'Roboski'yi yazmak Kürdistan'ı yazmaktır'
'Roboski'yi yazmak Kürdistan'ı yazmaktır'
'Roboski'yi yazmak Kürdistan'ı yazmaktır'
Frederike Geerdink, 2006 yılından bu yana Türkiye'de yaşıyor. Türkiye'ye yerleşmiş Hollandalı bir gazeteci. İnsan hakları konusundaki duyarlılığı onu Kürt sorunu üzerine çalışmaya itmiş. Geçen yıl Ağustos ayından bu yana da Roboski-Diyarbakır hattında mekik dokuyor. Haftalarca Roboski aileleriyle birlikte köyde yaşayan ve Kürt sorununun anlamaya çalışan Geerdink, "Roboski dediğinizde Kürt sorunudur aslında. Göç var, işsizlik var, korucu var, dağlar var, faili meçhul var. Türkiye'deki en büyük faili meçhul Roboskidir bence. Çünkü failleri henüz bulunamadı. Roboskiyi anladığınızda Kürt sorununu da anlıyorsunuz" diyor. Diyarbakır'a yerleşen ve Kürt sorunu üzerine bir kitap çalışması içinde olan Geerdink ile Roboski'de yaşadıklarını, kitabını ve Kürt sorununu ANF'ye anlattı.
7 yıldır Türkiye'de yaşayan ve 9 aydır da Roboski ile Diyarbakır'da (Amed) yaşayan Hollandalı gazeteci Frederike Geerdink, yerli ve yabancı basın mensuplarının aksine olayları anlık veya günlük takip etmeyerek, yazdığı hikayeleri yerinde görmek isteyen biri. Bunun için Roboski'ye gidip haftalarca orada kalarak köylülerle yaşamış. Hava saldırısında babasını, abisini, kardeşini, çocuğunu kaybedenlerle görüşmüş. Onlarla aynı evi paylaşmış, duygularını, umutlarını ve adaletsizliğe isyanlarına tanık olmuş.
Türkiye'nin pek çok alanda hızlı gelişme gösterdiğini ve Hollanda'da da Türkiye'den gelen haberlerin ilgiyle okunduğunu dile getiren Geerdink, Kürt sorunu üzerine kitap yazmaya karar verirken İstanbul'dan yazmak yerine, olayın ana kaynağına gelip orada gözlemde bulunmak için Roboski ve Diyarbakır'ı seçmiş.
Kürt sorunu konusunda son yaşanan sürecin olumlu olduğunu ve Öcalan ile yapılan görüşmelerin umut doğurduğunu kaydeden Geerdink, gelecek yönünde kaygıları olmadığını yeni bir Anayasa ile sorunların çoğunun üstesinden gelinebileceğine inanıyor.
Avrupalı bir gazeteci olarak PKK'yi tanımlarken "terör örgütü" gibi bir kavramı kullanmadığını, çünkü bunun tarafsız bir terim olmadığını belirten Geerdink, "Ben silahlı grup diyorum. Bazı meslektaşlarım halen 'bölücü' diyebilir. Ama 'ayrılmak' ve 'ayrı bir devlet kurmak' PKK'nin listesinde yer almıyor. Onun için 'bölücü' terimi bence doğru değil" diyor.
Diyarbakır'da en çok elektrik kesintilerinden ve Kürtçeyi öğrenememekten kaynaklı sıkıntılar yaşadığını kaydeden Geerdink, aynı zamanda Kürt sorunu, özerklik, anayasa, faili meçhul cinayetler, PKK'nin silahsızlanması gibi konulardaki görüş ve yazılarını "http://kurdishmatters.com/tr" internet sitesi üzerinden günlük olarak yayınlıyor.
'HAFTALARCA ROBOSKİLİ AİLELERLE YAŞADIM'
Yabancı medyanın Türkiye'yi merak ettiğini ancak çoğunlukla Türkiye'ye İstanbul'dan bakıldığını belirten Geerdink, şöyle konuşuyor: "Gazeteciler bir haberi yazarken, yada bir yer hakkında yazarken, birkaç saat, birgün belki kalıyorlar. Ben tüm gerçekleri görmek, objektif olmak için uzun süre kalıyorum. Roboski'de defalarca gidip orada haftalarca ailelerle kaldım. Roboski'ye sadece Emine Erdoğan'ın gelişiyle, Kılıçdaroğlu'nun eşinin gelişiyle gidip görüşme yaparsanız, haberiniz eksik kalır. Olayları görüp anlamak için haftalarca kalarak onların hikayelerini dinledim.
