‘Öcalan özgür olmadan kendimizi özgürleşmiş hissetmeyeceğiz’

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan için nöbet eylemine katılan kurum temsilcisi kadınlar, Öcalan’ın özgürlüğüne kadar eylemlerin devam edeceğini vurgularken, ‘Öcalan özgürleşmeden kendilerini özgür hissetmeyeceklerine’ dikkat çekiyorlar.

Avrupa’daki Kürt kurum temsilcileri dün bir basın açıklamasıyla dördüncü yılını dolduran Öcalan’a Özgürlük Nöbeti’ni devralmışlardı.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’dan bir yılı aşkın bir süredir haber alınamadığı ve Kürdistan’da katliam politikalarının yoğunlaştığı bir dönemde üstlenilen eyleme katılan Kürt kadın temsilciler, Avrupa ülkelerine tepkili.

Kadın kurum temsilcilerinin görüşlerini aşağıda paylaşıyoruz:

Delal Rubar, TJK-E Temsilcisi : Önderliğimiz üzerindeki tecridin kaldırılması ve özgürlüğüne kavuşturulması amacıyla bugün burada bir eylem gerçekleştiriyoruz. Eylemimiz bir hafta devam edecek. Bu kapsamda yapılan bazı eylemlere daha katılmıştım.

Önderliğin özgürlüğü bizim yaşamımız aynı eksendedir. Önderliğin özgürlüğü ve felsefesinin yaşatılması amacıyla her zaman için bir faaliyet içerisinde olacağız. Ama en kısa zamanda öncelikle Önderliğimiz üzerindeki tecridin kaldırılması gerekiyor. Önderlik özgür olduğu sürece biz de özgür olabiliriz. O esir oldukça biz nefes alamayız, yaşayamayız. O bizim yaşam güvencemizdir, özgürlüğümüzün güvencesidir.

Zaten dümanımız da bunun bilincinde. Türk devleti 2 seneden fazla bir zamandır Önderlik üzerinde tecrit uyguluyor ve hiçbir şekilde dışarıyla ilişkisi bulunmamaktadır, kesilmiş durumdadır. Kendisinin sağlığı konusunda da endişeliyiz.

Aynı zamanda (Türkiye) kendi politik amaçları doğrultusunda Önderliğin dünyayla ilişkisini kesiyorlar. Tabii bu tecrit aşılırsa Önderliğin görüşleri topluma ulaşacak; özellikle de Türkiye toplumuna ulaşacak. Bu da AKP’nin bitirilmesi anlamına gelebilir. Aynı zamanda Kürt halkının özgürlük perspektifleri gelişecek. Dünya insanlığının şu anda içerisinde bulunduğu çıkmazlar konusunda perspektifler gelişecek ve devletlerin uyguladığı politikalar tümüyle boşa çıkarılacaktır.

Önderliğin şu andaki tecrit Avrupa ülkelerinin de çıkarına gibi görünmekte. Bizim için de, Önderliğin üzerindeki tecridin kaldırılması hayati önemdedir. Bu anlamda, bu tür eylemlerimizi sürdürmeye devam edeceğiz.”

Hediye Aslan, Lahr Halk Meclisi Eşbaşkanı : Bizler de buraya Önderliğimizin özgürlüğü için 4 yıldır süren nöbet eylemine katılmak amacıyla geldik. Avrupa ülkeleri, Önderliğimiz için topladığımız 10 milyonu aşkın imzayı kendilerine sunmamıza rağmen bize bir cevap vermediler.

İşkenceyi Önleme Komitesi de (CPT) Başkanımızı ziyarete gittiler, ancak henüz bizlere yapılmış bir açıklama veya cevap yok.

Bu nöbet 4 yıldır burada sürdürülüyor ve elbetteki Önderliğimize yönelik tecrit ve esaret devam ettikçe de bu eylemi devam ettireceğiz. Bizler artık Önderimizin özgürlüğünü istiyoruz.

Şenge Kahraman, Şehit Aileleri Kurumu Avrupa Meclisi Eşbaşkanı: “Ben de kurumumuz adına özgürlük nöbetine katılmak için buradayım. Başkanımız için yapılan ve 4 yılını doldurarak beşinci yılına girecek olan bu nöbet eylemi bizim için tarihi bir eylemdir. Ve biz de beşinci yılına girerken bu eylemi devraldık.

Bu tarihi eylem Başkanımızın özgürlüğüne kadar devam edecek ve bizler de onun özgürlüğü için ne gerekiyorsa yapacağız. Asla da pes etmeyeceğiz. Bizim için Başkanımızın özgürlüğü tüm halkların özgürlüğüdür.”

Latife Dersim, Fransa DKTM Dışişleri Koordinasyon üyesi : Avrupa’daki Kürt kurumları olarak bu eylemi devraldık. Bu eylemi devralmamız bizce özel bir durumdur, çünkü Avrupa’da bulunan 400’e yakın kurum ve kuruluşumuzun çatı örgütü olan KCDK-E kararıyla böyle bir karar aldık.

Tabii bizim açımızdan, yani Kürt kadını olarak da bu oldukça önemli ve bu eylemin bir anlamı var. Çünkü Kürt toplumuna ve kadınına baktığımızda ve de şu ana kadar kat ettiğimiz mesafe dikkate alındığında, var olan ilerlemenin Kürt Halk Önderi’nin ortaya koyduğu paradigma sayesinde bir ilerleme olduğunu görüyoruz.

Bizler Kürt kadınları olarak şunu söylüyoruz; ‘Önderliğimiz özgürleşmeden biz hiçbir zaman kendimizi özgürleşmiş hissetmeyeceğiz. Bizim ‘olmazsa olmazımız’ Önderliğimizin özgürleşmesidir.

Kadınlar olarak yıllardır Avrupa’da ve Kürdistan’da şehirlerde meydanlarda olduk, dağlarda savaştık ve bundan sonra da bu eylemliliklerimizi, bu direnişimizi Önderliğimiz özgürleşinceye kadar devam ettireceğiz.”

 

...