Kadınlar darbe ve OHAL’e karşı alanlardaydı

HDK Kadın Koordinasyonu ve HDP Kadın Meclisi öncülüğünde Kadıköy İskele meydanında bir araya gelen kadınlar, "Darbelere karşı özgürlüklerimizi savunuyoruz" mitingi düzenledi. Mitingde kadınlar darbe ve OHAL'e karşı çıkarak demokrasi istedi.

Mitingde, kadınlar hep bir ağızdan darbe ve OHAL’e karşı seslerini yükselterek demokrasi istedi. Mitingde söz alan HDK Eş Sözcüsü Gülistan Koçyiğit, kadınların yok sayıldığı, özgür olmadığı bir ülkede her zaman darbe tehdidinin olacağını belirtirken, HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, “Bize bugüne kadar meydanları dar edenler çok iyi bilsinler ki bizler her zaman vardık, varız var olacağız” dedi.

Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı mitingde, Kadıköy İskele Meydanı'nda akın eden kadınlar polis tarafından oluşturulan iki ayrı arama noktasından aranarak alana alındı. Zılgıtlar, ıslık ve zafer işaretleri eşliğinde alana giren kadınlar, Kürtçe ve Türkçe ezgiler eşliğinde halay çekip hep bir ağızdan, "Jin jîyan azadî", "Yaşasın kadın dayanışması", "Darbelere karşı özgürlük sokakta" sloganlarını attı. “Darbelere karşı özgürlüğümüzü savunuyoruz”, “Askeri ve sivil darbelere karşı geçit vermeyeceğiz, özgürlüğümüz için biz kadınlar alanlardayız ” yazılı pankartları ve “Hürşit Külter nerede”, “Darbelere hayır”, “ OHAL’e hayır” dövizleri ve Kobanê’den Paris’e, Cizre ‘den Suruç’a hayatını kaybetmiş kadınların fotoğraflarının taşındığı mitinge, alana girmek isteyen erkekler polis tarafından tartaklandı. “B u bir kadın mitingidir” anonsunu yapan polisler, arama noktasında toplanan erkekleri itekleyerek ve darp ederek uzaklaştırdı. Polis ile gazeteciler, polis ile kadınlar arasında zaman zaman gerginlikler de yaşandı.

ÖZGÜRLÜK BİZİM HAKKIMIZ SÖKE SÖKE ALACAĞIZ!

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, HDP milletvekilleri Hüda Kaya, Filiz Kerestecioğlu, Pervin Buldan, HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Aysel Güzel birlikte alana girmesiyle coşan kadınlar, siyasetçileri “Jin jîyan azadî” sloganları eşliğinde karşıladı.

Mitingde ilk sözü HDK Eş Sözcüsü Gülistan Koçyiğit aldı. Kadınların her zaman sokaklarda olduğunu hatırlatarak sözlerine başlayan Koçyiğit, 12 Eylül'de de kadınların darbeye, zindanlara rağmen sokakları meydanları terk etmediğini vurguladı. Koçyiğit, "yıl 2016. 15 Temmuz'da yeniden bir askeri darbe girişimi oldu. Kadınların hiç olarak görüldüğü ülkede darbe olasılığı her zaman olacağını söylüyoruz. Yeni olan onların bunu görmemesi ve kendi uçaklarıyla bombalanmasıydı" dedi. “Biz sivil ve askeri darbelere karşıyız. 7 Haziran’dan sonra yapılan darbeye de, 15 Temmuz ‘da yapılmak istenen darbeye de karşıyız. Biz gücümüzü buradan alıyoruz” diyerek sözlerini sürdüren Koçyiğit, hiçbir darbe siyasetine teslim olmayacaklarını vurguladı. İktidara geldiğinden beri AKP'nin kadınları dışladığını belirten Koçyiğit, "Onların bize reva gördüğü özgürlük ev ile sınırlı. Ve buna karşı olan kadın gerçekliği. Özgürlük bizim hakkımız, söke söke alacağız" diye konuştu.

DÜNÜN MAZLUMLARI BUGÜNÜN ZALİMLERİ!

