma baktığımda Çağla‘yı gördüm. Hemen yanı başımda yaralı bir şekilde yerde yatıyordu. Yeniden vücudumu kaldırmaya çalıştım. O esnada Çağla gözlerini açtı ve elini havaya kaldırdı. Hemen elini tuttum ve tutukça da huzur buldum.”  

ÖZEL OKULLAR İŞE ALMADI 

Dakikalarca yerde ambulansların yardıma gelmesini bekleyen Gökçe Çetin, kaldırıldığı Suruç Devlet Hastanesi’nde onu aynı sabah tanıştığı ve beraber çay içtiği Çağla Seven’in doktor arkadaşı karşıladı.    Sağ bacağındaki tüm kemikleri kırılan ve damarları yanan Gökçe, Urfa Mehmet Akif Hastanesi’nde yapılan ameliyatta,  parçalanan kemiğini tutturmak için alelacele takılan plakların uygun olmaması nedeniyle sağ bacağı sol bacağından üç santim kısa kaldı. Plakların değiştirilmesi için devlet hastanelerin istediği 30 bin TL‘lik miktarı karşılamayan Gökçe,  saldırı sonrası yaşadığı çileden bir türlü kurtulamadı.  Gökçe, öğretmenlik mesleğini yapmak etmek için başvurduğu özel okulların kapıları teker teker yüzüne kapandı. “Bana resmen engelli muamelesi yaptılar” diyen Gökçe, “CV ve fotoğraflarımı yolladığımda benimle görüşmek isteyen özel okullar, aksayarak yürüdüğümü görünce beni işe almaktan vazgeçtiler. Okul yöneticileri ‘bu durumda çocuklarla nasıl ilgileneceksin, yorulmaz mısın, düşersen incinirsin, biraz daha fizik tedaviye git istiyorsanız’ gibi söylemlerde bulunan okul idaresi , ‘biz sizi ararız’ dese de bir daha aramadı” diye konuştu.  

‘PES ETMEYECEĞİM MÜCADELEYE DEVAM ’

Her şeye rağmen hayata sımsıkı sarılan Gökçe, Nietzsche’nin , “Seni öldürmeyen güçlü kılar” sözünden yola çıkarak yaşadığı bu yoğun travmadan güçlenerek çıktığını ifade ediyor. Saldırı öncesi içe kapanık bir insan iken, saldırı sonrası hayata daha da bağlandığını vurgulayan Gökçe, “Bugün olsa Kobanê ‘ye yine aynı coşkuyla giderim” dedi.

 Acının popüleristleştirildiği bir dönemde yaşandığına dikkat çeken Gökçe, “Evet insanlar acıları twitter veya facebook‘larda paylaşıyor ancak bu kadar yıkımdan sonra nasıl tekrar ayağa kalktığımızı, hayata tekrar nasıl tutunduğumuza bakmıyor, belki de umursamıyor. Sanki hayatın olağan akışında birileri ölüyor ve herkes yaşamaya devam ediyor. Bizler böyle olmayacağız ve yaşananları unutmayacağız, unutturmayacağız” diye konuştu.

Hastaneden taburcu olduktan sonra ilk iş Almanya‘ya protez takmaya giden Lisa Çalan’ın numarasını bulup mesajlaşmak olan Gökçe, “Lisa ‘ya yaşadığım duyguyu anlattım ve varlığının, dik duruşunun benim gibi yaralanan herkese güç verdiğini söyledim.  Lisa teşekkür ettikten sonra  ‘umarım bacakların yerindedir ’ dediğinde bir şey söyleyemedim. Sadece içimden, ondan o bacakları alan cezasını çekmeli diye geçirdim. Ama nasıl ki kendi sapık düşünceleri için bu hale getirdikleri insanlar pes etmediyse ve  mücadeleye devam ediyorsa  bende pes etmeyeceğiz ” dedi.  

...