Orada öğrencilerle tanıştım. Kardeşini, eşini, babasını, çocuğunu kaybedenlerle tanıştım. Roboski'deki çocuklar belki de tesadüfen ölüme gidemediler. Çünkü kaçakçılık yaparken ölenler arkadaşlarıydı. Onlar da kaçağa gidiyorlardı. O katliamdan sonra çoğu öğrenci okulu bıraktı. Bir kaç yıl sonra onlar da geçim sıkıntısı nedeniyle kaçağa gidecekler. Bu oranın kaderi... Kaçakçılık yaptıklarını askerler de biliyor yıllardır. Bu nedenle onların kaçakçılığa endişelenmeden gidiyorlar."
KADINLAR HALEN YASTA, ERKEKLER ERKEN YAŞLANMIŞ
5 kez birbirinden farklı zaman dilimlerinde Roboski'ye gittiğini ve bazen haftalarca orada kaldığını belirten Geerdink, orada yaşarken en dikkat şeyin ise kadınların halen yasta olduklarını belirterek, "Roboskiyi ziyaret eden siyasi partiler, kurumlar veya şahıslar onlara rengarenk hediyeler getiriyorlar. Ama o kadınlar katliamdan sonra yastalar ve hep karalar giyiniyorlar. Roboski'de erkeklere bakıyorsunuz, 30 yaşlarında falanlar. Ama fizik olarak 50 yaşında gösteriyorlar çoğu. Korucularla tanıştım. Neden bunlar da kaçağa gidiyorlar diye düşündüm. Ama araştırınca geçim sıkıntısından yaptıklarını gördüm" şeklinde anlatıyor tanık olduklarını.
Roboski'de Kaplan ailesiyle haftalarca kaldığını kaydeden Geerdink, şöyle devam ediyor: "Babaları o saldırıda ölmüş. En büyük çocuk kız çocuğu 12 yaşında. En küçüğü 6 yaşında. Gün boyu TV başındalar. TV'lerde 'Roboski', 'Uludere', 'Ortasu' köylerinin ismi geçtiği andan itibaren pür dikkat kesilip sesini açarak dinliyorlar. Acaba kendileri hakkında ne konuşuluyor diye. Halen umutlarının var olduğunu gördüm. Faillerin mahkeme karşısına çıkarılıp cezalandırılacaklarına inanıyorlar halen.
TBMM Araştırma Komisyonu'nun Roboski'ye ilişkin hazırladığı raporu oradakiler şaşırmadı. Ben de şaşırmadım. Çünkü sistemin değişmesi lazım. Dersim katliamında yıllar sonra özür dilendi. Ama sadece kuru bir özür. Roboski için de özür dileyebilirsiniz ama artık çok geç oldu."
Üzerinde çalıştığı kitapta insan hikayeleri olduğunu kaydeden Geerdink şunları söylüyor: "Roboski'yi anlatabilirseniz, Kürt sorununu da anlatabilirsiniz aslında. Çünkü burada çatışmalı ortam var. Korucu var, geçim sıkıntısı nedeniyle kaçakçılık yapanlar var. Dağlar var, silahlı mücadele yürüten militanlar sınırın diğer tarafında. Göç var. Bu sınır köylerinin çoğu çatışmalı ortamdan sonra gelişip büyüyen köyler. Roboski gibi onlarca köy öyle. Göçlerden sonra nüfusları artmış. En önemlisi faile meçhul var. En büyük faili meçhul cinayet Roboski de işlendi çünkü. Aynı şekilde Kürt sorununda olduğu gibi de, basın hala özgür değil. Roboski olayında olduğu gibi basın saatler sonra ancak haberi yazabildi. Burada basının konumunu da yazabilirsiniz Roboski ile bağlantılı olarak Kürt sorununda. Robokkililer Türk basının davranışlarına kızıyorlardı. Ama neden yazmadıklarını da biliyorlardı aslında."
Kimliğinin büyük bölümü inkar edilen Kürt halkının hala ayakta olmasının kendinde hayranlık uyandırdığını kaydeden Geerdink, "Bölgeye her yolculuğumda bu gücü hissediyorum. Bu durum, beni bu halkla ve onlarla ilişkilendirilen bu 'sorun'la daha çok ilgilenmek konusunda daha da teşvik ediyor" diyerek Kürtler üzerine kitap yazma konusundaki düşüncesini anlatıyor.
Kürt sorunu üzerine bir kitap yazacaksa Diyarbakır'da olması gerektiğine karar verdiğini belirten Geerdink, "Bura ile ilgili, Kürtler ile ilgili bir şey yazacaksam eğer, bu bölgenin kalbinde yaşamam gerektiğine karar verdim. İleride bütün bölgeyi gezmek istiyorum. 9 aydır bölgeye yaptığım gezilerde en dikkatimi çeken şey Kürtlerde intikam duygusuna rastlayamazsınız. Birçok acılar çekmiş olan bu halkta intikam duygusu yok. Tek istedikleri adalet ve bunca acıya rağmen barışı haykırıyorlar" şeklinde konuşuyor.