Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın tarihi 2013 Amed Newroz'unda halklar arasında toplumsal barışı sağlamak adına başlattığı süreci, iktidar ve tekçi hesaplar doğrultusunda sonlandıran AKP/Saray rejimi, gelinen aşama tüm ülkede bir kaos ortamını hakim kılmış durumda. Kürdistan başta olmak üzere Türkiye genelinde yaşanılan çatışmalı süreç, katliam, şiddet ve baskının müsebbibi olarak görülen Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ilişkin düşüncelerini dile getiren Kürt anneler, Kürtlere karşı devreye konulan savaş konseptine tepki gösterdi.

'ERDOĞAN İLE BU İŞ YÜRÜMEZ'

Özgürlüklerini istedikleri için baskı, zulüm ve katliamın kendilerine reva görüldüğünü söyleyen 59 yaşındaki Zine Esmeray, "Bizim yakamızdan düşsünler" diyerek, tekçi anlayışın geliştirdiği anti Kürt odaklı yürütülen politikadan çok çektiklerini dile getirdi. Türkiye'nin Kürdistan'a dönük dayattığı sömürgeci politikalardan vazgeçmesi çağrısında bulunarak, "Yeter artık beraber olmuyorsa herkes yoluna gitsin" diyen Esmeray, "Biz hakkımız olan özgürlüğümüzden başka bir şey istemiyoruz. Tüm derdimizde bu. Ama onların bizimle derdi farklı. Bizim her zaman kendi sömürgeleri olarak kalmamızı istiyorlar. Köle olarak görmek istiyorlar. Artık Erdoğan ile bu iş yürümez. Kürt halkına ve çocuklarına da yazık. Bu halk artık özgür olmalı. Bunun için de mücadele edeceğiz" dedi.

'HAKKIMIZI ALANA KADAR MÜCADELEMİZE DEVAM EDECEĞİZ'

Kürt halkında yüzyıllardır dayatılan köleliği kabul etmediklerini ve Kürt halkının özgürlüğüne çok yakın olduğunu dile getiren 54 yaşındaki Hediye Doğan da damarlarında kan dolaştığı müddetçe de bunun ne gerekiyorsa yapacaklarının altını çizdi. Doğan, Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan öncülüğünde Kürt düşmanlığının yapıldığını söyleyerek, "Erdoğan yenilecek. Kürtler ona teslim olmayacak. Biz özgürlüğü için canını veren bir halkız. Her gün çocuklarımız bu uğurda şehit düşüyor. Bizim pes etmemizi, bizim teslim olup köleliği kabul etmemizi kimse bizden beklemesin. Onurlu ve şerefli tek bir Kürt kalsa dahi bir özgürlüğümüzden vazgeçmeyeceğiz. Ne yaparlarsa yapsınlar. Boyun eğmeyeceğiz. Onurlu ve şerefli her Kürt bireyinin de bu haksızlığa bu zulme karşı baş kalması gerekiyor. Biz dilimizi, kimliğimizi istiyoruz. Davamız hak davasıdır. Ama Erdoğan bu hak davasında ne çocuk ne çoluk bıraktı. Zulümle, katliamla şiddetle bizi susturmaya çalışıyor. Şehirlerimizi yakıp-yıkıyor. Hakaretlerde bulunuyor. Onun bizim üzerimizde hiçbir hakkı yoktur. Biz bir halkız. Susmayacağız. Hakkımızı da alana kadar mücadelemize devam edeceğiz" diye konuştu.

'BUNU YAPAN CEZASINI ÇEKECEK BEDELİNİ ÖDEYECEK'

Barış annesi olduğunu söyleyen ve savaşa karşı olduklarını dile getiren Yıldız Emek (46) da AKP/Saray'ın Müslümanlık adı altında politika yaptıklarını belirterek, Kürt halkına karşı yapılan zulüm katliamın Müslümanlığın neresinde yazdığını sordu. Emek, "Sizin Müslümanlık ile alakanız olsaydı, Kürt halkına bu zulmü yapmazdınız. Biz dilimizin ve kimliğimizin kavgasını veriyoruz. Bu bizim hakkımız. Biz özgürlüğümüzü istiyoruz diye katlederek mi bizi susturabileceksin. Asla. Annelerin gözyaşları yerine artık kan geliyor. Bu kanı durduracağım dedin. Ama daha fazla kan akıtıyorsun. Bu Müslümanlığa sığar mı? Biz anneler olarak bu zulmü asla kabul etmeyeceğiz. Bize bunu yaşatanı, yapanı alaşağı edene kadar direneceğiz ve mücadelemizi yükselteceğiz. Akan kanın önüne geçmek için elimizden geleni yapacağız. Kan dökeni kanında boğacağız. Kimse bugüne kadar Erdoğan'ın yaptığı vahşeti yapmamıştır. Oda bunun cezasını çekecek. Bedelini ödeyecek. Hiçbir yeri bırakmadı. Her yeri yaktı-yıktı. Biz bunu hiçbir zaman kabul etmeyeceğiz. Onaylamayacağız. Buna karşı başımız dik bir şekilde onurlu mücadelemizi vermeye devam edeceğiz" dedi.