KJK: Faşizme karşı özgürlük ve demokrasi cephesi büyütülmeli

KJK: Dersim Tertelesi’nin 70. yılında Dersim başta olmak üzere soykırım ve katliam tehdidi altında olan tüm halkların ve demokratik kesimlerin Erdoğan-Bahçeli faşizmine karşı mücadeleyi yükseltip, özgürlük ve demokrasi cephesini büyütmeleri gerekmektedir.

Dersim Tertelesi’nin 70’inci yıl dönümüne ilişkin yazılı bir açıklama yapan KJK Koordinasyonu, Türk bakanlar kurulunun 4 Mayıs 1937’de aldığı karar doğrultusunda Dersim’de başlattığı soykırım hareketinin 70’inci yılını geride bıraktığını belirtti.

Hükümetlerin, dönemler değişse de Kürdistan ve Dersim üzerindeki soykırım tehdidinin bitmediğini ve bunan karşısında özgürlük tutkusundan taviz vermeyen Kürt halkını direnişinin devam ettiğini kaydeden KJK Koordinasyonu açıklamasında şunları vurguladı:

“Türk devlet güçleri Koçgiri’de başlayan, Şêx Seyit ile sürdürülen Kürtler üzerindeki inkar, imha seferlerini Dersim katliamı ile tamamlamak istemiştir. Dersim katliamında en büyük insanlık suçları işlenmiş beyaz soykırım, asimilasyon, Türkleştirme politikaları en fazla Dersim’de geliştirilmek istenmiştir.  Alevi inancından-kültüründen ve toprağından aldığı güç ve Dersim işgaline karşı geliştirdiği direnişçi öz her zaman güçlü bir damar olarak varlığını sürdürmüştür. Rêber Apo öncülüğünde gelişen özgürlük hareketimiz PKK ile Kürdistan da yeniden bir canlanma, öze dönüş, yeni bir diriliş ve direniş ruhu yaratılmış, Dersim’in ulusal kimliğini ve inancını koruması, sürdürmesi, özgürlüğünü sahiplenmesi bu temel de mümkün olabilmiştir.

Dersim katliamının failleri bellidir. Bu katliam sadece Kürt halkına karşı değil, tüm insanlığa karşı işlenen bir suçtur. Tarihin her döneminde bu soykırım özgürlük güçleri tarafından anılacak ve hesabı sorulacaktır. Dersim Tertelesi’nde binlerce insan katledilmiş, on binlercesi yerinden yurdundan sürülmüş, beyaz soykırımla Dersim adı Tuncelileştirilerek adına, coğrafyasına, kendisine yabancılaştırılan, kendi ulusal ve inanç kimliğinden kopartılan bir halk gerçekliği yaratılmaya çalışılmıştır.

Bu katliam da Dersim kadınlarına karşı geliştirilen uygulamalar DAİŞ’in Êzidî kadınlarına karşı uyguladığı yöntemler ile bire bir benzemektedir. Erkekler özelde öldürülüp ya da tutuklanıp cezaevlerine atılırken, kadınların kültür sürdürücüsü ve direniş geleneğinin güçlü taşıyıcısı olmasından dolayı çok daha özel uygulamaların hedefi haline getirilmiştir. Binlercesi zorla trenlere bindirilerek, sürgün edilmiş, kız çocukları katliamcı subayların yanına evlatlık verilmiştir. Yerinden yurdundan zorla sürülmek ve katili ile aynı yaşamı paylaşmaya mahkûm edilmek en büyük zulüm ve işgali her an yeniden yaşamak demektir. Bu nedenle onlarca kadın Zarife ve Beselerin çizgisinde ele geçmemek, teslim olmamak için kendilerini uçurumlardan atmışlardır.  Sömürgeciliğe karşı Kürt kadının bu direnişçi ruhu ve tutumu halen devam etmekte; Zilanların, Beritanların, Arinlerin mücadelesiyle her gün daha güçlü şekilde yaşam bulmaktadır.

Dersim Tertelesi’nin 70. yılında Dersim başta olmak üzere soykırım ve katliam tehdidi altında olan tüm halkların ve demokratik kesimlerin Erdoğan-Bahçeli faşizmine karşı mücadeleyi yükseltip, özgürlük ve demokrasi cephesini büyütmeleri gerekmektedir. Referandumda ortaya çıkan iradenin pasifize edilmesine izin verilmemelidir. Sokakları terk etmeden direniş ve mücadeleyi büyüterek yeni tertele ve soykırımlar önlenebilir. Bu temelde başta kadınlar olmak üzere gençleri, Alevi, sol sosyalist, devrimcileri faşist sisteme karşı her kesi ortak mücadele etmeye ve safları sıklaştırmaya çağırıyoruz. Kadın özgürlük mücadelemiz, halkların, ezilenlerin mücadelesi yükseldikçe Erdoğan-bahçeli faşist kliği ve soykırımcılar kaybedecekleridir.

Bu temelde Dersim katliamında şehit düşen canları saygıyla, hürmetle anıyor, anılarını demokratik ulus mücadelesinde yaşatacağımızın sözünü yeniliyoruz.”