PAJK’lı tutsaklar, Mezopotamya'nın en kadim halklarından olan Êzîdi Kürtlerin, 2 Ağustos 2014 yılında yaşadıkları 73. fermanın süreklileşen bir toplum kırımı politikasıyla devem ettiğini hatırlattı.

Êzîdi Kürtlerin yaşadığı bu toplum kırımının 21'ci yüzyılın etnik temizliği olarak tüyleri ürperten bir aşamaya geldiğini kaydeden PAJK’lı tutsaklar şöyle devam etti: "Toplumlara her an kıyamet provası yaptıran bu yeniçağ inanılması tarihte günümüze kadar kadın da yaşattığı kıyamet içerisinde, kendine ganimet görerek, sınırsız sömürü, taciz ve tecavüzle talan edip toprağı kadın şahsında sahip olmaya çalışır. Bu durum erkeğin, rekabet kazanmaya dayalı anlayışıyla bir kadını fethetmek ile bir ülkeyi fethetmek arasındaki bağlantısallığı güçlendirir. Elde ettiği her bir maddiyattı, birbirinin kurdu olacak denli kurnazlıkla büyütmeye çalışır. Bu nedenle savaşta eril zihniyet, müthiş bir güç gösteresi ve temaşa toplum yaratır."

Eril zihniyetin yaratmaya çalıştığı bu savaş kültürüne karşı kadın hakikatiyle mücadeleyi büyütmeye çalışacaklarını vurgulayan kadınlar, "Toplumun ahlaki ve vicdani olan kadın hakikatini toplum yapısında ki gücüne sarılarak yakılan kadın gerçeğine yönelen bu ağır darbelerine karşı direnişimizi büyüteceğiz. IŞİD çetelerini, Kürt Êzîdi kadınları bir kafeste yakarak Ortaçağ Cadı Avı'nın aratmayan bir vahşet durumunu yaşattığı ve hala yaşatmaya devam etmektedir. Özelikle IŞİD vahşetiyle bugün Êzîdi kadınlar şahsında, bir kadın kıyımı yaşanırken, Ortadoğu savaş gerçeğinde ise bu tehdit, tüm kadın varlığına yönelmektedir. Varlığımızı yakan ve ortadan kaldırmaya çalışan bu zihniyete karşı birleşip mücadele gücümüzü açığa çıkarıp büyütüp Rojava'da direnen kadının gücüne güç katmalıyız" dedi.

Kadınları bu zihniyete karşı direnişe çağıran PAJK'lı kadın tutsaklar, DAİŞ çetelerin, kadınları yakma olayına yönelik tepkisiz kalmayacaklarını belirtti.