HDP Kadın Meclisi: 25 Kasım'da alanları dolduruyoruz!

HDP Kadın Meclisi, 25 Kasım'da AKP-MHP'nin kadın düşmanı, gaspçı ve işgalci politikalarına karşı alanları dolduracağını duyurdu.


HDP Kadın Meclisi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü için çağrı metni yayımladı.

'HEPİMİZ HEDEFTEYİZ'

Çağrı metni şöyle:
"Kazanımlarımıza, haklarımıza, özgürlüğümüze, yaşamımıza, kamusal alandaki varlığımıza yönelik saldırılar gün geçtikçe şiddetlenerek devam ediyor. AKP-MHP erkek iktidarı kadın özgürlük mücadelesi veren kadınlara görülmedik bir açıklıkla saldırıyor.
Mücadele eden tüm kadınları pervasızca tehdit eden erkek egemenliği, tüm maskelerini atmış durumda. Boşanmak isteyen, kendi yaşamı üzerinde söz ve karar hakkına sahip çıkan kadınlar, emeğinin hakkını isteyen kadınlar, erkek otoritesini sorgulayan kadınlar, evde, sokakta, siyasette erkek egemenliğinin tekil veya örgütlü farklı tezahürlerine karşı çıkan kadınlar, yani hepimiz hedefteyiz.

'ŞİDDETE, SAVAŞA, YOKSULLUĞA, GASBA KARŞI...'

Biz kadınlar,  kadın düşmanı AKP-MHP erkek ittifakının bir yandan kadınlara açtığı savaşla, diğer yandan da Kuzey ve Doğu Suriye halklarına yani Rojava Kadın Devrimine yönelik savaş politikalarına yaratılan yoksullukla, kayyımlar eliyle irademizin gasp edilmesine karşı mücadele ediyoruz.
25 Kasım’a giderken son 324 günde en az 532 kadın erkek şiddetine maruz kaldı, 300’ü aşkın kadın bu şiddet sonucu katledildi. Kadınlar, milyonların gözü önünde, adı baba, erkek kardeş, koca, eski koca, sevgili olan erkekler tarafından katledilirken siyasi iktidar kadın cinayetlerini önlemek yerine; cinayetlere ses çıkaran 'Yaşamak İstiyoruz' çığlığını yükselten kadınları gözaltına alıyor, kadın kurumlarının demokratik ve yasal hakkını kullanarak yaptığı açıklamalar ve eylemleri 'suç' olarak gösteriyor.
Son örneğini, eski erkek arkadaşı Zafer Pehlivan tarafından katledilen Güleda Cankel için Kadıköy'de eylem yapan FeminAmfi üyesi 7 kadın ve Devrimci Partili 2 kadının gözaltına alınmasında, kadın çalışmaları yürüten TJA’nın hedef gösterilmesinde, Kadın Meclisimizin 25 Kasım için bastırdığı broşürlerin toplatılmasında, kadınların yaptığı basın açıklamalarına gazla, copla saldırılmasında, Batman Belediyesi’nin şiddete dikkat çekmek için otobüslere astığı pankartların emniyet tarafından sökülmesinde yaşadık. Yine, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, 'Kadın cinayeti, Rabia Naz diyerek eylem yapan terör örgütlerine müsaade etmeyiz' açıklaması saldırı talimatının nereden geldiğini açık bir şekilde ortaya koyuyor.
Kadına yönelik şiddet, taciz, istismar ve katliamlar  sistematik bir şekilde devam ederken, AKP-MHP erkek iktidarı, tüm bu koşullar altında dahi, kadına yönelik şiddeti önlemeye dönük politikalar üretmek yerine kadınların onlarca yıllık mücadelesiyle kazandığı İstanbul Sözleşmesini, 6284 sayılı yasayı, toplumsal cinsiyet eşitliğini,  nafaka hakkını, eşit temsiliyet kazanımlarını tanımayarak gasp etmek istiyor.

'İSYANIMIZI ÖRGÜTLEMEK İÇİN ALANLARDAYIZ'

AKP-MHP erkek ittifakının bu kadın düşmanı politikalarına karşı sesimizi yükseltmek, isyanımızı örgütlemek, yaşamımıza ve haklarımıza sahip çıkmak, kayyım atamalarına gerekçe yapılan eşbaşkanlık sistemine sahip çıkmak için 25 Kasım Günü alanları dolduruyoruz.
Kadın katliamlarının erkek devlet tarafından seyirci kalınarak cezasız bırakılmasına, teşvik edilmesine, savaş politikaları ile kadına yönelik suçların arttırıldığı bu dönemde; isyanımızı birlikte büyüterek 25 Kasım günü evde, okulda, işyerinde, meydanlarda, yaşamın her alanında yan yana, omuz omuza olacağız.
25 Kasım günü, kadın katliamları başta olmak üzere kadına yönelik her türlü şiddetin önlenmesi;
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı kanun gibi, kadını şiddetten korumayı hedefleyen yasaların uygulanması;
Halkların yaşam iradesini hedefleyen ve aynı zamanda kadına yönelik her türlü şiddeti körükleyen savaş ve işgal politikalarına son verilmesi;
Kadın iradesini yok sayan kayyım siyasetine,  eşbaşkanlığa dönük saldırılara,
Dayatılan yoksulluğa, nafaka hakkımızın gasp edilmesine karşı;
Varlığımızın, irademizin ve emeğimizin görünür kılınması için; kadın örgütleri ve feministlerle birlikte alanlarda olacağız."