DAİŞ'ten kurtulan Êzîdî kadın, barbarlığı anlattı

Êzîdî halkının yaşadığı katliamın ve kadınlarının pazarlarda satılmasının sorumlusunun KDP olduğunu anlatan A.K., YPG ve QSD güçlerinin yardımı ile DAİŞ çetelerinin elinden kurtulduktan sonra 2 yıllık esaret koşullarını ANF’ye anlattı.

Köle pazarlarında kadınları pazarlayan DAİŞ çeteleri Şengal’dan kaçırdığı Êzîdî çocuklarını da  canlı bomba yapıyor. Binlerce Êzîdî, çetelerin elinde can çekişmeye devam ediyor. Kucağındaki çocuğu, 2 buçuk yaşındaki kız kardeşi ve 11 yaşındaki bir çocuk ile DAİŞ çetelerinin elinden kurtulmayı başarabilen bir Êzîdî kadını, çarpıcı bilgiler verdi. 

Güvenlik nedeniyle tam adını ve fotoğrafını veremeyeceğimiz Êzîdî kadın A.K., KDP’nin kendilerini satarak DAİŞ çetelerine teslim ettiğini, binlerce Êzîdînin halen DAİŞ'in elinde esir olduğunu ve Êzîdî çocukların canlı bomba yapıldığını söyledi.

Êzîdî halkının yaşadığı katliamın ve kadınlarının pazarlarda satılmasının sorumlusunun KDP olduğunu anlatan A.K., YPG ve QSD güçlerinin yardımı ile DAİŞ çetelerinin elinden kurtulduktan sonra 2 yıllık esaret koşullarını ve DAİŞ çetelerinin insanlık dışı yaklaşımlarını ANF’ye anlattı. 

‘KDP BİZİ DAİŞ ÇETELERİNE TESLİM ETTİ!'

A.K.'nin anlatımları şöyle:

"Çeteler geldiğinde KDP bizi terk ederek kaçtı. Bizi çetelerin eline teslim etti. Eğer bizi koruyan bir güç olsaydı bu kadar büyük bir tahribatı yaşamazdık. 

'BİR YIL MUSUL’DA TUTULDUK'

KDP’nn Şengal’den çatışmadan çekilmesi üzerine DAİŞ çetelerinin Şengal ve köylerini işgal etmesinden sonra esir alınanların büyük bir kısmı, 1 yıl kadar Musul’da tutuldu. Şengal’de KDP bizi koruyacağına, DAİŞ çetelerinin buralara gelmeyeceğinin garantisini veriyordu. Bizler de buna dayanarak evimizde yaşıyorduk. 3 Ağustos gecesi Şengal’a saldırı olduğunda herkesten önce KDP peşmergeleri kaçtı ve bizi DAİŞ çetelerinin insafına terk etti. 

Şehirde çetelere karşı Êzîdîler biraz çatıştı, ancak ne silahları ne de cephaneleri yetmemişti. KDP’nin kaçtığını görünce biz de can havlimiz ile yola düşüp kendimizi dağa atmaya çalıştık. Ancak geç kalmış ve dağa yetişememiştik. Çeteler önümüzü kesip bizi esir aldı. Esir aldıkları Şengal halkını önce şehirde bir yere topladı; ardından bizi araçlar ile Musul’a götürdü. 

Musul’a gittikten sonra biz ailemiz ile bir yıla yakın birlikte kaldık. Gidiş gelişler ve iletişim imkanı olmadığı için kimin nereye götürüldüğü, ne kadar insanın katledildiğini bilmiyorduk. Ancak ister Şengal’de, ister Musul’da DAİŞ çetelerinin kirli yaklaşımlarına boyun eğmeyenlerin gözlerimizin önünde ya kafaları kesiliyor, ya da silah ile öldürülüyordu. Bir yılımız bu şekilde ızdırap ve baskı ile geçmişti."

‘ÖNCE GENÇ KIZLARI, SONRA EŞİ OLMAYAN KADINLARI ALDILAR’

Eşi ve aileden birkaç kişi ile birlikte Musul’da birlikte kalan A.K., bir yıl sonunda kocasından ayırdıklarında hamile idi. Üç ya sonra da çocuğunu dünyaya getirdi. A.K., DAİŞ çetelerinin Êzîdî kadınlara yönelik vahşi uygulamalarına ilişkin de şunları aktardı:

"Şengal’de bizleri esir aldıklarında zaten büyük bir kısmını ayırarak araçlara bindirmişlerdi. Daha sonra genç kadınları ayırıp götürmüşlerdi. Bunları önce cinsel sapkınlıklarına alet ettiler. Ardından da pazarlarda köle olarak satmaya başladılar. Bizi köle olarak aldıklarını söyleyip hepimizi kendi malları gibi kullanmaya başladılar. Çocukları ayırıp onları ayrı bir yere götürüp eğitim vermeye, kafalarını yıkamaya başladılar. Erkekleri ayırarak ağır işlere verdiler. Biz kısmının öldürüldüğünü daha sonra öğrendik. Yaşlı kadınları da ayrı bir yerde tutarak kendi savaşçılarına yemek yaptırdılar."

‘ÇOCUKLARIMIZI CANLI BOMBA YAPIYORLAR'

Önce genç kadınlar, daha sonra eşi olmayan kadınlara el konulduğunu anlatan A.K., bir yılın sonunda eşlerinden ayırdıkları kadınlara da el koyarak kendilerine köle yaptıklarını anlattı. Kendisinin de bir çetenin kölesi yapıldığını söyleyen A.K., DAİŞ çetelerinin Êzîdî çocuklarını kendilerine karşı kullandıklarını da şöyle anlattı:

“Çocukları bizden alıp götürmüşlerdi. Bir süre sonra biz çocukları gördüğümüzde çocuklar bize kafir olduğumuz ve katlimizin helal olduğunu söyledi. Bu şekilde alıp götürdükleri çocukların bir süre sonra canlı bomba olarak çeşitli yerlere gönderildiğini öğrendik. Kendilerini yada onların bomba bağlayıp patlattıkları çocukların videolarını da getirip bize izletiyorlardı. 

DAİŞ çeteleri eğitip uyuşturucu verdiği iki Êzîdî çocuğunu getirip, Halep yakınlarındaki Kumi havaalanı baskınında intihar ettirdiği çocukların görüntülerini getirip izlettiler. Bunlar gibi yüzlerce çocuk ailelerinden kopartılıp eğitiliyor, ilaç veriliyor ve çeşitli yerlere intihar komandoları olarak gönderiliyor. Yarın bu çocuklar belki de Êzîdî halkına karşı kullanılacak; bilemiyoruz. Bu insanlık dışı çetelere karşı vicdanı olan herkes harekete geçmelidir.”

A.K. ile birlikte kaçarak çetelerin elinden kurtulan 11 yaşındaki B. adlı çocuk da canlı bomba olmadığı için Tunuslu bir çete tarafından sürekli baskı ve şiddete maruz kaldığını ifade etti. Çocuk, DAİŞ çetelerinin çok sayıda Êzîdîyi öldürdüğünü, A.K. adlı kadının eşinin de öldürülenler arasında olduğunu ama kendisinin bilmediğini dile getirdi.

ŞENGAL'E YOLCULUK

YPG ve QSD güçlerinin yardımı ile DAİŞ çetelerinin elinden kurtarılan A.K. adlı Êzîdî kadın ve yanındaki çocuklar, daha sonra ait oldukları kutsal Şengal Dağı'na doğru yolu koyuldular.   

...