‘Simurg‘ Köln’de izleyenlerle buluştu

‘Simurg‘ Köln’de izleyenlerle buluştu

Türkiye'de 1996-2000 dönemindeki ölüm oruçlarında Wernicke Korsakoff  hastalığına yakalananların hayatının anlatıldığı ‘Simurg‘ adlı belgesel Almanya'nın Köln kentinde gösterildi.

Türkiye ve Kürdistan’da daha gönce gösterime giren “Simurg“ belgeseli Almanya Türkiye İnsan Hakları Derneği’nin (TUDAY) organizesiyle Almanya’da da, Köln, Berlin ve Hamburg kentlerinde gösteriliyor. Gösteriminin ilki Köln kentinde yapıldı. Kentte bulunan Odeon sinemasında yapılan gösteriyi yüzlerce kişi, izledi. Duygu yüklü anların yaşandığı gösteri esnasında bir kadının film, ortasında fenalaşarak bayıldığı görüldü. Yönetmen ve yapımcılığını Ruhi Karadağ’ın  yaptığı belgesel, 1996 ile 2000 yılları arasında cezaevlerinde yaşanan, hak ihlalleri, işkence, tecrit ve açlık grevlerini irdeliyor.

Yönetmen, ölüm oruçlarında Wernicke Korsakoff hastalığına yakalanan Refik Ünal, Cafer Gürbüz, Çiğdem Kazan, Hüseyin Muharrem Gündüz, Ali Ekber Akkaya ve Delil İldan'ın yaşam öykülerinde yola çıkarak, o dönemdeki gerek cezaevlerinde gerek ise dışardaki yaşananları kayıt altına alarak, beyaz perdeye taşıyor. “Simurg“ 122 kişinin hayatını kaybettiği ve binlerce kişinin çeşitli hastalığa yakalandığı süreci, 10 yıllık bir çalışmanın ardından ortaya çıkmış. Yönetmen Karadağ, kendi filminin  merkezine ise devletin cezaevlerindeki törürünü koyarak, ilerliyor.

KARADAĞ: SORUNLAR DEVAM EDİYOR

Yapılan gösterinın ardından filmin yönetmeni Ruhi Karadağ ile belgeselin kahramanlarından Cafer Gürbüz ve Delil İldan, seyircilerin karşısına çıkarak, film ile ilgili soruları yanıtladı. Burada ilk olarak, konuşan TUDAY Başkanı İlkay Yılmaz, amaçları yaşananları anlatan böylesi bir belgeseli Avrupa’daki seyirciyle buluşturmak, onları konu hakkında duyarlı kılmak olduğunu söyledi. Ardından yönetmen Ruhi Karadağ, neden böylesi bir belgeseli yaptığını anlattı. Yönetmen Karadağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:“ Amacım yaşanan bu süreci kayıt altına almaktı. Bu filmin kahramanları kuşkusuz bu insanlardır. Ben yıllardır onlarlayım. Onlardan çok şey öğrendim.“

Ruhi Karadağ, filmin Türki ve Kürdistan’da  büyük ilgi gördüğünü belirterek,“ Cezaevlerinde ve dışarda hala sorunlar  var. Filmin baş kahramanları olan buu insanlar, günümüzde bir araya gelemiyor. Çünkü Türkiye’de aranıyorlar. Şuanda bu 6 insan, dünyanın 5 ayrı ülkesinde yaşıyor“diyerek, Türkiye’deki anti demokratikliğe vurgu yaptı.

Wernicke Korsakoff hastası ve  filmin oyuncularından Cafer Gürbüz ise dönemin Türkiye Başbakanı Bülent Ecevit’in Amerika dönüşünde cezaevleri sorunu çözülmeden İMF Türkiye’de yatırım yapmıyıcağını sözünü hatırlatarak, “Ardından da cezaevlerine müdahale oldu“ dedi. Güçlükle konuşan Gürbüz, süreci hatırlayamadığından  dolayı konuşamıyacağını belirterek, “Biz bu bedeli ödemekten hiç bir zaman pişman olmadık. Onun için bugün Türkiye ve Kürdistan’da devam eden cezaevlerindeki mücadele destek vermemiz gerekiyor“ çağrısında bulundu.  Diğer hasta Delil İldan ise konuşamakta zorluk çektiğinden dolayı  şair Ahmet Arif’inn “ Otuz üç kurşun“ isimli şiirini okudu.

IDEOLOJİK BİR TÜRKÜ: SİMURG

109 dakikalık “Simurg“ belgesel filmi, F Tipi cezaevlerine karşı ilk kez 1996’da başlatılan ölüm oruçlarına katılan altı eski tutuklunun hayat hikayelerinden yola çıkarak,  2000’deki ölüm oruçları, “Hayata Dönüş Operasyonu“ ve dışardaki destek mücadelesini anlatıyor. Vahşi bir dönemi anlatan film, ağır politik bir atmesforde geçiyor. Devlet güçlerinin acımasızlığın işlendiği filmde, insanların yaşadığı dram ve drejedi ön plana çıkıyor; söyleyişiler, açıklamalar ve görüntüler tüyler ürpeten türden.  Ama ağır politik ve ideolojik bir havanın etkisinde kalan belgeselde, kurgu, görüntü, olmak üzere birçok sorunu içinde  barındırması göze çarpıyor. Ancak bir dönemi kayıt altına alması bakımından oldukça önemli ve izlenmesi gereken bir belgesel; Simurg.

Ruhi Karadağ’ın “Simurg“ isimli belgeseli 9 Şubat’ta Berlin, 10 Şubat’ta ise Hamburg’ta gösterilecek.