Kader’in katledilişinin üzerinden bir yıl geçti, ama ortada dava yok

Kobanê’ye geçerken, sınırda askerler tarafından katledilen TÖPG üyesi Kader Ortakaya İHD İstanbul Şubesi’nde düzenlenen bir basın açıklaması ile anıldı.

Kobanê’ye geçerken, sınırda askerler tarafından katledilen TÖPG üyesi Kader Ortakaya İHD İstanbul Şubesi’nde düzenlenen bir basın açıklaması ile anıldı. Basın toplantısına, Rojava’da DAİŞ çetelerine karşı savaşırken hayatını kaybeden ve 45 gündür cenazesi ailesine verilmeyen Aziz Güler’in abisi Ersin Umut Güler, HDK Eşsözcüsü Sebahat Tuncel, sanatçı Pınar Aydınlar da konuşmacı olarak katıldı. Toplantıda, söz alan avukat Tamer Doğan, Kader’in askerler tarafından katledildiği tanıklarca belli olmasına rağmen davanın açılmadığını söyledi.

Toplumsal Özgürlük Parti Girişimi (TÖPG) üyesi Kader Ortakaya, Kabanê’ye geçtiği sırada Türk askerleri tarafından sınırda katledilişinden birinci yıldönümünde İHD İstanbul Şubesi’nde yapılan kitlesel bir basın açıklamasıyla anıldı. Rojava’da DAİŞ çetelerine karşı savaşırken hayatını kaybeden Aziz Güler’in abisi Ersin Umut Güler, HDK Eşsözcüsü Sebahat Tuncel, sanatçı Pınar Aydınlar, avukat Tamer Doğan’ın konuşmacı olarak yerini aldığı anmada, Ortakaya’nın katledilmesinin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen, hukuk sürecinde hiçbir ilerleme kaydedilmediğini vurgulandı. EHP, Demokrasi Partisi, Partizan Şehit ve Tutsak Aileleri, Halk Evleri gibi çok sayıda sosyalist örgütün katıldığı anmada ilk sözü TÖPG Sözcüsü Meral Çınar aldı.

‘KADER KUŞAĞIMIZIN ÖNEMLİ TEMSİLCİLERİNDEN BİRİYDİ’

Bir yıldır Kader’in gülüşünden mahrum bırakıldıklarını ifade ederek sözlerine başlayan Çınar, “Kader tıpkı Suphi Nejat Ağırnaslı ve Aziz Güler gibi bizim kuşağımızın önemli temsilcilerinden biriydi. O genç kadın, komünist, Kürt kimliğiyle Suruç sınırında Kobanê’ye geçip, AKP hükümetinin beslendiği IŞİD canavarına karşı savaşmayı tercih etti” dedi.

Kader’in Kürt halkıyla dayanışmak için Suruç’ta yaklaşık bir ay nöbet tuttuğunu ve bu bir ay içerisinde önder, komünist, aktif kişiliğiyle öne çıktığını anlatan Çınar, direnişin kalbinde yer almak için Kobanê’ye giderken sınırı devlet tarafından katledildiğini hatırlattı. Türk devletinin Kader’i katlederek Kürt Özgürlük Hareketi ve Kobanê ile dayanışan genç kadınlara, komünistlere, işçilere karşı bir mesaj verdiğini belirten Çınar, devletin vermek istediği bu mesaja inat Kürt Özgürlük Hareketi ve Kobanê ile dayanışma köprüsünü daha da sağlamlaştıracaklarını vurguladı.

‘BİZİM BURJUVA HUKUKUNDAN BİR BEKLENTİMİZ YOK’

Dava sürecine ilişkin söz alan avukat Tamer Doğan, Ortakaya’nın Türk askerleri tarafından katledilmesinden bir yıl geçmesine rağmen hala dava açılmadığına, dosyanın “delil yetersizliğinden” savcılıkta bekletildiğine dikkat çekti. Kader’e Türk askerlerin konuşlandırıldığı ve Türkiye tarafının bulunduğu yönden, arkadan ateş açıldığına işaret eden Doğan, bunu ispatlamak için avukatlar olarak TÜBİTAK ya da ODTÜ’den sağlam bir otopsi raporu talep ettiklerini belirti. Doğan, Kader’in nasıl katledildiğine ilişkin ortada sabit tanıklıklar olmasına rağmen, ana akım medyada, çatışmalarda kafasına gelen bir şarapnele hayatını kaybettiği yönünde yanıltıcı haberler yapıldığını aktardı. Durum böyle iken savcının hiçbir tanığı dinlemediği gibi, talepler hakkında da tek bir ilerleme kaydedilmediğini vurgulayan Doğan, “Zaten bizim de burjuva hukuktan bir beklentimiz yok. Biz sadece Kader’in mücadelesini, ailesine sahip çıkmak için bu girişimlerde bulunuyoruz. Yoksa zırhlı araçtan bir askerin Kader’e ateş acıttığı ortada. Bu zırhlı araçların içindeki personelin listesi var. Burada İçişleri Bakanına kadar uzanan bir cinayet” diye konuştu.

