GÖRÜNTÜLÜ

Vartinis Katliamı’nın belgesel filmi çekildi

Yönetmen Ömer Biçer, “Hamile bir anne, baba ve yedi çocuktan oluşan bu aile, yakılarak katledilir. Katliamın üzerinden 30 yıl geçmiş olmasına rağmen, köyde bu dehşet dolu olayın izlerini hâlâ görmek mümkün,” diye belirtti.

VARTİNİS KATLİAMI

Mûş'un Beranik (Korkut) ilçesine bağlı Vartinis (Altınova) Köyü 3 Ekim 1993’te askerler tarafından ateşe verildi. Bu saldırıda Öğüt ailesinden 7'si çocuk 9 kişi yakılarak katledildi. "Vartinis Katliamı" olarak bilinen bu katliamın belgeselini yapan Nova Media, katliamın tanıklarıyla görüşerek devletin Kürt politikasına dikkat çekti. Yönetmen Ömer Biçer, belgeselle ilgili ajansımıza açıklamalarda bulundu.

1980'lerde başlayıp 90'larda hızlandırılan Kurdistan’ı insansızlaştırma politikalarının en somut örneklerinden birinin köy boşaltmaları olduğuna dikkat çeken Ömer Biçer, “Bu sürecin en bilinen örneklerinden biri de Vartinis Köyü ve orada yaşanan katliamdır. Film, köyde yaşanan ekonomik ve sosyal yıkımı, gözaltında kaybetme vakalarını ele alırken, özellikle Öğüt ailesinin maruz kaldığı katliama odaklanıyor. Bu belgesel filmi yapma fikri, katliam davasının zaman aşımına uğramasının ardından Vartinis halkı tarafından gündeme getirildi. Bu sayede katliamın anısını canlı tutmak ve ileride Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) nezdinde açılacak davada uluslararası kamuoyunda farkındalık yaratmak amacıyla yapıldı,” dedi.


3 EKİM KATLİAMIN YILDÖNÜMÜ

Biçer, filmin dokuz kişilik bir çekim ekibiyle Vartinis, Mûş merkez, Bedlis, Ankara ve İstanbul'da çekildiğini belirterek, “Bu proje, Vartinis halkı tarafından önerildi. Vartinis Köyü ve orada yaşanan katliam, o zamana kadar benim için Kurdistan'da gerçekleşen sayısız trajedilerden sadece biriydi. Ancak böyle bir belgesel yapma talebi gelince, o an üzerinde çalıştığım diğer projeleri bir kenara bırakarak tamamen bu projeye odaklandık. İlk olarak çekim ekibini oluşturduk ve ardından bir çekim takvimi belirledik. Bugüne kadar planladığımız yapım sürecinin gerisinde kalmadık. Amacımız, filmi katliamın yıl dönümü olan 3 Ekim’e yetiştirmek ve o dönemdeki gündeme katkıda bulunmak,” diye vurguladı.

KÖYDE KATLİAMIN İZLERİ DURUYOR

Vartinis Köyü Katliamı'nın 3 Ekim 1993 tarihinde Mûş’un Beranik (Korkut) ilçesine bağlı Vartinis (Altınova) beldesinde meydana gelen trajik bir olay olduğunun altını çizen Biçer, “Olaylar, 2 Ekim’de Türk askerleri ve gerillalar arasında yaşanan çatışmada bir askerin hayatını kaybetmesiyle başlar. Bunun ardından, ilçedeki jandarma komutanı akşam saatlerinde köylüleri tehdit eder. 2 Ekim’i 3 Ekim’e bağlayan gece, köyde gerçekleştirilen bir operasyon sırasında bir aileye yönelik vahşet yaşanır.

Hamile bir anne, baba ve yedi çocuktan oluşan bu aile, yakılarak katledilir. Katliamın üzerinden 30 yıl geçmiş olmasına rağmen, köyde bu dehşet dolu olayın izlerini hâlâ görmek mümkün. Kurşunlarla delik deşik edilmiş belediye binası, sivil yerleşim yerleri ve bugün Nusaybin Belediyesi’nin katkılarıyla müzeye dönüştürülen Öğüt ailesinin evi gibi somut izler, yaşananların unutulmaz tanıklarıdır. Ayrıca, köy halkıyla yapılan röportajlar, olayın bıraktığı derin travmayı gözler önüne seriyor ve acının hâlâ taze olduğunu hissettiriyor,” diye konuştu.

KOLEKTİF BİR PROJE

Biçer, “Yukarıda da belirttiğim gibi, filmin amacı, bu trajik olayın anısını canlı tutmak ve ileride Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) nezdinde açılacak davada uluslararası kamuoyunda farkındalık yaratmak. Bunun yanı sıra, bu katliamın mümkün olduğunca geniş bir kitleye duyurulmasını sağlamak da filmin temel hedeflerinden biri. Filmin yapım sürecinde, aynı zamanda kolektif olarak projeye katkı sağlayan Vartinisliler, tanıklarla iletişim kurma konusunda büyük destek sundular. Ayrıca, misafirperverlikleriyle de sürecin daha verimli geçmesine yardımcı oldular. Filmde ağırlıklı olarak köylülerin tanıklıklarına yer veriyoruz. Bununla birlikte, dönemin milletvekilleri ve belediye başkanları gibi siyasilerle, davanın avukatları ve insan hakları örgütlerinin temsilcileriyle de röportajlar gerçekleştirdik,” dedi.

Ömer Biçer son olarak şunları ekledi: “Belgesele konu olan bu olay ve dava sürecinde yaşanan hukuksuzluklar, Kürt sorununun nedenlerini adeta özetler nitelikte. Ekibimiz, çekimler boyunca derinden etkilendi; bu süreç, hepimiz için duygusal ve zorlu bir deneyim oldu. Eğer bu belgesel, katliamın uluslararası hukuk sürecine bir katkı sağlar ve adaletin yerini bulmasına yardımcı olursa, filmin amacına ulaştığını hissedeceğim.”