Sanatçılar Taksim’de yürüdü: Tiyatroma dokunma!
Sanatçılar Taksim’de yürüdü: Tiyatroma dokunma!
Sanatçılar Taksim’de yürüdü: Tiyatroma dokunma!
KESK’e bağlı Kültür Sanat Sendikası öncülüğünde ülkenin dört bir yanında Taksim’e akın eden Devlet Tiyatro, Bale ve Opera sanatçıları, AKP hükümetinin "Türkiye'deki Sanat Kurumlarının Oluşumu ve İşleyişi" yasası adı altında sanat kurumlarını ticaretleştirerek yok etme girişimini protesto ettiler. Ellerinde “Tiyatroma dokunma “ dövizleriyle Galatasaray meydanına yürümek isteyen sanatçıların önü Tomalar ve çevik kuvvet oluşturduğu barikat tarafından kesildi. Bu keyfi engellemeye yaptıkları oturma eylemiyle tepki gösteren sanatçılar, polisi dakikalarca yuhaladılar.
Kültür Sanat-Sen, Devlet Tiyatroları Sanatçıları Derneği (DETİS) ve İstanbul Şehir Tiyatrosu Sanatçıları Derneği üyeleri, Turizm Bakanlığı'nca son şekli verilen Devlet Tiyatroları (DT), Devlet Opera ve Balesi (DOB) ile Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü'nü lağveden "Türkiye'deki Sanat Kurumlarının Oluşumu ve İşleyişi" başlıklı yeni yasa tasarısı taslağını protesto etti.
Orhan Aydın, Ayşe Emel Mesci, Genco Erkal, Nedim Saban, Levent Üzümcü, gibi birçok ünlü tiyatrocunun da aralarında bulunduğu yüzlerce kişi, Taksim’de bir araya geldi. CHP’li vekil Gürsel Tekin’in de destek verdiği eylemde "Sanat kurumlar kapatılamaz" pankartı eşliğinde Galatasaray Meydanı'na yürümek isteyen sanatçıların önü polis barikatı ile kesildi.
Bu “keyfi” tutumu oturma eylemiyle protesto eden sanatçılar adına konuşan Kültür Sanat-Sen Başkanı Yavuz Demirkaya, AKP’nin “ölüm fermanı” anlamına gelen yasa tasarısını protesto etmek için bugün Taksim’de buluştuklarını söyledi. Demirkaya, artık Türkiye’de düşünceler gibi yürüyüşlerin de yasaklandığına dikkat çeker bu baskıların kendilerini yıldıramayacağını vurguladı.
“FAŞİST FRANCO, MUSSOLİNİ, HİTLER SÜRECİ YAŞANIYOR !”
AKM binası önüne kadar yürüyen sanatçılar, 11 Mayıs günü Reyhanlı’daki bombalı saldırıda yaşamını yitiren 51 kişi için burada 1 dakikalık saygı duruşu yaptı. Saygı duruşundan sonra ilk sözü alan tiyatrocu Orhan Aydın, “Yaşadığımız süreç Faşist Franco’un İspanya’sında yaşanan süreç, faşist Mussolini’in İtalya’sında yaşanan süreçtir, faşist Hitler ‘in Almanya’sında yaşanan süreçtir” dedi.
Aydın, “Bu yasa tasarısını bizi sokağa çağıranlar şunu iyi bilsin ki, bizim için bu yasa tasarısının herhangi bir tuvalet kağıdından hiç bir farkı yok” diye ekledi.
Aydın’ın ardından söz alan tiyatrocu Levent Üzümcü, yaşananların ne anlama geldiğini çok iyi bildiklerini ancak bu saatten sonra esas misyonlarının bunu halka anlatmak olması gerektiğini ifade etti. Takside fırında, her yerde sanat kurumlarının halk için olduğunu haykırmaya davet edeceklerini söyleyen Üzümcü, kültür-sanat emekçilerinin sanat okullarında yetiştiğini hatırlattı.
Üzümcü, “Eğer siz kültür sanat kurumlarını kapatırsanız, bu okulları da kapatmış olacaksınız. Çoğumuzun bitirdiği bu okullarda maalesef kapanacak” diye konuştu.
Bu duruma karşı çıkan sanatçılara sürekli ABD, İngiltere, Almanya örnekleri verildiğini aktaran Üzümcü, “Yıllardan beri Van’da Diyarbakır’da, Erzurum’da tiyatro yapan sanatçılara soruyorum, Londra’da sokağa çıktığınızda biber gazı mı yiyorsunuz?” şeklinde konuştu.
