Barzaniler'in Rojava hazımsızlığı-Seyit Evran

Rojava halkı nezdinde artık KDP ve onun tetikçi gibi kullandığı Rojavalı siyasetçi olarak gösterilen çetelerin tüm maskeleri düştü. Artık arkasına sığınacakları, onları örtecek bir perde kalmadı.

Qamişlo Katliamı'nın yankıları sürüyor. Katliam hafta boyunca dünya, bölge ve Kürdistan gündemindeki yerini korumaya devam etti. Uluslararası güçler yine bölge ülkeleri ve Kürtlerin büyük bir bölümü bu katliamdan sonra DAİŞ'e olan nefretlerini arttırdı. Katliam, KDP ve ona bağlı Rojavalı çeteler olan H. Beşar, İbrahim Biro'nun da gündemindeydi. Ancak onların gündeminde Rojava'nın DAİŞ ile mücadelede bedel ödeyen halkı, güvenlik güçleri ve yönetimi üzerinden siyaset devşirme şeklinde aldı. Çünkü Rojava'da stratejik ortakları AKP ile izledikleri politika dibe vurmasına rağmen hâlâ duydukları düşmanlık öfkesinden vazgeçmiş değiller. Bundan dolayı, katliam üzerinden siyaset devşirmeye devam ediyor.

TÜRKİYE'DEN İTHAL ÖZEL SAVAŞ YÖNTEMLERİ!

Katliam gerçekleştiği günden bu yana KDP ve ona bağlı basın yayın organları ile onların paralelinde Rojava'nın imkanlarını da kullanarak yayın yapan bazı başka yayın organları, katliama kılıf uydurmaya çalışıyor. Ve hatta bu konuda PYD ve Rojava iç ve dış savunma güçleri ile Özerk Yönetimine yüklenerek karalamaya çalışıyorlar. Kullandıkları yöntemler tamamen halkı Rojava'dan göçertmek ve her gün Rojava'nın savunması için çocuklarını feda eden insanları Rojava yönetimine karşı kışkırtmaktır. Elbette bu tamamıyla bir özel savaştır. Bu özel savaş yöntemlerini KDP stratejik ortakları olan Erdoğan ve partisi AKP ile Türk devletinden ithal etmiştir.
Bu yaklaşım KDP'nin daha  doğrusu Barzaniler'in Rojava'ya karşı olan hazımsızlığından ileri geliyor. Çünkü tüm oyun, plan ve stratejik ortaklıklarına rağmen Rojava'da bir varlık elde edemediler. İzledikleri politika yenilgiye uğramaktan kurtulamadı. Bu yüzden katliam üzerinden siyaset üretmeye devam ediyorlar.

H. BEŞAR VE İ. BİRO YİNE DEVREDE

KDP, şimdiye kadar yaptıklarından ve yine 2013 yılında Güney ve Rojava sınırı boyunca kazdıkları tarihi ihanet hendeklerinden aldığı ciddi tepkilerden sonra çoğu kez direkt Rojava ile yüz yüze gelmek istemedi. Kimi zaman Erdoğan'ın görevlendirmesi sonucu bizzat kendisi yüz yüze gelse de, KDP daha çok adeta Rojava'ya karşı tetikçi gibi kullandığı İ. Biro, H. Beşar, F. Aliko, Siyabend Haco gibi çeteleri devreye soktu. KDP Qamişlo Katliamı üzerinden siyaset devşirmek için bir süreden beridir ses sedaları olmayan ve hiç kimsenin aklında kalmayan bu çeteleri yeniden devreye soktu. Çetelerle birlikte, onlarla hareket eden KDP ile ona bir biçimde bağlı basın yayın organları da bu tetikçilerle birlikte yeniden Rojava'yı karalama, halkı kışkırtmaya başladılar. Bu yaklaşımlardan dolayı aslında Türkiye ile yeni bir saldırı planı devreye soktukları ortaya çıkıyor. Ancak her seferinde biraz daha gerçeklikleri açığa çıkarak biraz daha yok oluşa doğru gidiyorlar. Yaptıkları her açıklama, Rojava Özerk Yönetimi ile Asayiş ve YPG güçlerini karalamaya dönük yaptıkları tüm çalışmalar onlara geri yansıyor. Dolayısıyla giderek biraz daha teşhir olarak var olan sermayelerini de tüketiyorlar. Aslında bazen "KDP şimdi bunlardan kurtulmak için mi herkesin kan ağladığı, yasını tuttuğu bir katliam üzerinden onları yeniden öne sürdü" gibi bir soru da insanın aklına gelmiyor değil. Ancak amaç ve hedefi ne olursa olsun ortaya çıkan durumun tamamen bir Rojava karşıtlığı hatta düşmanlık düzeyinde bir yaklaşım olduğu ortada. Rojava halkı, halkları tarafından biraz daha fazla öfke ve tepki duymalarına neden olduğu görülüyor. 

