KJK: AKP’nin savaş ve şiddet politikasına karşı direnişimizi yükselteceğiz

KJK Koordinasyonu, HDP’nin etkili bir demokratik muhalefet yapmanın pozisyonunu elden bırakmadığını belirtti.

KJK Koordinasyonu, HDP’nin etkili bir demokratik muhalefet yapmanın pozisyonunu elden bırakmadığını belirtti.

KJK, AKP’nin bundan sonra savaş ve şiddetti tırmandıracağını, yargısız infazlar, haksız ve hukuksuz tutuklamaların sürekli gündemde olacağını vurguladı. KJK, kadın cephesinin AKP politikalarını asla kabul etmeyeceğini ve direnişin yükseltileceğini açıkladı.

‘HDP’YE KARŞI ÖZEL SAVAŞ POLİTİKALARI UYGULANDI’

KJK Koordinasyonu tarafından yapılan açıklamada, seçim sonuçları ve bundan sonraki süreç değerlendirildi.

‘’Türkiye’de 1 Kasım seçimleri sonrası ortaya çıkan tablo demokrasi ve özgürlük güçlerinin birlikte ortak mücadelenin vazgeçilmezliğini göstermiştir’’ denilen açıklamada, seçim öncesi yapılan baskı ve katliamlar şu ifadelerle hatırlatıldı; ‘’1 Kasım seçimleri öncesi Türkiye tarihinin en büyük katliamı olan Suruç ve Ankara katliamları gerçekleşti. Tüm bu saldırılar Türkiye’de yükselen halkların ortak mücadelesine karşı duyulan büyük hazımsızlık nefret ve öfkenin en vahşice bir uygulamasıdır.  Esas hedef halkların kardeşliğini, mücadelesini geliştirecek olan HDP projesidir. HDP projesi hem Kürt sorunun çözümünde ve hem de Türkiye’de demokrasi, insan hakları, düşünce hak ve özgürlüklerin gelişmesinin öncü alternatif gücünün büyük çözüm projesi idi. Esas amaç bu projenin hayata geçmemesi için her şeyin göze alınmasıdır. 1 Kasım seçimleri sonrası ise yapılması gereken HDP içinde yer alan güçlerin çalışmalara daha fazla sarılması daha fazla birbirine kenetlenme ve daha güçlü bir çalışma performansı gösterebilmesidir.’’

1 Kasım seçimlerinin Türkiye tarihinin en fazla tartışılıp, yorumlanacak kanlı bir seçim olarak tarih sayfalarında yer aldığını vurgulayan KJK açıklaması, ‘’Erdoğan ve AKP şahsında somutlaşan erkek egemen zihniyet; halklara, kadınlara, ezilenlere karşı vahşi ve acımasız bir savaş yürüttü. Bu dönem de “AKP devletleşti, devlet AKP’lileşti”.  Adeta ulus devletin savunucuları can havli ile Erdoğan diktasının güçlenmesinde birleşti.  Özellikle MHP açısından çıkan en temel sonuç;  kendilerini bitirme pahasına Erdoğan’ın siyasi çizgisinde birleşmeleridir. CHP sosyal demokratik çizginin de gereği olan insan hakları savunuculuğu ve demokratik mücadele kararlılığını siyasi rant ve iktidar hesaplarına feda etmiştir. Bu durumda özünde Türkiye’de HDP dışında muhalif, alternatif bir partinin olmadığı bir kez daha anlaşıldı. Seçim sonuçlarının AKP lehine olmasının en temel nedenlerinden biriside uluslararası güçlerdir. Bu güçler Türkiyenin milliyetçi, dar bir minvalde seyretmesini ve dolayısı ile uluslararası düzlemde marjinal kalmasını kendi çıkarları açısından her zaman daha fazla uygun görmüşlerdir. Kürtlerin demokratik ulus projesi çerçevesinde güçlü bir siyasi güç olarak Ortadoğu’da gelişmesinin önünü alma planlamasını hayata geçirmek istemişlerdir. Halkların özgür ve eşit bir şekilde demokratik ilkelerin hâkim olduğu bir yeni yaşam projesinin önünü kesmek istemişlerdir. Bu anlamda HDP şahsında özgürlük ve demokrasi güçlerine yapılan katliam, saldırı, tutuklama uygulamalarına göz yummuşlardır’’ denildi.

