KJK: DAİŞ’e ve DAİŞ zihniyetine karşı mücadeleyi yükseltelim

KJK Koordinasyonu, tüm dünya kadınlarını, Türkiye halklarını, demokratik devrim güçlerini DAİŞ’e ve DAİŞ zihniyetine karşı mücadeleyi yükseltmeye çağırdı.

KJK Koordinasyonu, tüm dünya kadınlarını, Türkiye halklarını, demokratik devrim güçlerini Kobani ruhu ile Şengal’de, Farqin’de, Cizre’de, Gever’de kadınların her türlü milliyetçi, cinsiyetçi ve insanlık dışı saldırılara karşı gösterdiği direnişine güç katmaya, DAİŞ’e ve DAİŞ zihniyetine karşı mücadeleyi yükseltmeye çağırdı.

KJK Koordinasyonu, sistemin DAİŞ’le geliştirdiği katliamların artık insanlığın gözleri önünde dehşetli bir barbarlıkla doruğa çıktığını belirtti.   KJK açıklamasında, “Suruç-Ankara ve son olarak Paris’te yaşanan katliam göstermiştir ki, tüm insanlığın el ele vereceği ve ortak insanlık mücadelesinde buluşacağı günlerden geçmekteyiz. Her türlü barbar saldırıları ve bunların destekçilerini lanetliyoruz” denildi.

“Dehşet ve vahşetle insanlığı şoke etmek, korku ile teslim almak ve ideolojik hegemonya oluşturmak erkek egemenlikli sistemin tarihten beri geliştirdiği temel bir egemenlik politikasıdır” denilen açıklamada, “DAİŞ barbarlığının ortaya çıkmasını Ortadoğu’daki hegemon yaklaşımlardan uzak ele almamak gerekiyor. DAİŞ,  kapitalist hegemon sistemin Ortadoğu coğrafyasında kirli politik çıkarları için ortaya çıkardığı en insanlık düşmanı barbar bir güruhtur.  Halklara yüzyılı aşkın bir süredir katliam-kan ve ideolojik hegemonya yoluyla zorla dayatılan ulus devletlerin çöktüğü yerde demokratik çözümler yerine bu defa da milliyetçilik, cinsiyetçilik ve dincilik adına her türlü dinler arası, halklar ve cinsler arası düşmanlığı derinleştiren, devletler eliyle beslenen, palazlanan ve dünyaya sürülen böylesine insanlık dışı barbar güruhlar devrededir. Batılı egemen güçler Ortadoğu’daki saldırıları ve vahşeti seyretti, kendi içindeki paylaşım savaşında DAİŞ gibi güçleri kullandı, destek verdi. Gelinen aşamada canavarın önünü almanın kolay olmadığını gördü. Birçok çıkar ilişkisi ve kirli hesaplar DAİŞ’i tüm insanlığa karşı savaş açmış ve her süreçte kimileri tarafından beslenen çağdışı bir güce dönüştürmüştür. Bunun önü alınamazsa dünya halkları her an her yerde Suruç-Ankara ve en son Paris’te olduğu gibi vahşi katliamlar yaşayacaktır.  3. Dünya savaşı insanlığa karşı DAİŞ ve arkasındaki güçler eliyle geliştirilmektedir. Başta Türk devleti ve Erdoğan şahsında AKP hükümeti kendi hegemonyası için her türlü barbarlığı göze alarak DAİŞ’i hem Kürt halkına ve Demokrasi Mücadelesine ve şimdi de dünya insanlığına karşı bir tehdit olarak kullanmaktadır. Türk devleti asla DAİŞ ile mücadele etmedi, hep DAİŞ ile mücadele eden güçlere karşı açık veya gizli savaştı. Türk devleti şu anda demokrasi güçlerine karşı en büyük ve son savaşını vermektedir.  Tayip Erdoğan “Dünya bizi anlayacaktır” dediği günün akşamı, insanlık Paris’te vuruldu. Uluslararası zeminde DAİŞ’le mücadelenin en büyük engelleyicisi şu anda Türk devleti ve AKP olmaktadır. AKP hala insanlığın DAİŞ ile mücadelesine karşı “kırmızı çizgiler” ortaya koymaktadır. DAİŞ’in hakim olduğu bölgelerde DAİŞ ile mücadeleyi şu anda engelleyen güç  AKP devletidir. Her şeyi şiddet ve vahşi uygulamalarla zapturapt altına almaya çalışan AKP ve T. Erdoğan sultası  kendi kayıtsız-şartsız ve hukuksuz hakimiyetini kabul etmeyen herkese karşı DAİŞ zihniyeti ve yöntemi ile saldırmakta, savaş açmakta ve yaşam hakkı tanımamaktadır. Türk devleti bunu günümüzde bütün dünyaya da kabul ettirmeye çalışmaktadır” ifadelerine yer verildi.