Darbenin ardından ilan edilen OHAL'le tüm anti demokratik uygulamaların hayata geçirildiğine işaret eden Koçyiğit, hem askeri hem de sivili darbeye karşı olduklarını altını çizdi. Koçyiğit, "Bu ülkede özgürlük, demokrasi, kadın hakları eksik, yok. Kürtleri, kadınları, Alevileri, LGBTİ'leri yok sayarak devlet düzeni kuramazsınız. Darbe olsun istemiyorsanız bunu yapacaksınız" dedi. Barış’ın değerini en çok Barış Anneleri’nin bildiğini hatırlatan Gülistan; “evlatlarını toprağa verdikten sonra barış diyenlerin önünde eğiliyorum. Bu ülkede barışın kapısı çok rahat açılır, barış ayrımcılık yapmadığınız da barış gelecek. Bu ülkede barış İmralı’da Sayın Öcalan’la sağlanabilir. Barış kapısı aralanırsa, çatışmadan geri döneceksiniz. Kürt sorunu çözmek istiyorsanız bunu yeri neredeyse oraya gideceksiniz. Buna hazır bir irade kendisini barışa adamış bir irade orada bekliyor bunu hepimiz biliyoruz” şeklinde konuştu.

“Tanklar Cizre’yi Sur’u yıkınca seyrediyorlardı, taş üstünde taş bırakmayın diyorlardı. Özgürlük, barış demokrasi ve adalet herkese lazım” diyen Koçyiğit, “Dünün mazlum olanları bugünün zalimine dönüşmüşse bugünün zalimlerinin iyi düşmesi lazım. Bugün tutuklananlar bu ülkenin dinamik döşerken, kahramanken 15 Temmuz’da hain ilan edildiler ama onlar bugünde dün de katildiler” ifadelerini kullandı.

AKP’den özgürlük çıkmayacağını, çözümün meydanlarda direnişte kadınların yan yana durmasıyla saplanacağını vurgulayan Koçyiğit, bütün kadınları eşitlik, özgürlük, adalet için mücadeleyi büyütmeye çağırdı.

KADINLAR MEYDANDA OLSAYDI, TANKLAR İŞGAL EDEMEZDİ!

Gülistan Koçyiğit’in ardından sözü HDP Genel Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ aldı. “Bu zamana kadar kadınlar eğer meydanlarda olsaydı, meydanlarda özgürlük olsaydı, meydanlar tanklarla, işgal edilmeyecekti, bu ülkenin dört bir yanında darbe saldırıları olmayacaktı” diyerek sözlerine başlayan Yüksekdağ, “meydanları kadınlara dar edenler, bugün tankları, darbelerin ve OHAL rejimini dayattığı bir düzeni var ettiler” dedi. Her yerde kadının özgürlüğünü için, darbelere karşı her türlü faşizme karşı demokrasi diyemeye devam edeceklerini vurgulayan Yüksekdağ; “bize bugüne kadar meydanları dar edenler çok iyi bilsinler ki bizler her zaman vardık, varız var olacağız. Her türlü darbe, her türlü zulüm ve ayrımcılık karşısında bizlere dayatılan eşitsizlik karşısında kadınların olarak omuz omuza verip güç olacağız” diye konuştu. Kadınların onuru, özgürlüğü ve hakları için nasıl ki hiçbir darbeye boyun eğmediyse, bundan sonra da boyun eğmeyeceğini kaydeden Yüksekdağ, “Demokrasiye, eşit yaşama inanan kadınlar her türlü erkek şiddeti karşısında boyun eğmeden yürüyecek” dedi.

ŞİDDET, DARBE, SAVAŞ ERKEKTİR!

Şiddetin erkek olduğunu en iyi kadınların bildiğini vurgulayan Yüksekdağ; “darbe erkektir, savaş erkektir bu topraklara savaşı dayatanlar, darbe yapanlar, sıkıyönetim, OHAL uygulamalarından medet umanların getirenler hepsi erkek siyaset masalarında, erkek karargahlarında alırlar kararları ve uygularlar” diye konuştu. Darbe karşında demokratik bir zafer ilan ettiklerini iddia edenlerin, kandırıldıklarını öne sürenleri şimdi de darbenin nereden geldiğini bilmediklerini beyan ettiklerini hatırlatan Yüksekdağ; “darbenin nereden geldiğini biz söyleyelim. Bu darbe evlerde her gün kadına şiddet uygulayan erkek egemen zihniyetten geldi, her gün sokaklarda kadınların katledilmesinden geldi, yaşamın her alanında kadına karşı ayrımcılığı, esareti dayatılanların zihniyetinden ve uygulamasından geldi bu darbe. Eğer kadınlar kendi yaşamlarında barışı yaşayamıyorsa, kendi hayatlarını güven içinde sürdüremiyorsa, kadına karşı şiddet, kadına karşı darbe, günün her bir anında, yılın her bir ayında kesintisiz olarak sürüyorsa, askeri darbede, siyasi darbede, savaşta, saldırıda bu topraklarda yaşanır” dedi.

