Ezmani Kari, anadilinde 45 yıldır şiir, öykü ve deyişler yazıyor. Yaşlıların okuduğu deyiş ve şiirlerin kaybolmasını engellemeyi de görev edinen Kari, bir askerden duyduğu küfür ile ana dilin önemini anlamaya başladığını söyledi.
Dersimli Ozan Ezmani Kari (60), 1970'den bu yana ana dilinde şiir, öykü ve deyişler yazıyor. Kari, yazdığı şiirler için ilhamını, doğduğu topraklarda yaşanan dramatik acılardan, doğadan, sevgiden ve özlemini çektiği barıştan alıyor.
Şiir yazmaya amatör olarak başlayan Kari, 1993 yılında Azadi gazetesinin düzenlediği şiir yarışmasında 'Kürdistan' adlı şiiri ile Ehmedê Xanî Ödülünü aldı. 200'den fazla şiiri bulunan Kari'nin birçok dergide şiir ve öyküleri yayımlandı.
Kari, köy köy dolaşıp halkın anlattığı öykü ve hikayeleri yazarak, bunları kayıt altına alıyor. Kendine ait video kamerasıyla da yaşlıların okuduğu deyiş ve şiirlerin kaybolmasını engelliyor. Dengbej anlatımlarını da kayıt altına alan Kari, bu kayıtları CD'ye çekip halka dağıtıyor. Tüm zamanını Kürtçe yazılan öykü ve hikayeleri derlemekle geçiriyor.
'YAZDIKLARIM TOPRAK ALTINDA KALDI!'
İmkansızlıklardan dolayı fazla okuyamadığını, şiir ve öykü yazarak kendini geliştirdiğini söylen Kari, "1980 yılında yazdığım 70'in üzerinde şiir kayboldu, darbeden dolayı şiirlerimi toprak altında sakladım. Su çektiği için çürüdü, kayboldu. O dönem yazdığım öykülerim de vardı. Ama onlar da toprak altında çürüdü" dedi. Mazgirt'te bir köyde tesadüfen bir kasetteki şiirin hikayesini anlatan Kari, bu şiirin 4 kuşak öncesine ait bir şiir olduğunu ve şiirin Dersimli genç tarafından bir Ermeni kadına yazıldığını söyledi.
'ASKERİN KÜFRÜYLE ANA DİLİN ÖNEMİNİ ANLADIM'
Sanatçı Ferhat Tunç'a da "Ninna" adındaki şiirini verdiğini aktaran Ezmani Kari, bazı şiirlerinin de müzik yapılıp okunduğunu anlattı. Kürtçe eser üretmek mücadeleyle aşılmaya başlasa da, eskiden Kürtçe şiir yazmanın zorluğuna dikkat çeken Kari, "Yazdığım şiirler yüzünden posta memuruyken görevden atıldım. 1975 yılına kadar Kürtçenin önemini bilmiyordum, fakat "Kıbrıs barış harekatı"nda bir asker yaralanmıştı. Ben o zaman sivil memurdum, ailesiyle Kürtçe konuştuğu için astsubay benim yanımda küfür etti. Benim de çok zoruma gitti ve ana dilin önemini daha iyi anladım. Kendi ana dilimizde yayınlar çıkamaya başlayınca ben de kimliğimi buldum ve yazmaya başladım" dedi.