GÜNEY'DEN İKİ AÇIKLAMA

Qamişlo Katliamı'ndan hemen sonra birçok koldan harekete geçen KDP'den katliamın ikinci gününde önemli bir açıklama geldi. Açıklama, gelecekte Mesud Barzani'nin yerine geçeceği daha şimdiden konuşulan oğlu Sirvan Barzani'den geldi. Sirvan Barzani'nin açıklaması Rojava'daki "siyasi partiler birlik olsalar, bu tür saldırıların önü kesilir" şeklindeydi. Bu açıklama birçok anlama geliyor. Ancak Rojava'ya dönük izledikleri politikadan ötürü, "Rojava devrim ve özerk yönetimini iç ve dış siyasette sıkıştırıp harekete geçirdiği çetelerini ortak yapmak ve onlar üzerinden yerleşmek için acaba düzenlenen saldırıda bir payları var mı" gibi bir soruyu ister istemez insanın aklına getiriyor. Payları olmasa neden bunu siyaset devşirmek için kullanmaya çalışsınlar? 

Bu açıklamada "Neden Kürt ulusal birliği değil de Rojava partileri arasında birlik" sorusunu da akla getiriyor. Bu soruların muhatabı -cevap versin ya da vermesin- KDP'den başka kimse değil. Onun yerine çetelerinin cevap vermesi de insanları tatmin etmez. Halktan insanları tatmin etse de siyasal, askeri ve örgütsel güçleri tatmin etmez. Zira PKK son on yıldır Kürt Ulusal Birliği için ciddi çalışmalar yürüttü. Bu çabalar 2013 yılında zirveye çıktı. Ancak Erdoğan'ın 'Çözüm Süreci'nden dönmesinden hemen sonra KDP de ulusal konferans noktasında ulaşılan düzeyden geri adım attı. Başa döndü. Bundan dolayı Rojava için sözüm ona istediği siyasi partilerin birliğe gitmeleri isteminin sadece kendi siyasal, ekonomik hedefleri için olduğunu söylemek hiç de yanlış olmaz. 

Güney Kürdistan'dan gelen ve Sirvan Barzani'nin bu açıklamasının amacını daha iyi açığa çıkaran bir açıklama Kubat Talabani'den geldi. Kubat Talabani'nin açıklaması "Qamişlo Katliamı Kürt birliğini zorunlu hale getiren bir olay" şeklindeydi. Her iki açıklamayı yan yana getirdiğimizde amaç ve hedefleri açığa çıkıyor. Talabani'nin açıklaması Kürt birliğine yönelik bir adım olurken, Sirvan Barzani'nin açıklaması tamamen Rojava üzerindeki hedef ve amaçlarını gösteriyor. 

ONLARI ÖRTECEK BİR PERDE KALMADI!

Bu da aslında KDP ve Rojavalı siyasetçi olarak yansıtılan tetikçilerinin harekete geçmelerinin amaç ve hedefini gösteriyor. Bu basit ve taşra politikacılarının izlediği politikalar siyasetle yoğrulmuş Rojava halkı tarafından anında fark edildi. O yüzden KDP'nin Rojava çeteleri ile birlikte kendisine olan tepkiler daha da arttı. Çünkü sokakta karşılaştığınız herhangi bir Rojavalıdan "yerdeki çocuk, kadın ve yaşlı sivil insanların kanı üzerinden siyaset yapmak kardeşlik, iyi niyet içermiyor" cevabını almak mümkün. O yüzden bir kez daha devşirmeye çalıştıkları siyaset ellerinde patladı. Her ne kadar kafaları karıştırmak, halkı kışkırtmak için her gün açıklamalar yapsa da bu biraz daha onları vurur. Çünkü Rojava halkı nezdinde artık KDP ve onun tetikçi gibi kullandığı Rojavalı siyasetçi olarak gösterilen çetelerin tüm maskeleri düştü. Artık arkasına sığınacakları, onları örtecek bir perde kalmadı.