‘Dumiz ve diğer kamplarda kasıtlı olarak fuhuş geliştiriliyor’

İlham Ehmed, Türkiye ve Güney Kürdistan’daki mülteci kamplarında kadınların fuhuşla düşürülerek toplumun yozlaştırılmaya çalışıldığını belirterek, buna karşı devreye girmeye hazır olduklarını ifade etti.

Ehmed, “Bu noktada Demokratik Suriye Meclisi olarak bu kamplar ve mültecilik sorununun önüne geçmek için başvurularımız oldu. Avrupa Birliği ve çeşitli ülkelerle görüşmelerimiz oldu ve bu konudaki projemizi tanıttık önerdik. Savaşın uzadığını anlattık. Yine diğer  ülkelere giderek, bu sorunları yaşamak zorunda kalan insanların var olan sorunların önünü almak için bölgemizde yerleştirerek bir eğitim ve yaşam sistemini oluşturmanın sorumluluğunu alacağımızı söyledik” dedi. 

Suriye savaşı ve Rojava’ya saldırılar sürecinde milyonlarca insan komşu ülkelere göç ederek, mülteci konumuna düştü. Başta Türkiye ve KDP olmak üzere çeşitli güçler tarafından mülteciler üzerinden kirli politikalar yürütüldü. Bu konuda Rojavalı yetkililerin defalarca değerlendirmeleri oldu, ama birçok kesim bunlara kulaklarını kapadı.

Fakat geçtiğimiz günlerde ABD Dışişleri Bakanlığının ‘İnsan Kaçakçılığı Raporu’nda Duhok’ta KDP denetimindeki Dumiz kampında mülteci kadınların güvenlik güçlerinin de içinde olduğu şebekeler tarafından fuhuşa zorlandığının ifade edilmesiyle birlikte, Türkiye ve Güney Kürdistan’daki mülteci kamplarında kadınların yaşadığı durum yeniden gündeme geldi.  

Demokratik Suriye Meclisi Eşbaşkanı İlham Ehmed, Dumiz Kampı’nın yanı sıra Türkiye ve KDP’nin denetimindeki diğer mülteci kamplarında kadınlar üzerinden uygulanan fuhuş politikasını ve bu konuda MSD olarak projelerini ajansımıza anlattı.

‘SADECE DUMİZ’DE DEĞİL, BİRÇOK KAMPTA AYNI SORUN VAR’

Dumiz kampında yaşanan mülteci kadınlara zorla fuhuş yaptırılması durumuna bazı raporlarda da yer verildiğini, fakat bu durumun Güney Kürdistan ve Türkiye’deki birçok mülteci kampında yaşandığını ifade eden İlham Ehmed, şöyle dedi: “Savaş süreçlerinde her zaman böyle durumlar yaşanıyor. Savaşta en fazla acı çeken kadınlar oluyor. Açlık gelişiyor, çocuklarına ve kendisine bir parça ekmek bulabilmek için bedenini satmak zorunda kalıyor. Kimi zaman da erkekler para kazanabilmek için kadın bedenini satıyorlar. Kadının yine böyle bir mağduriyeti gelişiyor. Egemen sistemler, özellikle de sözde bu göçmenlerin gittiği devletler bir şebeke, bir şirket gibi bu  kamplarda bilinçli olarak fuhuş yaptırıyorlar.”

‘MÜLTECİLERİ BELİRLİ HEDEFLERLE FUHUŞA ZORLUYORLAR’

İlham Ehmed, Güney’de ve Türkiye’deki kamplarda fuhuş şebekelerinin içinde bu kampların yönetici ve güvenlik güçlerininde içinde olduğunu ve belirli amaçlar doğrultusunda çok bilinçli olarak  kadınlara fuhuş yaptırıldığını dile getirdi.

Ehmed, şöyle devam etti: “Sorun onlar için sadece para değil. Tecavüz ve fuhuşla kadının iradesini kırmak istiyorlar. Yine ahlaki anlamda bir yozlaşma geliştirmek istiyorlar. Savaştan kaçıp herşeyini arkada bırakmak zorunda kalan kadınlar bu durumla çok fazla yüz yüze kalıyorlar. Eger birisi bu durumdan kurtulabilse bile, mutlaka başka kadınlar bu duruma düşürülüyor.  Kadınlar bu durumdan kurtulmaya çabalasa da mutlaka bir şekilde bu durumun içine sokuyorlar. Bununla bilinçli olarak kadını düşürüyorlar. Çünkü kadının toplumsallığından toplum için öneminden korkuyorlar, kadını düşürerek o toplumun tümünü yozlaştırmak ve amaçlarına açık hale getirmek istiyorlar.”

