HDP Amed Milletvekili Yiğitalp, AKP'nin 'acil kamulaştırma' yaptığı alanlarda, dışarıdan gelen Arapların burada konumlanmasını sağlamayı hedeflediğini söyledi. "AKP hükümeti 'benim sınırlarımda DAİŞ çetelerinin bir devleti olsun ama Kürtlerin bir statüsü olmasın diyor' diye konuşan Yiğitalp, Kürdistan'da AKP'ye karşı halkın öfkeli olduğunu ve ölümü göze aldığını belirtti.

AKP hükümetinin, soykırımcı planları çerçevesinde, mültecileri Kürdistan kentlerine yerleştirme ve demografik yapıyla oynama çabasına tepkiler gelmeye devam ediyor.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Amed Milletvekili Sibel Yiğitalp, AKP'nin soykırımcı uygulamaları ve gündemdeki gelişmeleri ANF’ye değerlendirdi...

'DIŞARIDAN GETİRDİĞİ KESİMLERİ BURADA KONUMLANDIRACAK'

AKP’nin mülteci krizi üzerinden Avrupa Birliği'ne (AB) şantaj yaptığını belirten Yiğitalp, şunları ifade etti:

"AKP hükümeti mülteciler üzerinden bunu yürütürken aynı zamanda Kürdistan’da yaşam süren bir halkı da kendi içinden göç ettirmeye, insansızlaştırmaya çalışıyor. Ve bunu 'terörle mücadele' adı altında halka açmış olduğu bir savaş politikasıyla yürütüyor. Sur’da 4 ayı aşkındır süren bir 'sokağa çıkma yasağı' vardı ve yaklaşık 25 gündür de çatışmanın bittiğini söylediler. Ancak 25 günden bu yana orada yaşayan insanların oralara gitmesini engelliyor ve onların hasar görmeyen evlerini bile yıkıp kendi içinde 'acele kamulaştırma' kapsamına alıyor. Ortadoğu’dan gelen mültecilere dikkat çekmiş ama Kürdistan’da çok ciddi bir insansızlaştırma politikası var. İnsanlar kendi yaşadığı alanlarda hiçbir mesele, sorun yokken devletin baskısı üzerinden zorla evlerinden çıkarılıyor ve başka alanlara göç ettiriliyor. Bugün yıkılan evlerin, molozların içinde bir kadın bedeni bulundu. Bu bile başlı başına AKP politikalarının sadece mültecilere değil, Kürtlere yaptığı işkencenin çok somut bir örneğidir. İnsanlar evlerine giremedikleri gibi oradaki cenazeleri bile alamıyorlar. Böylece orada kendi istediği bir yapılaşma oluşturma belki de 'acil kamulaştırma' yaptığı alanlarda dışarıdan gelen Arapların burada konumlanmasını sağlayacaktır."

‘AKP HÜKÜMETİ DAİŞ POLİTİKASI İZLİYOR’

Yiğitalp, "Maraş Pazarcık'ta Alevi köylerinin bulunduğu alanların arasına cihatçı grupların yerleşmesi için bir kamp çalışması var" diyerek, şöyle devam etti: "Diğer yandan Amed, Şırnak, Silopi gibi bir kent merkezlerinde insansızlaştırma politikası var. Politikaları tamamen bir şantaj, kendi istediği gibi demografik yapı oluşturmak ve bu demografik yapı üzerinden kendi politikalarını güçlendirmek istiyor. Bu yeni yapılan bir durum değil; Varto’da Ekin Wan cenazesi üzerinde bir DAİŞ politikası izlemişti.  Sonrasında diğer öz yönetim olan il ve ilçelerde yaşamını yitirenlerin buzdolabında bekletilme, tanklarla, toplarla orada bulunan çoluk çocuk demeden yakıp yıkma durumu gerçekleşti. Cizre’de insanları diri diri yakması... Ve bu durum hala Nusaybin, Silopi ve Gever’de devam ediyor."

Sur’da UNESCO tarafından tescillenmiş tarihi eserlerin olduğunu hatırlatan Yiğitalp, "Bunlar yerlerinde duruyor mu? Duruyorsa ne durumdadır? Maddi olarak çok değerli eserler ama bir de bunun tarihsel boyutu var. Halkın evlerindeki yağmalama pratiğini gördüğümde aslında hiç de koruma konusunda güvenli davrandıklarını düşünmüyorum" dedi.