‘BİZE AÇIKÇA DAYANIŞIRSANIZ CENAZELER AÇIKTA KALIR DİYORLAR’

Rojava’da DAİŞ çetelerine karşı savaşırken hayatını kaybeden BÖG Komutanı Aziz Güler’in abisi Ersin Umut Güler ise, “Bu insanlar Rojava’da verilen özgürlük mücadelesi güç katmak için ordaydılar” dedi.

“Belli ki bu dayanışma Türkiye devletini, hükümetini memnun etmiyor” diyen Güler, Kader Ortakaya süreci ile benzer bir süreç yaşadıklarını vurguladı.

Kardeşinin cenazesinin verilmesi için hangi kapıyı çaldılarsa bir duvarla karşılaştıklarını vurgulayan Güler, “Kaymakamla yüz yüze görüştük sonra vekiller ve avukatlarla dilekçe vermeye gittik. Yetkililer bize başbakanlıktan sözlü bir talimat geldiğini ve cenazeyi alamayacaklarını açıklamadılar. Tamamen keyfi bir süreç yaşanıyor. Bir taraftan bir insan sınırı geçerken katlediliyor ama davası açılmıyor, diğer taraftan ise IŞİD çetelerine karşı savaşırken hayatını kaybeden bir başka insanın cenazesi verilmiyor” dedi. Hukuki kapılarının teker teker yüzlerine kapandığını, her bir talebe ret cevabı verildiğine dikkat çeken Güler, “Bize açıkça Rojava ile dayanışmaya giderseniz cenazelerinizi açıkta bırakırız diyorlar. Biz bu şantajı boşa çıkartacağız ve kardeşimin cenazesini alana kadar mücadele edeceğiz” diye konuştu.

‘ONLARIN ÖZGÜRLÜK BAYRAĞINI TAŞIMAK GEREK’

HDK Eşsözcüsü Sebahat Tuncel de, Kobanê’nin insanlığı öldürmek isteyen barbar çetelere karşı bir direnişin sembolü olduğunu vurguladı. Kobanê’nin sadece Kobanê değil, tüm dünya insanlığını savunan, DAİŞ çetelerine boyun eğmeyen ve özgürlükten yana saf tutanların bölgesi olduğunu belirten Tuncel şunları belirtti: “Yaşamını yitiren tüm yoldaşlara karşı sorumluluğumuz var. Onların bıraktığı yerden özgürlük bayrağını daha yükseklere taşımamız gerekiyor. Kader Ortakaya’nın katledilişinden bir yıl geçmesine rağmen hala dava açılmaması devletin DAİŞ ile işbirliğinin de açık göstergesidir. Kobanê’nin düşmesi, Rojava devriminin boğulması için AKP iktidarı DAİŞ ile birlik oldu ve hala birlik olmaya devam ediyor.”

Tüm bu saldırılara, işbirliğine rağmen AKP’nin başarılı olamadığını hatırlatan Tuncel, Rojava’da başlayıp Kobanê’de taşlaşan mücadeleci ruhun şu anda Şengal’de büyük bir özgürlük hamlesi attığını söyledi.

‘BİZE DÜŞEN BİRLİK OLUP MÜCADELE ETMEKTİR’

Tuncel’den sonra, Suruç’ta Kader Ortakaya ile nöbet tutan sanatçı Pınar Aydınlar sözü aldı. Dersim’den Rojava’ya hayatını kaybeden tüm devrim şehitlerini anarak sözlerine başlayan Aydınlar, Kader’in paylaşımcı devrimci ve aktif kişiliğini anlattı. Kader vurulmadan bir gün önce Özgür Sanat Girişimi ile birlikte Suruç’ta olduklarını belirten Aydınlar, “Gündüz havalar sıcak olsa da, geceleri soğuk, çok çetindi. O gece battaniye istemek için kadın arkadaşlarının bulunduğu odaya gittim. Beni orada Kader arkadaş karşıladı. O gözlerindeki umudu hiç unutmadım. Üşüdüğümüzü duyduğunda bize hemen yardımcı oldu. Onunla espriler yaptık, uzun uzun konuştuk” dedi.

Kader Ortakaya’nın nasıl katledildiğinin bir görgü tanığı da kendisi olduğunu aktaran Aydınlar, “Bugün bizim en kutsal değerlerimizi, şehitliklerimizi bombalayan, çocukların cenazelerini buzdolaplarına mahkum eden, devrimcileri katleden, hücrelerdeki yoldaşlarımıza zulüm uygulayan bu hükümete karşı bizlere düşen Aziz Güler, Kader Ortakaya, Arîn Mirkan, Suphi Nejat şahsında birlik olup mücadele etmektir” dedi.

Pinar Aydınlar’ın ardından söz alan Demokrasi Partisi, Halk Evleri, EHP ve Kaldıraç genel başkanları Kader Ortakaya ve Aziz Güler bıraktığı yerden mücadeleyi büyütme sözü verdi.