'Zilan sessizliği yırttı; düşmanda büyük korku yarattı'

KJAR Meclis Üyesi Cihan Çiya ve PAJK Meclis Üyesi Şehrezat Hasret, Zilan'ı anarak, "Zilan, Önder Apo şahsında Özgürlük Hareketi ve Kürt halkına yapılmak istenen uluslararası komployu kişiliğiyle boşa çıkarmıştır“ dedi.

Zilan'ın sessizliği yırtarak düşmanda büyük korkuya yol açtığını ve kadının ganimet olarak görülemeyeceğini de gösterdiğine dikkati çeken Çiya ve Hasret, "Heval Zilan yaşamı anlam ve yücelikle yaşadı" vurgusunda bulundu.

KJAR Meclis Üyesi Cihan Çiya ve PAJK Meclis Üyesi Şehrezat Hasret, 30 Haziran 1996'da Dersim'de büyük fedai eylem düzenleyen Zeynep Kınacı'ya (Zilan) ilişkin değerlendirmede bulundu.

'KOMPLONUN TEMELLERİ ATILIYORDU'

Kınacı’nın eylemini 1996 dönemi koşulları çerçevesinde değerlendiren Çiya, şunları söyledi:

"1996 yılı, Kürt halkı ve Özgürlük Hareketinin düşmanlarının Önder Apo şahsında uluslararası bir komplo yapmak istediği ve bunun temellerinin atıldığı bir yıldı. Bu komplo girişimi ilk olarak 3 Haziran’da Şam’da TNT dolu bir arabanın Önderlik ve kadro arkadaşların kaldığı kampta patlatılmak istenmiştir. Bu komplo hâlâ bugün de yapılan saldırılarla devam etmektedir. 1996 yılı kadın hareketinin de dört parça Kürdistan ve diğer yerlerde örgütlenmesini çoğalttığı yıllardır. Buna karşın düşmanın da Özgürlük Hareketini darbeleme ve tasfiye etme düşüncesinin Uluslararası Komplo ile Önderliğimiz şahsında yaşama geçirilmek istendiği bir dönemdi. Çünkü artık Kürt halkı Özgürlük Hareketi sayesinde kendi gerçekliğini tanıyıp örgütleniyordu. Bu yüzden Önderliğimiz şahsında Özgürlük Hareketinin bitirilmek istendiği zamanlardı."

 

Heval Zilan eylemiyle Özgürlük Hareketine Önder Apo şahsında yapılmak istenen tüm saldırılara bir cevap oldu. Bu saldırıları eylemiyle boşa çıkarmıştır. Heval Zilan’da hem askeri, taktiksel, hem ideolojik, siyasi anlamda Önderlik şahsında Kürt Özgürlük Hareketi'ne yapılmak istenen saldırıları görme, hissetme ve tahlil etme durumu vardır. Bununla da kalmayıp dönemin koşullarına göre eylem çizgisinde taktiksel değişimi ortaya koyma vardır. Heval Zilan eylemiyle taktiksel anlamda da dönemin gerektirdiği eylem çizgisinin nasıl olduğunu bizlere gösterdi. Heval Zilan hem erkek egemen zihniyetin 'kadın savaşamaz, askerlikten, siyasetten anlamaz, cahildir' algısını yerle bir etti, hem de eylemiyle öncü oldu. Zilan kişiliği bir duyarlılığın işaretidir. Eyleminden sonra da kadın ve erkek arkadaşlarda bir duyarlılık yarattı.“

 

'EYLEMİYLE SESSİZLİĞİ YIRTTI'

 

Kınacı’nın eyleminin Dersim için önemi ve ne ifade ettiğine de kısaca değinen Çiya, şöyle devam etti: “Heval Zilan eylemini yaptığı süreçte Dersim’deydi. Dersim düşmanın özel savaş politikalarını kapsamlı bir şekilde geliştirmek istediği ve asimilasyonu günbegün dayattığı bir yerdir. Çünkü Dersim tarihi direnişlerle doludur. Bu yüzden düşmanın direniş ruhunu boğmak için özel yöneldiği yerlerden biri de Dersim’dir. Heval Zilan’ın eylemini gerçekleştireceği süreçte Dersim’de Kürt halkına yapılmak istenen saldırılara karşı bir sessizlik vardı. Heval Zilan eylemiyle bu sessizliği yırtmak istedi. Ve Kürt halkına karşı yapılmak istenen saldırılara bir duyarlılık yaratmak istedi. Dersim halkının mücadeleci ruhunu yeniden diriltmek istedi. Ve bunu başardı da.“

 

'ZİLAN BİR MANİFESTODUR'

 

Zeynep Kınacı’nın eyleminin Kürt tarihi ve mevcut durum açısından ne anlama geldiğine dair ise Cihan Çiya, şunları kaydetti: "Bugün bizim için hem kadın, hem de erkek özgürlük savaşçıları için Zilan kişiliği bir manifestodur. Zilan eylemiyle yüz yıllardır bastırılmak ve sindirilmek istenen Kürt fedai ruhunu yeniden açığa çıkarmış ve canlandırmıştır. Kürt tarihine baktığımızda fedai ruhu çok rahat görebiliriz. Kürdistan tarihindeki 28 serhildana bakalım; fedai ruh ortadadır. Ve bugün 29. Serhildan olan Kürt Özgürlük Hareketimiz ile de devam etmektedir. Zilan Beseler'den, Zarifeler'e mücadeleci, direnişçi kadının ruhunu devralmış ve git gide sindirilmeye çalışılan bu ruhu yeniden diriltmiştir.“

