Sur, Cizre, Silopi, Nusaybin ve Şırnak’ı kadının gücü ile daha güzel inşa etmeye çağıran Devrimci Genç Kadın İnisiyatifi, “Tüm devrimci yurtsever genç kadınları zulme karşı direnişe, köleliğe karşı özgür yaşam direnişine, taciz, tecavüze karşı özcesi kadın ve Kürt halkının soykırımına karşı öz savunmaya geçmeye çağırıyoruz” dedi.

Yazılı bir açıklama yapan Devrimci Genç Kadın İnisiyatifi, Kürdistan ve Türkiye’de bir iç kaosa, iş savaşa doğru gittiği bir sürecin yaşandığını belirtti.

21’inci yüzyılda saraylar, saltanatlar kurarak, bin yıllardır süregelen sömürgeci zihniyetin her zamanki gibi başta kadınları vurduğunu da kaydeden Devrimci Genç Kadın İnisiyatifi, “Gün yok ki sadece bilinen kadarıyla onlarca kadın sokak ortasında, en sevdikleri tarafından katledilmesin. Gün yok her bir kadın tacize ya da tecavüze uğramasın. Gün yok ki ucuz iş gücü olarak çalıştırılan kadınlar iş kazalarında katledilmesin. Böyle tek bir temiz an dahi yoktur. Her gün direk AKP’ye bağlı vakıf ve dernekler üzerinden okullarda yaratılmak yeni nesil taciz ve tecavüzle ehlileştirilmeye sindirilmeye çalışılıyor. TC devletinin AFAD kamplarında çocuklar ve kadınlar adeta normal bir durum gibi bu sorunlar yaşanmaktadır. Onursuzluğu bizlere dayatan bu katil AKP zihniyetine boyun eğmeyeceğiz, korkmuyoruz ve esas onlar bizden korkacaklar. Saray soytarıları ve çeteleri bilmelidir esas sarayın taşı taş üstünde kalmayacaktır. Bizler direniş geleneğinin kararlı takipçileri olarak Sarayın tecavüz zihniyetini yerle bir etmek için tüm genç kadınları tecavüz zihniyetine karşı aktif, radikal mücadele etmeye çağırıyoruz” dedi.

Türk devletinin tüm dış politikaları Suriye politikasında değerlendirilirse iflas ettiği de ifade edilen açıklamada Sarayı yöneten Erdoğan’ın bir katil olduğu ve katillerle dostluk kurarak, kendini kurtarmanın acelesine soyunduğu da belirtildi.

Ancak iflas edenin iç politikası olduğunu da vurgulayan Devrimci Genç Kadın İnisiyatifi açıklamasında şunlara yer verdi: “Sur, Cizre, Silopi, Nusaybin, Şırnak’ta yaptırdığı katliamlara, yıkımlar, soykırım, tecavüz politikası, Kürdistan’ı insansızlaştırma politikası yeni bir durum değildir. Bu erkek egemen aklın bir dedikleri yoldur. Ancak bu gün gençlik, genç kadınlara, halkımız her yerde direnmiş ve faşizme geçit vermemiştir. Bugün yapılması gereken de budur, faşizme gününü göstermek, sarayın duvarları nasıl sultanın başına yıktırılır bunu göstermenin tam zamanıdır. Tüm genç kadınlar sokağa çıkma yasağının kalktığı alanlarda yaşamak için gerekli olan çalışmayı örgütlemeli ve bu alanlara akın etmelidir. Kürdistan ve Türkiye genç kadınları halkımızla dayanışmaya çağırıyoruz. Gelin Sur’u, Gever’i, Cizre’yi Şırnak ve Nusaybin’i kadın gücü ve öncülüğünde yeniden daha güzel inşa edip tecavüzcü Saray zihniyetine en büyük darbeyi vuralım.

Tüm devrimci yurtsever genç kadınları zulme karşı direnişe, köleliğe karşı özgür yaşam direnişine, taciz, tecavüze karşı özcesi kadın ve Kürt halkının soykırımına karşı öz savunmaya geçmeye çağırıyoruz. Beklemek, susmak suça ortak olmaktır. Bizler devrimci genç kadın inisiyatifleri hiçbir suçun cezasız kalmayacağını belirtiyoruz.  Tüm tecavüzcüleri cezalandırarak teşhir edeceğiz. Halklarımıza ve kadına karşı her saldırı karşısında kendimizi bir savunma gücü olarak tanımlıyoruz.

Kendisini eğiten ve örgütleyen genç kadınlar kazanacaktır. Kürdistan’ın ve kadınların özgürlüğünü sağlayana kadar tüm genç kadınları faşizme karşı mücadele cephesine çağırıyoruz.”