Yıkıntılar arasında bir ‘inat’: Su yok, elektrik yok ama umudum

Yıkıma karşı Sur'daki evini terk etmeyen Meryem Özgezer kendisini ‘yıkıntılar arasındaki tek kadın’ olarak tanımlıyor.

“Sur’un kaderi terk edilmek değil” diyen Meryem Özgezer, Sur’un birkaç ziyaret sonrası yeniden unutulduğunu düşünüyor. Özgezer, buna karşın “Su yok, elektrik yok ama umudum var” diyor.

Sur'un Alipaşa ve Lalebey mahallelerinde ‘Acele kamulaştırma ve kentsel dönüşüm’ adı altında 24 Mayıs tarihinde başlayan yıkım hala devam ediyor. Yıkımla birlikte neredeyse tamamının talan edildiği Lalebey mahallesinde yapılacak olan butik otellerin inşası ise her geçen gün Sur’un tarihi dokusunu yok ederek yükseliyor. Alipaşa'nin bibisi (hala) olarak bilinen Meryem Özgezer ise aylardır tek başına kaldığı sokağında yıkıma inat direnmeye devam ediyor.

"Su yok, elektrik yok ama umudum hala var" diyerek büyüttüğü umuduyla Sur'u terk etmeyen Meryem Özgezer, 3 çocuğu ile birlikte yaşam mücadelesi veriyor.

'2 AYDIR DİRENİYORUM’

Sur'da okul okuyan çocuklar için kırtasiye malzemeleri satarak geçimini sağlayan Meryem Özgezer, okulların da yıkım nedeniyle kapatılmasının ardından maddi olarak zorlandığını dile getiriyor. Sur halkının hem manevi hem de maddi olarak zarara uğratıldığının altını çizen Meryem Özgezer, özellikle Sur için direnen halkın alternatifsiz bırakılarak göçe zorlandığını vurguluyor. Özgezer, "Her şeyi elimizden aldılar ancak umudumuzu elimizden alamadılar. Onlara inat çam ağacı misali hep dik ve yeşermeye devam ediyoruz. Bazılarına göre belki burada umutsuz, çaresiz bir şekilde bekliyoruz ama burayı asla terk etmeyeceğiz. 7-8 aydır burada devam eden bir yıkım var ama ben 2 aydır tek başıma bu evde, bu mahalledeyim. Yıkıntılar arasında kalan tek kişi oldum ancak yine de direnişten vazgeçmedim" diyor.

‘GİTMEK YOK’

2 aydır her gün farklı bir evin yıkımına tanık olduğunu dile getiren Meryem Özgezer, buna karşın Sur’dan çıkmamaya kararlı olduğun söylüyor. Yıkımın olduğu mahallede sadece Meryem Özgezer’in evi dimdik ayakta görünüyor.

Özgezer, bunun nedenini ise şu cümlelerle özetliyor: "Dümdüz edilen Alipaşa'da bir tek benim evim duruyor. Çünkü direnenler her zaman görünür. Kimseden artık dayanışma da beklemiyorum. Bizler daha yıkım başlamadan çağrılarımızı, başvurularımızı, şikayetlerimizi yaptık. Bir iki ziyaret, bir iki açıklamanın ardından sonra Sur yine unutuldu. Burayı ancak buranın halkı kurtarır. Direnmezsek Sur diye bir yer kalmayacak. En önemlisi aile ve birliktelik ruhumuzu yitireceğiz."

'BU SUR’UN KADERİ DEĞİL’

Meryem Özgezer, hemen her gün polisler tarafından tehditlerine maruz bırakılıyor. Gidecek bir yeri olmadığını ifade eden Özgezer, şöyle devam ediyor: “Gidecek bir yerim yok. Buradan çıksam umudumu da yitiririm. Kiraya gitsem başka yerde de yapamam. Ne kiramı ödeyebilirim ne de başka bir şey yapabilirim. Eğer bu evden çıksam bile hemen yukarımda bulunan kullanılmayan bir bodrum kata yerleşeceğim. Burayı asla bırakmayacağım. Sur'u terk etmeyeceğim ve Sur’un kaderi terk edilmek değil. Diğerlerinin dediği gibi Sur'u kaderine terk etmeyeceğim."