‘RJAK erkek egemen sistemine karşı mücadele ediyor’

RJAK Yönetim Kurulu Üyesi, Berivan Mihemed, Güney Kürdistan’da kadınların ciddi anlamda baskı altında olduğunu belirterek, “RJAK erkek egemenlik zihniyetine ve bu baskılara karşı örgütleniyor ”dedi.

RJAK Yönetim Kurulu Üyesi, Berivan Mihemed, Güney Kürdistan’da kadınların ciddi anlamda baskı altında olduğunu belirterek, “RJAK erkek egemenlik zihniyetine ve bu baskılara karşı örgütleniyor ”dedi.

Güney Kürdistan’da faaliyet yürüten kadın örgütü Rêxistina Jinên Azadîxwaz ên Kurdistanê (RJAK) geçtiğimiz günlerde Güney Kürdistan’ın Süleymaniye kentinde 250 delegenin katılımıyla 3’ncü kongresini gerçekleştirdi. Kadınlar, kongrede erkek egemenlik sistemi, kadının özgürlük mücadelesi, Güney Kürdistan’da kadın katliamı olmak üzere birçok konuda karara giderek, yeni dönem mücadele stratejisini belirledi. RJAK Yönetim Kurulu Üyesi Berivan Mihemed, kuruluşlarının amacı ve çalışma yöntemini ANF’ye değerlendirdi. Mihemed Güney Kürdistan’da kadınların büyük baskıyla karşı kaşıya olduğunu belirterek, her gün kadınların öldürüldüğünü söyledi. Mihemed, amaçlarının kadın özgürlük mücadelesini her tarafa yayarak, bunun önüne geçmek olduğunun altını çizdi.

RJAK ne zaman ve hangi ihtiyaçlardan dolayı kuruldu?

Rêxistina Jinên Azadîxwaz ên Kurdistanê (RJAK) Güney Kürdistan’da 2002 yılında kuruldu. Güney Kürdistan’da kadınların ciddi anlamda siyasi, ekonomik ve sosyal sorunları vardı ve bu hala devam ediyor. RJAK bu sorunları gündeme getirmesi ve çözme amacıyla kuruldu. Kadınlar, şimdiye kadar siyasi mekanizmada karar noktasında yer alamıyorlar. Bu sistemin bütün mekanizmaları için geçerli. Yine kadınlar, Güney Kürdistan’da büyük bir baskı altında ve ölümle karşı karşıyadır. Her gün kadınlar, Güney Kürdistan’da taciz ediliyor, katlediliyor.

Güney Kürdistan’da kadınların bu kadar baskı altında olmalarının başlıca nedenleri nedir?

Güney Kürdistan’daki mevcut siyasi sistem geçmişteki sistem ile aynı zihniyete sahip. Erkek egemenlik sistemde kadın rengi yok. Her ne kadar Kürdistan’ın bu parçasının özgürlüğünde kadının rolü olduysa da bugün yok sayılıyor. 24 yıldır, bu sistem olmasına rağmen kadınlar, kadınların özgürlüğüne yol vermedi. Ve Güney Kürdistan’da gün geçtikçe kadınların durumu kötüye gidiyor. Bütün bunların sebebi de mevcut sistemin yarattığı mekanizmadan kaynaklanıyor. Bunun siyaset sonucu Güney Kürdistan’da binlerce kadın DAİŞ çetelerinin saldırısıyla karşı karşıya kaldı.

Güney Kürdistan Parlamentosu’nda kadın vekiller var. Yine yazar, şair ve akademisyen kadınlar var. Bu kadınların zihniyetin değişiminde rolleri ne düzeydedir?

Güney Kürdistan Parlamentosu’nda yüzde 30 kadın kotası var. 19 bakandan sadece 1 kadın bakan var. Ancak bu sistem kadınların söz sahibi olmasına izin vermiyor. Güney Kürdistan parlamentosu ve hükümeti içerisinde kadına yer yok. Karar mekanizması erkeklerin elinde. Onun için çıkarılan bütün yazalar ve alınan kararlar, kadınların lehine değil. Hatta çıkarılan yasalar kadın karşıtlığıdır. Var olan yüzde 30’da göstermelik bir kotadır. Var olan etki ise bireysel oluyor. O da bir etki yaratmıyor.