DARBE VE SAVAŞLAR ÖNCE KADINLARI HEDEFLER!

Darbeler ve savaşların önce kadınları hedeflediğini vurgulayan Yüksekdağ, sözlerini şöyle sürdürdü; “bu zamana kadar dişimizle, tırnağımızla kazandığımız haklarımızı gasp etmeye çalışıyorlar. 'Darbecileri idam edelim, tecavüzcüleri hadım edelim' diyorlar. Yaşamın karartıldığı bir darbeye karşı başka bir mekanizma bilmiyorlar. Kadına yönelik tecavüzün kaynaklarını ortadan kaldıracak bir zihniyete sahip değiller. Darbeciler de bundan bir süre önce öldürerek iktidar olabileceklerini sanıyorlardı ama darbe karşıtı siyasette onlardan farklı hareket etmiyor. Bir seçeneğin ortaya çıkması gerekiyor, yaşam seçeneği, yaşatma seçeneği, demokrasi seçeneği. Ama bunu darbe ve OHAL zihniyeti taşıyan siyasi iktidarın sahipleri düşünmüyor. Böyle bir siyaset geliştirmiyor, işte kadınları gücü ve iradesi de tam da böyle bir kritik ve tarihsel anda devreye giriyor. Onların sahip olmadığı iradeyi biz ortaya koyacağız, biz sergileyeceğiz."

KADINLAR MÜCADELEYİ BÜYÜTECEK!

Demokratik siyasetin önünü kadınların açacağını ifade eden Yüksekdağ; "kim olursa olsun Alevi, Sünni, dindar, mütedeyyin, laik bütün kadınlarla el ele, omuz omuza verip bizler yaratacağız. Savaş çıkaran, darbe yapan, öldüren, erkek egemen iktidara ve siyasete karşı yaşatan, sorun çözen ve yeni demokratik yaşamı inşa eden gücü bizler ortaya koyacağız. İşte bunun için ben bütün kadınlara sesleniyorum yeniden demokrasi için, adalet için geniş bir kadın demokrasi cephesinde, geniş bir kadın özgürlük alanında yan yana gelelim, omuz omuza verelim. Çok iyi biliyoruz ki kadınlar el ele verdiğinde omuz omuza verdiğinde nice dağları devirir, nice yolları aşar, mevziler yaratır. İşte bizim mevziimizde de kadının kurtuluşu, bütün Türkiye halklarının kurtuluşudur. Nerede olursa olsun OHAL'e boyun eğmeden, kadınların iradesini dimdik ve bütün görkemiyle ayağa dikeceğiz” şeklinde konuştu.

Bundan sonra bütün kentlerde kadınlar olarak alanlara çıkacaklarını ve kadın iradesini ortaya koyacaklarını kaydeden Yüksekdağ, kadınlar olarak darbenin rüzgarında savrulmadan, hiçbir OHAL rejiminin eklentisi olmadan, alanlara çıkacaklarını söyledi. Yüksekdağ; "her yerde kendi öz gücümüze inanan kadınların demokratik mücadelesini büyüteceğiz" diye vurguladı.

CİZRE’DE, SİLOPİ’DE TOP ATIŞINI ONAYLARSANIZ O TANKLAR SİZE DÖNER!

"Bugün darbenin nereden nasıl geldiğinin hala araştırıp çözmeye çalışanlar, kadınların çağrısına kulak verseydi, tanklar sokaklara inmemiş olacak, uçaklar ülkenin meclisini bombalamamış olacaktı” diyerek sözlerini sürdüren Yüksekdağ; "hep şu çağrıyı yaptık, tankların yanında değil demokratik hakların yanında olun. Ama onlar 1 yıl boyunca tankların yanındaydı. Tankların yanında olursanız, Cizre'ye, Silopi'ye, Silvan'a girmesini, top atışına tutmasını onaylarsanız işte o tanklar sizin karşınıza çıkar. İşte bugün darbe sadece kendine yöneldiğinde darbe karşıtı olmanın zamanı değildir. Darbe kimden gelirse gelsin kötüdür, mutlaka karşısında durmak, yekvücut olmak gerekir. AKP/Saray iktidarı, darbe sadece kendisine karşı gelişince darbe karşıtı oluyor. Darbe sadece bize karşı olunca değil bütün darbelere karşı her durumda, her koşulda karşı durmayı temel ilke edindik. Siyasi iktidar darbeleri ilkesiz bir duruşla püskürtemez. Eğer darbeye karşıysanız, demokrat olduğunuzu iddia ediyorsanız, herkese karşı demokrat olacaksınız, kadınlara karşı da demokrat olacaksınız” dedi.

