HDP'li İrmez: Meclis yok hükmünde!

ANF’ye konuşan HDP Şırnak Milletvekili Aycan İrmez, dokunulmazlıklarının kaldırılması için parlamentoda kendileri dışındaki tüm partilerin birleştiğine vurgu yaparak, Meclis'in yok hükmünde olduğunu belirtti.

HDP Milletvekili İrmez, Meclis'in 'yok hükmünde' olduğunu, Saray2ın talimatlarıyla ülkenin yönetildiğini söyledi. İrmez, dokunulmazlıkların kaldırılmasının Kürt siyasetini önleyemeyeceğine dikkati çekerek, iktidarın akıbetinin ise Çiller'in sonuyla aynı olacağını belirtti. 

ANF’ye konuşan HDP Şırnak Milletvekili Aycan İrmez, dokunulmazlıklarının kaldırılması için parlamentoda kendileri dışındaki tüm partilerin birleştiğine vurgu yaparak, Meclis'in yok hükmünde olduğunu belirtti.

11 ayrı dosya ile dokunulmazlığının kaldırıldığına dikkati çeken İrmez, mahkemenin taraflı olması nedeniyle savunma vermeyeceklerini şu sözlerle ifade etti: “Dokunulmazlıklar ile ilgili parti olarak zaten ortak bir savunmamız olacak. Ancak tamamen taraflı olan yargıya savunma vermeme yönünde ortak bir karar çıkmıştır. Zaten dokunulmazlıkların kaldırılması tamamen HDP’li vekilleri Meclis dışı bırakmak için ve tamamen Saray talimatı ile alınan bir karardır. Çünkü Meclis'in yok hükmünde bir iradesi var. Maalesef halkın orada temsil edilmesi gerekirken, Saray'ın bir kurumu gibi ve çoğunluk AKP’den oluştuğu için, yine Saray'ın talimatı ile dokunulmazlıklar kaldırıldı. Süreci hepimiz biliyoruz ve tarafsız bir yargılama olduğu için savunma vermeyeceğiz. Biz halkın dışında hiç kimseye savunma vermeyeceğimizi baştan beri dile getirmiştik."

'ÇİLLER VE PARTİSİ YOK OLDU'

HDP’li milletvekillerinin tutuklanması için ülkenin kaosa sürüklendiğini de söyleyen İrmez, 1994 yılında DEP’li vekillerin tutuklanmasında rolü olan Tansu Çiller ve partisinin akıbetini hatırlattı. İrmez, şunları kaydetti: "1994 yılındaki DEP’li milletvekillerinin tutuklanıp cezaevine gönderilmesi neyi değiştirtebildi? O dönemin iktidar partisi yok olup gitti ama Kürt siyasi hareketi o günden çok daha güçlü bir şekilde kendi iddiaları doğrultusunda siyaset yapıyor. Baskı politikası ile Kürtlerin yok olamayacağını ve Kürt sorunu çözümsüz bırakıldığı sürece önlerine geleceği bilinmelidir. Devlet politikası hep güvenlikçi anlayışla baktıkları için bu inkar politikasını terk etmedikleri için bugün de aynı politikada ısrar ediliyor. Kürt vekilleri Meclis dışına itilerek, gözaltılarla, tutuklamalarla sorunu çözemeyecekler. 1994 yılında DEP’li vekillerin tutuklanmasında görev üstlenen Tansu Çiller ve partisi nerede? O partinin tek cümlesi bile ortalıkla kalmadı ama Kürtler o günden daha güçlüdür. Kürt iradesi o dönemde topyekûn kırılması için binlerce faili meçhul cinayetler, tutuklanmalar, işkenceler, köy yakmaları yaşandı ama başaramadılar. Devlet bunu gözardı etmemelidir."

Kürt sorununu şiddet ve inkar politikası ile çözmeye çalışan tüm iktidarların 'yok olduğunu' dile getiren İrmez, “Kürtlerin iradesini yok etmeyi hedeflediği her dönemde Türkiye Cumhuriyeti iç ve dış politikada büyük bir kaosu yaşamaktadır. Bugün de aynı yöntemlerle Kürt sorununu çözmeye çalışan devletin iç ve dış politikası resmen batmış durumda. Avrupa Birliği'nin son yayımladığı raporda, Türkiye’de yaşanan insan hakları ihlalleri, 'sokağa çıkma yasakları', insan temel hak ve özgürlüğünün hiçe sayılması gibi birçok etken ön plana çıkmıştı" diye konuştu.

'HDP’Lİ VEKİLLERE DÜŞMAN GÖZÜYLE BAKILIYOR!'

HDP Şırnak Milletvekili Aycan İrmez, son olarak, "Türkiye’de her ne kadar büyük bir savaşın olduğunu kabul etmeseler de şehirlerine, halkına yönelik ağır silahlarla, tank ve toplar kullanılıyorsa demek ki bir savaş vardır" diyerek, şunları ekledi: "Bunların tamamı Türkiye devletini yönetenlerin önüne birer yargılama gerekçesi olarak öne çıkacaktır. HDP’li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasının altında yatan tek bir neden var o da bize düşman gözü ile bakılmasından kaynaklıdır. Türkiyeli Türk veya Kürt siyasetçi olarak değil de tamamen düşman gözü ile bakıldığını dile getirmemize dahi tahammül edemiyorlar. Onun için kamuoyunda ellerinden geldiğince HDP’li vekilleri birer toplum düşmanı olarak yansıtmaya çalışıyorlar."