‘HDP ÖZGÜRLÜK GÜÇLERİNİN EN TEMEL DAYANAĞI OLMAYA DEVAM EDECEK’

HDP’ye yönelik seçim gecesine kadar devam eden baskı ve özel savaş politikasına atıfta bulunan KJK, HDP’nin demokrasi ve özgürlük güçlerinin temel umudu ve dayanağı olmaya devam edeceğini belirtti.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi;

‘’Bir kez daha belirtmek gerekirse;  Ankara katliamı ile yapılmak istenen Halkların iradesinin kırılması, sindirilmesi ve HDP’nin baraj altında bırakılarak demokratik ve özgürlükçü güçlerin nefessiz bırakılması idi. Seçim gecesi bile HDP’nin baraj altında kalma gibi bir sorunu yokken çok bilinçli bir özel savaş sürdürüldü. Türkiye deki TV kanallarının ne denli özel savaş güçlerinin denetimine girdiğinin en somut ifadesi tüm toplumun gözleri önünde gerçekleşti. Toplumun üzerinde çok yönlü bir özel savaş yürütüldü.  Halen de yürütülmektedir. Ancak bunda başarı sağlayamayacaklardır. HDP istenilen düzeyde bir sonuç elde edemediyse de etkili bir demokratik muhalefet yapmanın pozisyonunu elden bırakmamıştır.  HDP demokrasi ve özgürlük güçlerinin en temel dayanağı ve umudu olarak çalışmalarını yeniden ele alıp güçlü bir yürüyüşü sergileyecektir.

‘AKP’NİN 1 KASIM SONRASI YAPACAĞI PLANLANMA SAVAŞ VE ŞİDDETTİR’

AKP 1 Kasım seçim sonuçlarından sonra yapacağı planlamalar bellidir;  Savaş, şiddettin daha fazla tırmandırılması, yolsuzlukların sınır tanımaması, demokratik hakların tamamı ile rafa kaldırılması, yargısız infazlar, haksız ve hukuksuz tutuklamalar sürekli gündemde olacaktır. Daha şimdiden Başkanlık sistemi gündemi işgal etmektedir. Türkiye’de gerçekleşen askeri ve sivil darbelere bakıldığında ortaya çıkacak tabloları tahmin etmek zor değildir. Buna karşılık AKP gayri meşru bir hükümet olarak karşısında sürekli özgürlük ve demokrasi güçlerini, ezilenleri bulacaktır.  Türkiye deki özgürlük, eşitlik ve demokrasi yanlısı halklar, kadınlar, ezilenler direnişi yükselterek, eksiklik ve yetmezliklerini giderip tamamlayarak mücadelelerini güçlü devam ettireceklerdir. Türkiye’deki özgürlükçü güçler HDP öncülüğünde daha sıkı bir kenetlenme, örgütlenme, eylemselleşme ile alternatif demokratik bir güç, bir blok olarak mücadelelerini sürdüreceklerdir.

KADINLAR AKP’NİN POLİTİKALARINI ASLA KABUL ETMEYECEKTİR

Kadınlar cephesinden AKP’nin politikaları ise asla kabul görmeyecektir. Militarizm, zor aygıtları, savaş, devletçi iktidar yapılarını ve bu yapıların mayası olan ataerkil sistemin derinleşmemesi için birleşik, ortak bir mücadele temelinde direnişimizi yükselteceğiz. Kadınlar her zaman ki gibi ancak daha etkin ve aktif direniş ve demokrasi saflarının önünde yer almaya devam edeceklerdir. Yeniden daha güçlü örgütlenme, eylemlilik ve zengin araç ve yöntemlerle çalışmalar ve direniş yükseltilecektir. HDP Projesi halkların birlikte yaşama, kardeşlik projesidir. Ortadoğu da süren savaşların panzehridir. Alternatif yeni yaşam projesidir. Türkiye de alternatif siyasetin motor gücüdür.

Bu temelde Türkiye de bulunan tüm özgürlük ve demokrasi güçlerini birleşmeye, kenetlenmeye, etkili, aktif bir biçimde çalışmalarını sürdürmeye çağırıyoruz.  Hep birlikte, tüm kadınlar, halklar olarak safları sıklaştırarak güçlü adımlarla yürüyüşü hızlandırmaya çağırıyoruz.