Cizre'de katledilen Aktaş ve Yavuzel'i binler uğurladı

Cizre'de bodrumda vahşice katledilen Azadiya Welat Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Aktaş ve DBP PM Üyesi Yavuzel, Suruç'ta binler tarafından uğurlandı.

Cizre'de bodrumda vahşice katledilen Azadiya Welat Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Aktaş ve DBP PM Üyesi Yavuzel, Suruç'ta binler tarafından uğurlandı. Törende aileler ve siyasetçiler, katliamdan AKP ve Erdoğan'ı sorumlu tutarken, direnişi büyütme çağrısı yaptı. DBP Eş Genel Başkanı Yüksek, törendeki konuşmasında, "Gözlerimizde zerre kadar korku görmeyeceksiniz ve bu halk özgür olacak" dedi.

Şırnak'ın Cizre ilçesinde AKP'nin Kürt halkına karşı başlattığı topyekûn inkar ve imha konsepti sonucu bodrumlarda gerçekleştirilen katliamlarda katledilen Azadiya Welat Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Rohat Aktaş ve DBP PM Üyesi Mehmet Yavuzel, memleketleri Urfa'nın Suruç ilçesinde binlerce kişinin katılımıyla yapılan cenaze töreniyle son yolculuklarına uğurlandı. Aktaş ve Yavuzel'in iki önce cenazelerinin yapılan teşhisi sonrası dün akşam saatlerinde Suruç'a getirilerek, Suruç Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Cenazeler Suruç'a getirildiğinde 11 Mahallesi'nde (Aligor) cenaze konvoyunun önü polislerce kesilerek, cenaze araçlarının dışında ilçe geçişleri izin verilmedi.

HAYAT DURDU

Kepenklerin açılmadığı, adeta hayatın durduğu kentte Aktaş ve Yavuzel için Suruç halkı başta olmak üzere çevre ilçelerden gelen binlerce kişi hastaneye akın etti. Burada yükselen ağıt ve "intikam" sloganları eşliğinde toplanan halk, daha sonra Aktaş ve Yavuzel'in cenazelerini alarak, Kobanê Şehitliği Mezarlığı'na doğru yola çıktı. Cenaze törenine DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, HDP milletvekilleri Dilek Öcalan, İbrahim Ayhan ve Ali Atalan'ın yanı sıra Azadiya Welat Gazetesi yöneticileri ile özgür basın çalışanları, HDP ve DBP Urfa il, ilçe örgütleri ve binlerce kişi katıldı. Aktaş ve Yavuzel için aileleri tarafından hazırlanan kına tepsileriyle yola çıkarılan cenazeleri zılgıt, alkış ve sık sık atılan "Şehid namirin", "İntikam", "Ey şehîd xwîna te li erde namîne", Suruç ovası Apocular yuvası", "Katil Erdoğan hesap verecek", "Riya şehîd riya me PKK partiya me" ve "Bijî Serok Apo" sloganları eşliğinde mezarlığa ulaştırıldı. Cenaze töreninde üzerinde Aktaş, Yavuzel ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan fotoğraflarının bulunduğu "Oxirbe şehîdên azadiyê, eme berxwedana we bidomîn in" ve "Ew pênûsa te li erde namînê, oxirbe şehîdê azadî û heqîqete" yazılı pankartlar açıldı.

'ERDOGAN ROHAT KUŞT'

Cenaze törenine katılanlara üzerinde "Erdogan Rohat kuşt" manşetinin atıldığı Azadiya Welat Gazetesi dağıtıldı. Mezarlıkta yerine getirilen dini vecibelerin ardından Aktaş ve Yavuzel'in naaşları "Şehîd namirin" sloganları eşliğinde toprağa verildi. Aktaş'ın mezarının içine annesi tarafından Azadiya Welat'ın "Erdogan Rohat kuşt" manşetli gazete sayısı da bırakıldı. Aktaş ve Yavuzel'in defin işlemlerinin ardından özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına okunan "Çerxa Şoreşe" marşı eşliğinde saygı duruşunda bulunuldu.

