Kim bu Xatê Xanim

Kim bu Xatê Xanim

Şermiyan Midyat’ın yazdığı ve yönettiği “Hükümet Kadın” adlı sinema filmi birkaç gün önce gösterime girdi. Şermiyan Midyat ve Demet Akbağ’ın başrollerinde oynadığı film, 1950'lerin Midyat’ında geçen bir dizi olayları konu alıyor ve gündelik yaşamdan kesitler sunuyor.

Şermiyan Midyat bazı argümanları  her ne kadar realist ele almamışsa da bazı yerlerde  dönemin “Ankara” olgusuna göndermelerde bulunmuş yine. Filmin dili Türkçe, araya katılan bazı Kürtçe kelimeler “absürd”, “Kürt kızıyla evlenen Komutan” motifi de her ne kadar “art niyetli", "özendirici”  olarak nitelendirilse de az çok meramını anlatabilen bir film. “Hökümet Kadın”

Konu şu; Belediye Başkanı Aziz Veysel’in tek derdi Midyat’a su şebekesini getirebilmektir. Bunun uğraşını verirken trafik kazasında ölür. Arkasında sekizi erkek biri kız olmak üzere dokuz çocuk ve bir eş bırakır. Eşinin ismi ise Xatê'dir. Babalarının ölümünden sonra başkanlık için birbirine giren oğullarına karşı (aile birliği için)  Xatê Xanim belediye başkanı olur. Belediye ve ahaliyi idare etmesi, çözüm üretmesi bazında Xatê Xanim ilçenin, onun deyimiyle “köyün” kahramanıdır.

Bu yazıyı yazmaya sebep asıl neden de bu Xatê Xanim karakterinden sonra doğuyor.

Şermiyan Midyat, Mardinli bir Kürt sinemacıdır. Değişik rollerde birden fazla sinema filminde yer almış bir sanatçı olarak Yılmaz Erdoğan tarzı komedi filmleri üretme çabasındadır. Bunu yaparken de Mardin’den yararlanıyor. Seçtiği konular ve karakterler genelde bu çevredendir. Konuyu dile getirme şekli absürttür.

Xatê Xanim’a tekrar dönecek olursak, Sovyet Kürt romancılarından Elîyê Evdilrehman’ın Xatê Xanim adlı bir romanı var. Roman 1959 yılında ilkin Erivan’da yayınlanıyor.

Kitabın konusu özetle şöyle: Dersim’in Sincar köyü’nde Temûrê Eli adlı bir bey vardır. Söz konusu bölgede 138 Kürt kabile yaşamaktadır. Hepsi de Temûrê Elî’yi sayar sever. Aynı şekilde Temûrê Elî de onları sayar sever. Osmanlı memurları ve askerleri Temurê Elî’nin korkusundan  bu kabilelere zulüm edememekte ve haksız yere vergi alamamaktadır. Temûr bir gün ölür. Oğlu Sultan da küçük olduğu için Temûr’un yerine Xatê Xanim geçer. Bir dizi entrikadan sonra Sultan’ın başı Osmanlı yönetimi ile belaya girince, Xatê Xanim da hem onun hem de civarın kurtarıcısı olur.

Asıl sorun şu: her ne kadar filmin başlangıcında senarist “bu filmin konusu gerçek şahıs ve olaylara dayanıyor”  dese de anlaşılan o ki Midyat, “intertextualite” tekniğinden yararlanmış. Yani “metinlerarasılık”. Daha çok türdeş metinler arasında kullanılan bu yöntemi, Şermiyan Midyat, başka türler arası yapmaya çalışmış. Özünde bu kavram tanım olarak her ne kadar  “alıntılama” kavramını içerse de, senarist alıntılamadan fazlasını yapmış. Az çok bu Kürtçe romanı okuyan herkes, bu filmin senaryosunun ana hatlarına yabancı kalmaz sanırım. En saf yaklaşımla “Karakterlerin isim benzerliği" desek bile Xatê Xanim’in etrafında gelişen olay kurgusu ve karakterin olaylara bakış açısı bu yaklaşımı yine boşa çıkarıyor.

Xatê Xanim karakteri gerçekten de 1950'lerin Midyat'ında yaşadı mı bilmiyorum. Ama Türk sineması, Türk edebiyatı dediğimiz iki kavram da fazlasıyla Kürt edebiyatından, sözlü geleneğinden ve Kürtlerin tarihi kişilerinden fazlasıyla yararlandı. Türk halk edebiyatı dediğimiz edebiyatın sayısız Kürt masalını, halk hikâyesini, efsanesini, folklor materyallerini, şarkılarını Türkçeye çevirerek, Türkleştirerek bünyesine kattığını anımsarsak, Şermiyan Midyat’ın yaptığına da şaşırmamak gerekir.

Osmanlı’nın son dönemlerinde pantürkistlerden Ziya Gökalp bu “Kürt folklor, edebiyatını Türkleştirme” kıyımının babası olarak tarihe geçmiş bir “Kürt”tür. Ondan sonra Kürt asıllı şarkıcılar (Celal  Güzelses, Nuri Sesigüzel, Mahsun ,İbo vb) , akademisyenler (buna bazı Kürt Türkoloji master ve lisans öğrencileri de dahil) ve Kürt kültürünü yakından tanıyan sinemacılar bu furyayı sürdürdüler.

Sonuç olarak günümüze kadar devam eden bu kıyım furyasının son devamcılarından biri olarak Şermiyan Midyat, iyi bir iş çıkarıyor.