‘KDP  DEVRİMDEN UZAKLAŞTIRMAK İÇİN HER YOLU DENİYOR’

KDP’nin özellikle Rojavalılara ve mültecilere dönük ‘devrimden ve ülkeden uzaklaştırmak, yozlaştırmak’ amaçlı bilinçli politikalar geliştirdiğini kaydeden  İlham Ehmed, bu konuyu şu örnekle açımladı: “Mesela 2014 yılındaydı sanırım; Dumiz Kampı’nda toplu düğünler yapıldı. Yani 200 gelin ve damadın toplu düğününü yaptılar. Yani bu kampta açlık, ülkesizlik, haklarından mahrum olma, bu kampın yönetimine esir olma var. Hatta bir parça ekmek bulmak için bile sıra beklemek zorundalar. Ama böyle bir durumda toplu düğün merasimi yapmak KDP’nin ahlaksız yaklaşımını ortaya koyuyor. Çünkü bu kampı yöneten kendisidir. Hatta yine o dönemlerde Rojava’dan Derik’ten yine böyle bir merasim düzenlemek için birçok çift yolladılar. Bununla topluma ‘işiniz devrim, hak ve özgürlük değil. İşiniz sadece evlenip dünyaya çocuk getirmek ve geçiminizin peşine düşmek’ mesajını verdiler.  Yani KDP eliyle bu noktada devrimden uzaklaştırmak ve toplumsal özünden koparılmak için özel bir politika uygulanıyor. “

‘TÜRK DEVLETİ VE KDP’NİN POLİTİKASI AYNI’

Bu noktada Türk devleti ve KDP’nin politikalarının birbirinin çok benzeri olduğuna dikkat çeken İlham Ehmed,  sözlerini şöyle sürdürdü: “Yine Türkiye’deki Suriyeli sığınmacıların yaşadığı durum da böyle. Zaten daha önce Türkiye’deki mülteci kamplarında da kadınlara fuhuş yaptırıldığı açığa çıkmıştı. Dumiz Kampı’nda da  öyle ve  çok bilinçli olarak yaptırılıyor. Dumiz Kampı’na da Güney Kürdistan’daki başka kurumlardan ve yetkililerin girişi yasak. BM kurumları bile çok zorluklarla bu kampa girip denetim yapabiliyor. Bir de bu Dumiz Kampı’nda kalanlar hemen hepsi Rojavalılar.

‘SURİYE KRİZİNE KALICI ÇÖZÜM BU SORUNUNDA TEMEL ÇÖZÜMÜDÜR’

Şunu baştan da belirtmiştim; savaşın ve krizin olduğu yerde mültecilik gelişiyor. Mülteciliğin geliştiği yerde de başta kadınlar olmak üzere mülteciler üzerinde çeşitli güçler ve devletlerin oluşturduğu şebekelerle kirli politikalar uygulanıyor. Bütün bunların kalıcı olarak engellenmesinin yolu bu savaşı durdurup demokratik bir sistem geliştirmektir. Bu noktada da MSD olarak Suriye Demokratik Federasyonu projesini destekliyoruz. Bunu tek çözüm projesi olarak görüyoruz.”

‘KADINLARI BU DURUMDAN KURTARMAK İÇİN PROJELERİMİZ VAR’

İlham Ehmed, mülteci sorunu ve kadınların zorla fuhuşa sürüklenmesine çözüm bulmak için proje geliştirdiklerini ifade ederek, “Bu noktada Demokratik Suriye Meclisi olarak bu kamplar ve mültecilik sorununun önüne geçmek için başvurularımız oldu. Avrupa Birliği ve çeşitli ülkelerle görüşmelerimiz oldu ve bu konudaki projemizi tanıttık, önerdik. Savaşın uzadığını anlattık. Bu diğer  ülkelere geçip bu sorunları yaşamak zorunda kalan insanları yaşanan sorunların önünü almak için bölgemizde yerleştirip bir eğitim, yaşam vb. sistemini oluşturmanın sorumluluğunu alacağımızı söyledik” dedi. 

Yine  bu kamplarda mülteciler üzerine geliştirilen her türlü kirli politikalara karşı gerek Türkiye’ye gerekse de KDP’ye dava açılabilir ve soruşturma açılmasının istenebileceğini, bu konuda  girişimlerinin olacağını belirten İlham Ehmed, değerlendirmesini şu çağrıyla bitirdi: “Bu kamplarda KDP’nin uyguladığı politikalar insanlık ve ahlak dışıdır. Hem Güney Kürdistan’daki hem Rojava’daki hem de tüm dünyadaki kadınları bu konuda tavır sahibi olmaya ve tavırlarını ortaya koymaya çağırıyorum.”