Utanç Müzesi ziyaretçilere açıldı
Utanç Müzesi ziyaretçilere açıldı
Utanç Müzesi ziyaretçilere açıldı
Devrimci 78’liler Federasyonu’nun inisiyatifinde oluşturulan ‘Utanç Müzesi’ İstanbul Akatlar Kültür Merkezi'nde bugün kapılarını ziyaretçilere açtı.
Müzenin açılışında bir dakikalık saygı duruşu ardından açılış konuşmasını yapan Mine Nazari, İngiliz yazar John Berger’in "Zalimler, katletmekle kalmaz; katliamlarının izlerini de yok ederler" sözünü hatırlattı. Nazari, bu müzenin katledilen devrimcilerin hatıralarını taşıması ve katillerinin izlerini de gözler önüne sermesi açısından son derece önemli bir çalışma olduğunu kaydetti.
12 Eylül’de devrimci tutsakların avukatlığını yapan Nebi Barlas, "Hiçbir zalim, uşakları olmadan yaşayamaz. 12 Eylül’ün ardından yaratılan korku, Gezi Parkı’nda yıkıldı" diye konuştu.
12 Eylül faşist askeri darbenin AKP iktidarı tarafından değil, devrimcilerce yargılanacağı günün gelmesini iple çektiğini ifade eden Barlas, "Ben o günlerde; o gençleri, yiğit devrimcileri savunmuş olmaktan gurur duyuyorum" diye ekledi.
Mehmet Özer’in devrimci şiirlerle sunduğu programda, Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren, de bir konuşma yaptı. Eren, “ 12 Eylül’de ‘Asmayalım da besleyelim mi’ sorusundan Gezi’de başbakanın söylediği ‘3 ağaç için dünyayı ayağa kaldırıyorlar, bir tanesini asacaksın o ağaçlarda’ sözü, 12 Eylül faşizminin bugün de sürdüğünü gösteriyor" diye belirtti. Eren, Gezi’den önce, karamsarlık içerisinde olduğunu ancak Hasan Ocak’ın, Hayrettin Eren’in, Kenan Bilgin’in kemiklerinin Gezi’de filizlendiğini söyledi.
Müzenin açılışında konuşma yapan eski DEV-GENÇ başkanı Bülent Uluer ise, 12 Eylül’ün faşizmin insan kanıyla beslendiğini gösterdiğini belirtirken, 12 Eylül’de katledilen devrimcilerin ruhlarının Gezi Parkı’nda hayat bulduğunu dile getirdi. Şair Nevzat Çelik, 12 Eylül ile birlikte başlayan düşüşün, Gezi Parkı’nda sona erdiğini ve bu saatten sonra yalnızca yukarı doğru gidileceğini vurguladı.
Akatlar Kültür Merkezi’nde açılan Utanç Müzesi’nde, katledilen devrimcilerin kıyafetleri, idamlarından önce ailelerine yazdıkları mektuplar ve işkence aletlerinin maketleri yer alıyor.