Kuzey Kürdistan’a baktığımızda ise tam tersi. Yüzde 40 kotada ile kadınlar bütün alanlarda karar sahibidir. Güney Kürdistan’da kadınların siyasi, sosyal ve ekonomik olarak örgütlü bir gücü yok. Kürdistan’ın diğer parçalarında Kürt kadınların mücadelesi kendi sınırları açıp, uluslararası platforma taşınmış ancak bizim parçada bu durum söz konusu değil.

Güney Kürdistan’da kadınlara yönelik şiddetin bir istatistiği var mı?

Güney Kürdistan’da bu konularda istatistikleri yapan hükümete bağlı mekanizmalardır. Tam anlamıyla tarafsız bir istatistik yayınlamıyorlar. Bir kısmını kamuoyuna açıklıyor, büyük bir bölümünü ise gizliyorlar. Ancak şunu söyleyebilirim ki Güney Kürdistan’da her gün kadınlar, ölüyor ve kendini yakıyorlar. Gün yok ki kadınlar ölmesin.

Başta Kobanê ve Rojava’da Kürt kadının DAİŞ çetelerine karşı yürüttüğü mücadele bütün dünyada ciddi bir ses verdi. Bu Güney Kürdistan kadınlarının üzerinde ne gibi bir etki yarattı?

Şengal’e yapılan saldırı aslında Güney Kürdistan’da kadının içinde bulunduğu durumu ortaya koyuyor. Öbür taraftan da Kobanê’de DAİŞ çetelerine karşı kadınların verdiği mücadele bütün dünyada saygıyla karşılandı. Aslında bu Kobanê ve Şengal’de yaşananlar Rojava ve Güney Kürdistan’daki kadınların içerisinde bulunduğu durumu gösteriyor. Orada kadınlar toplumu, toprağını özgürleştirme mücadelesi verirken, burada ise kadınlar baskı altında ve şiddet ile karşı karşıya kalıyor.

RJAK güney Kürdistan’da nasıl bir örgütlülüğe sahip ve neler yapıyor?

Biz Güney Kürdistan ve Irak genelinde mücadele yürütüyoruz. Duhok, Zaxo bölgelerinden tutalım Xaneqîn bölgesinde örgütlüyüz. Hewler, Süleymaniye, Kerkuk Raniya ve Kandil’e kadar örgütlerimiz var, delege ve üyelerimiz mevcut. Bu çalışmalarımız sürüyoruz . Daha çok kadınların aydınlanması, özgürlük mücadelesi temelinde çalışma yürütüyoruz.

Ne gibi sorunlar yaşıyorsunuz?

Evet, RJAK olarak günlük olarak baskılarla yüz yüze kalıyoruz. Çünkü biz hiç bir gücün etkisi ve kararı altında değiliz. Kendi kararlarımızı kendimiz veriyoruz. Bundan dolayı da buradaki sistemin baskısıyla karşı karşıya kalıyoruz. Çok rahat çalışmalarımızı yürütemiyoruz. Birçok eylemimize saldırı oldu, üyelerimiz gözaltına alındı. Üzerimizde baskılar var. Bazı bölgelerde yasaklandık. Bu tür sorunlarla boğuşuyoruz.

Kürdistan’ın diğer parçalarındaki kadın örgütleriyle bir ilişkiniz var mı?

Evet diğer parçalardaki kadın örgütleriyle ilişkilerimiz var. Kongre ve kongre, konferans bir araya geliyoruz. Eş zamanlı eylem ve etkinlikler düzenliyoruz. Çünkü bizim sorunumuz bir. Kürt kadının özgürleşmesi, belirli bir düzeye ulaşması demek Kürtlerin birleşmesi ve bu parçaların bir birine yakınlaşması anlamına gelir. Biz bu düşünceyle hareket ediyoruz. 

...