Saygı duruşunun ardından konuşan DBP PM Üyesi Yavuzel'in ağabeyi Halil Yavuzel, Kürdistan halkına başsağlığında bulunarak, Kürdistan'da yapılan her katliamın Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AKP'nin eliyle gerçekleştiğini dile getirdi. Yavuzel, "Kim olursa olsun. İster eşimiz ister dostumuz olsun. AKP'yi destekleyen hiç kimsenin artık bizim yanımızda hiçbir değeri yoktur. Ben de buradan bir kez daha söylemek isterim; AKP'li ve yandaşı olan hiç kimse bize ne başsağlığında bulunsun ne de bizimle bir araya gelsin" dedi.

ÖCALAN: ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ

HDP Urfa Milletvekili Dilek Öcalan da Kürt halkına başsağlığında bulunarak, Kürt gençlerine karşı başvurulan katletme yöntemlerin düşman sıfatı taşıyanlar tarafından dahi uygulanamayacağını dile getirdi. Kürt halkına karşı yürütülen katliam saldırıları ve politikalarının kabul edilemeyeceğini belirten Öcalan, Aktaş ve Yavuzel gibi Cizre'deki bodrumlarda yaralı olarak mahsur kalarak yardım isteyenlerin Türk devleti ve AKP tarafından vahşice katledilerek yakıldıklarını söyledi. Aktaş ve Yavuzel'in özgür bir Kürdistan için canlarını feda ettiklerini söyleyen Öcalan, "Hem arkadaşlarımızı hem de onlara yapılanı hiçbir zaman unutmayacağız. Biz haklı mücadelemizde bugüne kadar binlerce şehit verdik. Ama özgürlük mücadelemizden asla vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz" ifadelerini kullandı.

BOLTAN: KALEMİ YERDE KALMAYACAK

Öcalan'ın ardından Azadiya Welat  adına konuşan Özgür Gazeteciler Cemiyeti Hakkı Boltan ise katledilen Rohat Aktaş'ın 15 Ağustos 2015'te Azadiya Welat Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürlüğü'ne getirildiğini belirterek, Aktaş'ın daha küçük yaşlarda özgür basın ile tanıştığını ve kısa zamanda Ape Musa'nın generallerinden bir tanesi olduğunu dile getirdi. Aktaş'ın gerçeklerin peşinde olduğu ve gerçekleri kamuoyuna aktardığı için gerçeklerin ortaya çıkmaması adına katledildiğini kaydeden Boltan, sömürgecilerin Kürt halkının üzerindeki baskılarını sürdürmek ve bunun da açığa çıkarılmasını önlemek için Aktaş'ın vahşice katledildiğini dile getirdi. Boltan, Kürtlerin mücadele tarihinde katledilen özgür basın çalışanı gazetecileri hatırlatarak, aynı anlayışın on yıllar geçsede sürdüğünün altını çizdi. Boltan, yapılan katliamı kınayarak, Aktaş'ın kalemini yerde bırakmayacaklarını ve sadece kınama değil Kürdistan'da Kürt halkına karşı geliştirilen katliam saldırılarına karşı topyekûn bir direnişin olması gerektiğini vurguladı.

YÜKSEK: HESAP VERECEKLER

Daha sonra konuşan DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek ise Aktaş ve Yavuzel'in kendi halkları ve özgürlük değerleri için mücadele ettiklerini belirterek, "Onlar da bu uğurda mücadele eden tüm arkadaşlarımız gibi şehittir ve mekanları cennet olacaktır. Mehmet Yavuzer, Seve Demir gibi Parti Meclisi üyemizdi. Rohat Aktaş da orada yaşanan hakikati, gerçeği topluma ve bütün dünyaya yansıtabilmek için Cizre'de bulunuyorlardı. Yavuzer de orada siyasi çalışmalarımızı yürütüyordu. Bu insanlar onlarca katledilen diğer insanımız gibi sivil demokratik çalışmalarını yürüten arkadaşlarımızdı. Ama şimdi onların ölüm biçimine bakıyoruz, cenazeleri yakılmış onlarca kurşunlar katledilmiş durumdalar. Böyle bir vahşet yer yüzünde az görülen türdendir. Bu vahşeti lanetliyor ve buradan bu vahşetin hesabını mutlaka onların vereceğini ifade etmek istiyorum" dedi.