'AKP'YE ÇOK BÜYÜK ÖFKE VAR'

Yiğitalp, "AKP devletine karşı çok büyük bir öfke var" ifadesini kullanarak, şöyle konuştu: "Geçen hafta Başbakan buraya geldiğinde Sur’da 300-500 kişi toplayarak bir konuşma yaptı. Arka tarafta cenazelerin bulunduğunu alanları iş makineleri yıkıp parçalayarak Dicle Nehri'ne döküyordu. Ve şu nokta insanları çok rahatsız etti: Benim yakınlarımın cenazeleri orada toprağın altındayken gelip bu ülkenin Başbakanı olduğunu söyleyen bir insan ‘Buradan bir ev sahibi olmak istiyorum’ diyor. Kürtleri buradan göç ettirme ve buraya da kendine yakın cihatçı grupları yerleştirme çabası var."

'HALK ÖLÜMÜ GÖZE ALARAK DİRENİYOR'

Yiğitalp, şunları söyledi: "Gayri meşru, hiçbir hukuk ilkelerini kapsamayan, insani ölçüleri hiç olmayan bir politika yürütülüyor. Sur gibi bir yerde evleri tahrip edilmeyenler de olmak üzere şu an halkın evlerine kesinlikle gitmesine izin verilmiyor. Sur’un her tarafına barikatlar yerleştirilmiş, 15 tane mobil karakol oluşturulmuş, zırhlı araçlarla orada kendilerince güvenlik sağlıyorlar. Ve şunu da söylüyorlar; oranın dar sokaklar olmuş olması, mahalle biçimleri buranın güvenliğini almasını engelliyor. Zaten Sur’u Sur yapan buydu. Çıkmaz sokaklarıydı. Siz oranın özünü bozarak kendinizce bir mimari yapı oluşturup bunu ranta dönüştürdüğünüzü buradakiler anlamıyor mu? Biz bunun anlayamıyor muyuz? Siz bu halkın hiçbir iradesini dinlemeden sadece tek elden merkezi bir hükümet üzerinden gelip orayı yakıp yıkıp kendi yandaşlarınıza peşkeş çekeceksiniz ve halka 'biz size daha iyi bir yaşam oluşturacağız' diyeceksiniz. Bu halk kendi nasıl yaşamak istediğini bilmiyor mu? Ölümünü göze alıp oradan çıkmayan her şeyi feda eden bir pratiği var bu halkın."

'DAİŞ'İ İSTİYOR, KÜRTLERİ İSTEMİYOR'

AKP’nin mülteci sorununa ilişkin en son cümle kuracak parti olduğunu ifade eden Yiğitalp, "Bugün mülteci krizini oluşturan Ortadoğu’da ve DAİŞ tarafında yer alan AKP’dir. AKP şunu çok rahat yapıyor; 'benim sınırlarımda DAİŞ olsun ama Kürtler olmasın.' Böyle baktığımızda bile bir Kürt düşmanı olduğunu çok rahat görebilirsiniz. DAİŞ gibi bir terör faaliyeti yürüten, sapkın ruhu kendiniz sahiplenebiliyorsunuz ama Kürt gibi kendi topraklarında bir yaşam süren halka cevap vermiyorsunuz. Üstelik Kürtlerin talebi ortak, eşit bir yaşamdır. Yerinden yönetim talebine karşı bile bu kadar saldırgan ve zalimce bir yaklaşım göstererek mülteci krizi üzerinde kendi vahşet politikanı gizleyemezsin" şeklinde konuştu.

Yiğitalp, "Özellikle hükümetin polisleri 'ben burada bu işi neden yapıyorum; ben bu insanların evlerini yağmaladığımda ya da ben bu insanların çocuklarını katlettiğimde elime ne geçecek' diye kendilerini sorgulasınlar" dedi.

AVRUPA ÜLKELERİNE UYARI

HDP Amed Milletvekili Sibel Yiğitalp, son olarak Avrupa ülkelerine seslenerek, "Mülteci krizinden korkan Avrupa ülkeleri şunu iyi bilsinler ki, Kürdistan’da yapılan topyekun savaş Kürtleri de vatanından zorla göç ettirmeye dönüştürülüyor. Mültecilerin oraya gitme konusunda kendilerince tedbir alıyorlar ama bu ülke içindeki iç savaşa doğru giden kaotik ortam, mülteci krizinde AKP’nin onlara kullanmış olduğu mülteci kartını daha ağır bir şekilde onlara dönmesini sağlayacaktır’’ dedi.