“YAŞAMIMIZIN ÖZÜNE MÜDAHALE EDİYORLAR”
“Özgür özerk bağımsız sanat”, “ Hükümetin sanatçısı olmayacağız”, “Sanatın patronu sanatçıdır” sloganları eşliğinde Üzümcü’den sonra Sanatçılar Girişimi adına Ataol Behramoğlu bir konuşma yaptı.
Türkiye’nin yaşadığı dönemin İtalya faşizminden ve Almanya’da Nazizminden bin kat daha beter, daha sinsi olduğunu savunan Berhamoğlu, “Bunlar çıkarttıkları yasalarla yaşamamızın özüne müdahale ediyorlar. Bize açıkça böyle düşünmeyeceksin, böyle yaşamayacaksın, köle olacaksın diyorlar. Modern, çağdaş insanın binyıllardır biriktirdiği değerleri yok etmeye çalışıyorlar. Bunlar insanlık düşmanıdırlar” şeklinde konuştu.
Birkaç yıl önce AKM’nin kapatılması konusunda ki bir toplantıda AKM’nin değil AKP’nin yıkılacağını söylediğini hatırlatan Berhamoğlu, “AKP’yi yıkılana kadar omuz omuza sonuna kadar mücadele edeceğiz” dedi.
Tiyatro Yönetmeni Yücel Erten ise AKP iktidarını birçok yerde yaptığı gibi en son sanata yüklendiğini belirterek, “Niyetleri açıktır. Kurumları ve sanatçıları ağır bir şekilde hırpalayarak, sanat, bilim kurumlarını yok etmektir” dedi.
Bir toplumun sanat ve bilim aracılığı ile insana yatırım yaptığını ifade eden Erten, bu yatırımın daha duyarlı, daha demokrat, daha adil, daha hoş görülü bir toplum oluşturmak için olduğunu söyledi. Bu yatırımın rant uğruna kullanılamayacağını vurgulayan Erten, demokratik ülkelerde sanat ve bilim kurumlarının özgür ve özerk olduğunu belirti.
Bugün iktidara sahip olanların hayatlarında özerklik sözcülüğünü duymamış gibi davrandıklarına dikkat çeken Erten, “Hiç duymamış olmak cehalettir, bilip de hasıraltı etmek ise bir tür cinayettir” diye tepki gösterdi.
YETİMİN HAKKI AVM’LERDE
Diğer bir konuşmacı olan DETİS Sözcüsü Erdinç Doğan, AKP hükümetinin sanatın güneşini söndürmek istediğini vurgulayarak, “Biz görmeyelim istiyorlar, düşünmeyelim istiyor, söylemeyelim istiyorlar ama biz göreceğiz, düşüneceğiz, söyleyeceğiz. Sanatın ‘S’sini anlamayan birisi buyurdu ki, biz yetimin hakkını yiyormuş, bak sen! Eğer yetim hakkı yeseydik AVM’lerle ortaklıklarımız olurdu. Bu halk gayet iyi biliyor kimin yetim hakkı yediğini” diye konuştu.
Getirmek istenilen yasanın orta çağ engizisyon mahkemeleri olduğuna dikkat çeken Doğan, “Sanatımız aynı o engizisyon mahkemelerde olduğu gibi sanatımız katledilmek isteniyor ama buna izin vermeyeceğiz. Güneşi balçıkla sıvamaya çalışıyorlar. Güneş balçıkla sıvanmaz” dedi.
“BU YOK ETMEYE ASLA İZİN VERMEYECEĞİZ”
Konuşmalardan sonra ortak açıklamayı Kültür ve Sanat-Sen başkanı Yavuz Demirkaya yaptı. AKP iktidarının toplumsal yaşamın bütün alanlarını “daha fazla kar” uğruna ticarileştirdiğini, hızla piyasa ilişkileri içine çektiğini belirten Demirkaya, dünyanın hiçbir yerinde sanat üzerinden kar elde etmeye çalışan bir iktidar daha olmadığına dikkat çekti.
Daha fazla demokrasi, daha işleri demokrasi diye yeri göğü inleten AKP’nin sanat kurumlarında senaryosunu kendisinin yazdığı ve yönettiği, adamlarına da oynattığı bir yapı kurmaya çalıştığını söyleyen Demirkaya, “Biz böyle bir demokrasi istemiyoruz. Getirilmek istenilen sistem, bizzat iktidar tarafından atanan kişilerden oluşturulmaktadır ve sanatın değil iktidarın sözcüsüdür” ifadelerini kullandı.
Bu yasa taslağının sanat kurumlarını yok etmeyi amaçladığını belirten Demirkaya, kültür sanat girişimi olarak buna asla izin vermeyeceklerini söyleyerek, 5 Haziran’da genel greve gideceklerini, 20 Haziran’da ise kapatılmak istenilen Antik-Çağ Tiyatrosu Aspendos’ta olacaklarını duyurdu.