PAJK’tan 1 Mayıs mesajı

PAJK Koordinasyonu, 1 Mayıs işçi ve emekçiler bayramını kutladı.

1 Mayıs işçi ve emekçiler bayramı için yazılı mesaj yayınlayan Partiya Azadiya Jin a Kurdistan (PAJK) ‘1 Mayıs işçi ve emekçiler bayramını başından beri emeğiyle yeni bir devrim çağını başlatan Rêber APO’ya, emeğin gerçek sahibi olan kadınlara, halklara ve alın teriyle kazanan herkese kutluyoruz’’ dedi.

PAJK açıklamasında, ‘’başta taksim meydanında çağrıları ile emeğine sahiplenişin sembolü olan devrim şehitlerimizi ve devrimin gerçek emekçileri olan tüm şehitlerimizi saygıyla minnetle selamlıyoruz’’ denildi.

İNSAN EMEKLE İNSAN OLDU!

İnsanın ilk olarak emeğiyle insan olduğunu, emek ile doğuş yarattığını ve emeğiyle büyüdüğünü belirten PAJK Koordinasyonu, insanın emeği ile maddi manevi değerler yarattığını ve bu değerler etrafında topluluklar halinde yaşamaya başladığını vurguladı. Açıklamada, insanların bu şekilde emeğiyle çoğaldığı ve emeğiyle bugünlere gelmeyi başardığı belirtildi.

PAJK açıklamasında insan ve emek gibi değerlere ilişkin şu değerlendirmeler yapıldı:

‘’Emek varlığın anlamlaşması, varlığın değer kazanması ve varlığın görünür kılınmasıdır. Emek olmasaydı sofrada ekmeğimiz, üzerimizdeki elbise, masamızda kitabımız sığınacak bir yerimiz olmazdı. Aynı şekilde emek olmasa dostlukla uzatılan yardım eli olmaz, doğru yolu gösteren kimse kalmaz, güzel düşünceler üreten kimseler görülmezdi. Herkesin kendinden bir şeyler kattığı bir ortamda en güzel ortaklaşmalar yaşanır. Bir yerde herkesin emek harcaması demek orada eşitliğin olması demektir. Eşitliğin olduğu yerde paylaşımlar içten çıkarsız, gönüllü ve sevgi doludur. Tersi durumda birileri durmadan çalışır birileri hiç bir şeyden habersiz üzerine konarsa orada herhangi bir ortaklık, eşitlik ve sevgiden bahsedilemez.

KAPİTALİZM EMEK KARŞITIDIR

Kapitalizmin ilk büyük vurgunu emeğe karşı yapılan vurgun olmuştur. Bu sistemin en büyük girişimi ve varlığını sürdürmek için sürekli hedefi emek hırsızlığı olmaktadır. Kapitalizm bu emek hırsızlığını bulaşıcı bir hastalık gibi topluma yayma maharetindedir. Bu yüzden günümüz dünyasının en büyük handikabı insanların giderek emekten uzaklaşmaları olmuştur. Sayısız insanlar birbirine vurgun yapmada, birbirinin emeğini gasp ederek üzerinde yükselmede uzmanlaşmış gibidir. Emek harcamadan zirvelere ulaşmak büyük bir kesimin ucuz hayali olarak yerleştirilmiştir. Yaratmadan, üretmeden, alın-teri dökmeden, yorulmadan istemek bir yaşam kültürü haline getirilmek istenmektedir. Ahlaki çöküntüyü en çok emek harcamadan bir şeylere göz dikmede görebiliriz. Ondandır ki bütün kutsal kitaplarda emek harcamak ve çalışmak vazgeçilmez bir kıstas olarak belirmekte, cennetin kapısının emekle açılacağı vurgulanmaktadır.

İNSANLAR ARTIK HAKKINI İSTEYEMİYOR!