KADINLARIN MEYDANLARDA OLMADIĞI BİR ÜLKEDE DARBE BİTMEZ!

Kadınların meydanlarda, sokaklarda olmadığı bir ülkede darbe tehdidinin her zaman olacağına altını çizen Yüksekdağ, “geceleri de, sokakları da, meydanları da istiyoruz ve vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz! Bizlere darbeden önce de sokakları yasaklamışlardı, kadınların eve hapsedilişini çare sanmışlardı. Kadını eve hapsettiler, tankları serbest bıraktılar. İşte onların demokrasisi, özgürlük anlayışı böyle bir şeydi. Eğer kadınların özgürlüğünü gasp ediyorsanız, kimselere özgürlük yoktur. Eğer kadınları evlere kapatıyorsanız kışlalardan tankları, darbe mekanizmasını serbest bırakırsınız" şeklinde konuştu.

HÜKÜMET DARBE GİRİŞİMDEN DERS ÇIKARTMALI!

Darbe girişiminin ardından ders çıkarması gereken hükümetin, ayrımcı, kutuplaştırıcı politikalarını sürdürdüğüne işaret eden Yüksekdağ, AKP'nin darbe darbe üzerinden iktidarını pekiştirdiğini sandığını söyledi. Yüksekdağ; "ayrımcı zihniyet bugünkü darbenin yollarını düzenlemiştir. AKP kafası hala bir şey öğrenememiş" diye konuştu. HDP'nin tarafının çok net olduğunu belirten Yüksekdağ, HDP’nin özgürlüklerden, demokrasiden taraf olduğunu vurguladı. Yüksekdağ; "bu tarafta olmaktan gurur duyuyoruz. Hala bu ayrımcılığı sürdürenler iyi bilsinler ki Saraylarında uzun ve mutlu bir iktidar süremezler. Artık böyle bir beladan sonra Türkiye'de gerçek bir demokrasinin herkese eşitlik, özgürlüğün ve hemen demokrasinin sağlanması gerekiyor bunu sağlamaya yüzünü dönmemiş bir iktidar başka darbeleri beklemeye mecburdur” şeklinde konuştu.

BU MEMLEKETİN HER KÖŞESİNDE KADINLAR GÖZYAŞI DÖKÜYORSA…

65 gündür haber alınamayan Hürşit Külter’e değinen Yüksekdağ, "bu memleketin bir köşesinde kadınlar gözyaşı döküyorsa Hurşit Külter gibi 65 gündür evladını arayıp bulamıyorsa, eğer memleketin bir köşesinde kadınlar yıkılmış virana dönmüş evlerini yeniden inşa etmeye çalışıyorsa, ortada çok büyük bir darbe var demektir. Bu darbe insanlığa karşı darbedir, bu darbe kadınlara karşı bir darbedir” dedi. İnsanlığa karşı, siyasete karşı hiçbir darbe olmamasını isteyen Yüksekdağ; “kadınların, insanların yaşam haklarına darbe olmasın, bu memleket hepimize yeter. Eşit bir şekilde özgürlüklerimizle bu topraklarda yaşamaya devam edebiliriz. Eğer başaramazsak, şerden ve beladan kimse kurtulamaz” diye konuştu.

YÜKSEKDAĞ MİNBİÇ’TE DİRENEN KADINLAR SELAM GÖNDERDİ

Minbiç'te DAİŞ çetelerine karşı direnen kadınları selamlayan Yüksekdağ; "Eylem Ataş'a ve O'nun gibi direnen cesur ve özgür kadınlara bin selam olsun. Nerede olursak olalım, darbecilerin, erkek egemen sistemin, darbeyle, savaşla OHAL'le, baskıyla, işkenceyle aramıza koymaya çalıştıkları sınırları tanımayacağız. Sınırsız ve özgürlük bilinciyle direnen kadınlar kazanacak. Darbeye karşı direnen halklarımız kazanacak bunun inancıyla sizleri yeniden selamlıyorum. Yolunuz yolumuz olsun" diye belirtti.

 

...