'ÖNDERLİĞİN HAKİKATINA YAKLAŞTI'

 

Kınacı’nın eylemini değerlendiren Hasret ise şunları dile getirdi:

"1996 yılı düşmanın hem halka, hem de gerillaya dönük saldırılarının yoğun olduğu bir yıldı. Ve bu saldırılar Önder Apo şahsında uluslararası bir komploya dönüştürülmek isteniyordu. Dönemin Türkiye Başbakanı Tansu Çiler’in şiarı, 'ya yok edeceğiz ya yok edeceğiz' şeklindeydi. Heval Zilan bu süreci doğru okudu ve Heval Zilan’ın çıkışı 'bu saldırılara geçit vermeyeceğiz' üzerineydi. 1996 yılında NATO tarafından Türkiye’ye verilen teknikle düşmanın hareketimize yönelimleri vardı. Gerilla taktiğinde bir daralma süreci yaşanıyordu. Zilan doğru gerilla tarz ve taktiğini ortaya çıkardı. Önderliğimize uzatılan el bize, varlığımıza, halka ve özgürlüğe uzatılan eldir, dedi. Ve buna izin vermeyeceğiz, diyerek tavrını eylemiyle ortaya koydu. Önderlik hakikatine doğru yaklaştı. Heval Zilan gerilla taktiğinde de bir adım attı. Sadece karakollarda değil, düşmanın kalbinde eylem yapılabileceğini ortaya koydu. Düşmanın içinde eylemini gerçekleştirdi. Bu düşmanda büyük bir korku yarattı. Ne zaman nerede eylem olacağını kestiremez hale getirdi."

'KADINA GANİMET OLARAK YAKLAŞILAMAYACAĞINI GÖSTERDİ'

Hasret, devletin Kürt kadınına karşı yaklaşımına da değinirken, şu ifadeleri kullandı: "Düşman Kürt kadınına her zaman bir savaş ganimeti gibi yaklaştı. Ne zaman isterse o zaman varlığına elini uzatabileceğini düşündü. Bugün bu durum Erdoğan şahsında da devam ediyor. Heval Zilan bu duruma eylemiyle 'artık yeter' dedi. 'Kadına karşı her istediğini söyleyemezsin, elini uzatamazsın ya da ganimet olarak göremezsin' dedi. İktidar zihniyetinin kadını meta, mülk gibi görmesine karşı güçlü bir cevap verdi. Bu tavır özgür kadın temsiliyetiyle bağlantılıdır. Düşmanın saldırılarına karşı bir darbedir bu duruş. Sadece Kürt kadınları için değil, dünya kadınları için bir örnektir. Bir kişinin gücünün düşmanın en güçlü mevzisini yerle bir edebileceğini gösterdi. Tekniğin hiçbir zaman gerillanın iradesini kıramayacağını ortaya koydu."

Savaştan en çok kadınların zarar gördüğünü hatırlatan Şehrezat Hasret, şöyle devam etti:

“Savaş bir kadın işi olarak hiçbir zaman görülmedi. Savaştan en çok zarar gören; en çok köleleştirilen kadındır. Demek ki kadın savaştan çok da uzak değildir. Kendi intikamını alıp özgürlüğe, kendi özüne ulaşmak için kadının savaşa ihtiyacı vardır. Kadını savaştan koparmak iktidar zihniyetin anlayışıdır. Savaşa bağlılığıyla özgürlüğe ulaştı, Heval Zilan. Önderlik 'Savaşan özgürleşir, özgürleşen güzelleşir, güzelleşen sevilir' diyor. Heval Zilan bunu eylemiyle gösterdi. Bir kadının özgürlük istemi ve talebi yüksekse bunun için ancak mücadele ederek amacına ulaşır. Heval Zilan sıradan bir kişilik değildi. Ve sıradanlığı kendisine asla kabul etmedi. Özgürlük saflarında yeni olmasına rağmen Önderliği doğru okuyup tahlil ederek özgürlük felsefesini doğru bir biçimde ele aldı. Bu yüzden, 'özgürlük zaman ister' anlayışını boşa çıkardı. Kendisinden önce arkadaşını düşünen biriydi, Heval Zilan. Yaşamın güzelliğini, anlamını ve sevgisini duruşunda ortaya koydu.

Heval Zilan yaşamı anlam ve yücelikle yaşadı. Eyleminden önce de her saatini ve dakikasını dolu dolu yaşadı. Eylemini yapmadan önce mektubunda da anlamlı bir yaşamın sahibi olmak istediğini belirtmişti. Yaşayan her insan anlamlı yaşamıyor. Ancak büyük düşünen ve anlamlı yaşayan insanlar böyle bir duruşa sahip olabilirler."

...