Devrimler emeği sahiplenmenin hareketleri olarak varlık göstermişlerdir. Buna göre devrimciler de en büyük emek koruyucularıdır. Emek hırsızlardan hesap sormak hakikatin vazgeçilmez öğretisi olmuştur. Hakikat haksızdan hesap sormanın cesaretidir. Ama hakkını istemek gittikçe silikleşen bir gerçeklik haline getirilmek istenmektedir. Maalesef günümüz dünyasının en büyük ayıbı artık insanların hakkını istemesinde yaşadığı kıpırtısızlıktır. İnsanlar hakkını istemede geçmişte daha çok cüretli, gözü kara ve örgütlüydüler. Ama bugün Soma’da olanların acıları halen gözler önünde iken, her gün ağır iş koşullarında adeta insan kıyımları yaşanırken ve işçiler, emekçiler, memurlar görevlerinden yok yere çıkarılıp işsiz bırakılmışken, ziraat işlenmez hale getirilirken, bütün haksızlıklara karşı emek hırsızlarını taşlayan çıkışlar çok sınırlıdır. Hakkını bile istemekten aciz bir toplum yaratmak talancının en büyük istemi ve hayalidir. Öyle bir toplum yaratılmış ki, artık insanlar hakkını istemeyi boş bir çabadan ibaret gören bir umutsuzluk içinde debelenmekte ve ‘bari elde kalan gitmesin’ diye hesap-kitap içinde kalarak hiç ses çıkaramaz duruma getirilmiştir. Bütün bu oluşum kapitalizmin yarattığı körlük, hiççilik ve kadercilik ağlarıdır. Oysaki bir mayıs sadece işçinin bayramı değil hakkını istemenin, emeğini sahiplenişin, ayağa kalkışın, emek hırsızlarına başkaldırının simgeleşmesidir. Bunu böyle bilmek ve bugüne bu yönden yüklenmek gerekir.

PKK-PAJK ÇİZGİSİ EMEKLE TANIŞTIRDI

Kürt halkı ve kadınlar emeğin gerçek değeri ve anlamıyla PKK-PAJK çizgisinde tanıştılar. Bu çizgide eskisi gibi ağaya, reise, paşaya, padişaha ve her türden egemenliğe karşı gözü kapalı olarak boyun eğerek hizmet etmek diye bir şey kalmamıştır. Gerçek anlamda kendi özgürlüğü için hizmet etmenin, güzel yarınlar için emek harcamanın yoluna girmişler. Özgürlüğün emek olmadan gerçekleşmeyeceğini bilecek kadar gönüllü olarak hesapsız bir biçimde emek hareketi içerisinde yer edinmişler. Çok uzun bir dönemden sonra kadınlar ilk defa ana- emek -değer teorisinin ve pratiğinin üçleminde can buldular. Kendi emeğiyle ilk defa bu kadar fark edildiğini, emeğinin kutsal görüldüğünü ve emeğiyle ilk defa o kadar özgürleştiğini gördüklerinden özgürlük hareketine gönül bağıyla bağlandılar. Kadının kendilerine en büyük emek harcayan Rêber APO’ya bağlılıkları bu çerçevede ele alınmalı ve bu esasta emek etrafında örülen bu güçlü arkadaşlık öğretileri okunmalıdır. Rêber APO sayesinde kadın emeğinin değeri tanındığı gibi aynı şekilde bu sayede emeğin en hakiki olanı tanınmış olundu.

DEVRİM BÜYÜK EMEK İSTER

Kürt halkı devrimdeki emeği ile söndürülen devrim ateşini kıvılcımlandırmanın ve gittikçe devrim ateşini harlandırmanın onuruna erişti. Devrim büyük emek, büyük bedeller ister. Önemli olan devrim yolunda emek hırsızlarından her zaman hesap soracak büyük bir yüreğe sahip olmak ve bu düşünce ile devrim yoluna baş koymaktır. Devrimcilik en çok emekçinin işçinin eseri olarak tarih sayfalarında yer edinmiştir. Büyük sosyalizm demokrasi ve eşitlik özgürlük mücadeleleri her zaman işçi emekçi sınıflarının öncülüğünde gelişti. PKK de sadece ismini işçi emekçilerden almamış özünü, karakterini de buradan almıştır. PKK işçiliğe ve emekçiliğe kazandırdığı içerik ile insanın kendisine, çevresine, insanlığa emek harcamanın kapılarını araladı.

Bir kez daha işçi ve emekçilerin partisi olarak bugüne verdiğimiz büyük anlam ve büyük mücadele azmi ile bugünü kutluyoruz. Kadın özgürlük partisi olarak kadın ekseninde yeniden gelişen ana –emek- değer teorisi ile yeni bir çağı başlatmanın ve kazanmanın sözünü yineliyoruz. Ve tüm emekçileri kendi emeklerini en örgütlü biçimde devrim ruhu ile sahiplenmeye çağırıyoruz.