‘İNSANLIK DAİŞ’E KARŞI DİRENİŞ VE MÜCADELE RUHUNU GÖRDÜ’

KJK, İnsanlığın DAİŞ’e karşı direniş ve mücadele ruhunu gördüğünü, Kobani zaferinin DAİŞ karanlığına karşı bütün insanlığa büyük bir ışık olduğunu ve umut verdiğini vurguladı.  KJK, günümüzde Kobani’deki direniş ruhunun başta Cizre, Farqin Amed, Silopi, Gever ve  Nusaybin olmak üzere neredeyse bütün Kürdistan kentlerinde yaşadığının altını çizdi.  KJK, “Halkımızın demokrasi ve öz yönetim mücadelesine karşı DAİŞ barbarlığıyla insanlık dışı bir savaş yürütüldü, yürütülüyor. Bizzat DAİŞ mensupları halkımıza saldırtılmaktadır. Bu kime karşı bir savaştır? AKP Kürt halkına karşı savaşında DAİŞ’le ortaklaştı, aynı milliyetçi, din adına din dışı her türlü zalim ve cinsiyetçi saldırılarını ayyuka çıkardı. İnsanlığın gözleri önünde Kobani tarzı saldırılar hala devam etmektedir. Kadın katliamları devletin fideliğinde her geçen gün katlanarak artmaktadır. Çok vahşi ve barbar yöntemlerle kadınlar her yerde vurulmaktadır. Bu en başta kadına karşı bir savaştır. Kobani’de DAİŞ’i bozguna uğratan özgür Kürt kadın duruşuna karşı bir savaştır. Kobani’de kaybetmenin intikamı ile analarımıza en insanlık dışı saldırılar ve acılar yaşatılmaktadır.  En çok anaların yüreği yakılıyor. Evladının kemiklerini bulup da toprağa gömebilenlerin mezarlarına anaların gözleri önünde bombalar yağdırılıyor. 35 günlük bebeğinin ölü bedenini derin dondurucuya koymak zorunda olup da başında bekleyen ana yüreğini dünya anlamak durumundadır. Günümüzde Kürdistan’da bir değil, on Kobani yaşanmaktadır. Her gün “Terörle mücadele” adı altında kentlerimiz bombalanmakta, yıkılmakta, ablukaya alınmakta: Kürtler AKP devletinin barbar saldırıları ile her gün DAİŞ’i yaşadı ve her gün direndi. Her türlü tekçi, ulus-devletçi, cinsiyetçi zihniyete ve kirli savaşa karşı Kürt halkı demokrasi mücadelesini yükseltmektedir. Demokratik çözüm tek çare olmasına rağmen, güncel ve kirli iktidar hesaplarıyla küçük bir güruhun çıkarları için halkların bu çözüm iradesi ve mücadelesi kırılmak isteniyor. Kürt halkı ve kadınları asla buna izin vermeyecektir” dedi.

KADINLARA DAİŞ’E KARŞI MÜCADELEYİ YÜKSELTME ÇAĞRISI

Bu süreçte Şengal’de atılan özgürlük hamlesinin bir nebze de olsa halkların ve kadınların sevinç kaynağı olduğunu ifade eden KJK, devamla şu hususlara dikkat çekti:

“YJA Star ve Şengal Kadın Savunma Birliklerinin kurtuluş operasyonundaki öncülüğü DAİŞ’e karşı kadına ulaşmanın, kadınla buluşmanın en anlamlı cevabı ve sesi oldu. Başta Şengal Kadın Savunma birlikleri olmak üzere YJA Star gücünü, HPG, YBŞ ve operasyona katılan bütün Kürt güçlerini kutluyoruz. Êzîdî halkımızın demokratik özgür yaşam inşasının yolu sonuna kadar açılmıştır. Kendi öz savunmasını ve öz yönetimini geliştirerek bir daha asla gerici-faşist saldırılara izin vermeyecektir. Kürt halkının DAİŞ’le mücadele deneyimi hiçbir tekniğin, en gelişmiş silahların bile halkların, kadınların özgürlük ve demokrasi iradesi karşısında duramayacağını göstermiştir. Bu operasyon göstermiştir ki, Êzîdî kadınlar artık çaresiz değildir. Kadınların her yerde cevabı artık böyle olacaktır. Vahşete, şiddete karşı kadın özgürlük mücadelesinin ve savunmasının gelişmesi ancak kadınların yaralarını saracaktır. Vahşi barbar güçlerin her türlü katliamına karşı kadın her yerde Kobani ruhu ile direnecektir. Êzîdî Kürt kadınları ve öz savunma gücü Sincar dağlarına tutunacak demokratik ve özgür yaşam gücünün öncü gücü olacaktır.  Dar parti çıkarları, aşiretçi-aileci hegemon yaklaşımlar böyle bir hamlenin gecikmesine yol açan temel sebep olmuştur. Bundan böyle Kürt kadını her yerde halkları ve insanlık değerlerini korumak için her karış vatan toprağında nöbette ve mücadele çeperlerinde olacaktır.  25 Kasım Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü yaklaşırken, esas tehlikenin DAİŞ ve DAİŞ zihniyeti olduğu daha net görülmektedir. Bu anlamda kadının özgürlük ve varlık mücadelesi her yerde Kobani ruhu ve duruşu ile derinleşerek yükselecektir. Tüm dünya kadınlarını, Türkiye halklarını, demokratik devrim güçlerini Kobani ruhu ile Şengal’de, Farqin’de, Cizre’de, Gever’de kadınların her türlü milliyetçi, cinsiyetçi ve insanlık dışı saldırılara karşı gösterdiği direnişine güç katmaya ve DAİŞ’e ve DAİŞ zihniyetine karşı mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz.”