'GÖZLERİMİZDE ZERRE KORKU GÖRMEYECEKSİNİZ'

Yüksek, şunları ifade etti: "Saraydan o Cizre'deki vahşet bodrumlarında gidip insanlarımıza tek tek katleden kişilere kadar. Hesap verecekler. Bunu Kürt halkı ve bizler hiçbir zaman unutmayacağız. Günlerce o vahşet bodrumlarda tedavi edilmek için açılması istenen koridor için dünyada çaba göstermeyen kişi ve kurum kalmadı. Ona rağmen bütün dünya ve halkımızın gözü önünde diri diri bu insanlarımızı yaktılar. Bunun bizim için nasıl bir mesaj olduğunu iyi biliyoruz. Bizde bu mesajı aldık. Gözlerimizde zerre kadar korku görmeyeceksiniz ve bu halk özgür olacak. Nasıl ki zindanlarda Kemal Pirler ve Hayri Durmuşlar, Mazlumlar teslim olmadıysa, onların önünde diz çökmedi ise; bu yoldaşlarımız da yaralı oldukları halde onlardan medet ummadılar. Ölümü tercih ettiler ama teslim olmadılar. Burada büyük bir irade ve kahramanlık görüyoruz. Bu irade kazanmıştır. Orada onların cesetlerini yakanlar ise kaybetmişlerdir. Toprağa ve tarihin çöplüğüne gömülenler başta saray olmak üzere o gün o katliamı uygulayan herkes olmuştur. Biz şehit düşen arkadaşlarımıza şu sözü veriyoruz. Sizin özlemini duyduğunuz özgür bir ülke inşa edene kadar durmayacağız. Mücadele etmeye ve bu halka özgür bir ülke armağan edeceğiz."

BABA AKTAŞ: HERKES SAFINI NETLEŞTİRSİN

Son olarak konuşan Rohat Aktaş'ın babası Ferit Aktaş, oğlunun katledilmeden önce kendilerini arayarak bıraktığı vasiyetinde, "AKP'li ve AKP yandaşı olan hiç kimse ne size başsağlığı dilesin ne de bizim taziyemize gelsin" dediğini aktardı. Baba Aktaş, "Çocuklarımız ve arkadaşlarımızın hepsi yaralıydı. Katlettiler. Bunuda planlı ve organizeli bir şekilde gerçekleştirdiler. Biz de çocuklarımızın bize vasiyeti ve gerçekliğimiz üzerinden AKP'li hiç kimseyi ne yanımızda görmek istiyoruz ne de onların bizim taziyelerimize gelip ortakları oldukları katliam üzere bize başsağlığında bulunmalarını istiyoruz. Artık herkes kendi safını netleştirsin" dedi.

MEZARLIK DÖNÜŞÜ POLİS KİTLEYE SALDIRDI

Cenazeye katılanlar sloganlar eşliğinde mezarlıktan ayrılırken, yaşamını yitirenler için Hacı Ahmet Koçak Taziye Evi'ne geçmek için çıktıkları yolda Devlet Hastanesi mevkinde önleri çevik kuvvet polisleri ve zırhlı araçlar ile kesildi. Kitlenin taziye evine gitmesine izin vermeyen polis, TOMA'lardan sıktığı tazyikli su ve atılan gaz bombaları ile kitleye saldırdı. Saldırıya karşı kitle etrafa dağılarak öz savunmayla karşılık verdi. Tazyikli su ve gaz bombalı saldırıya kitle taşlar ile karşılık verirken, uzun süre polis ve kitle arasında yaşanan çatışma devam etti. Polisler tarafından sıkılan gaz bombası kapsülleri ile 3 kişi vücutlarının çeşitli yerlerinden yaralanırken, birçok kişi de gazdan etkilenerek fenalık geçirdi. Taziye evi yolunda ara sokaklara da yayılan çatışmada hızını alamayan polisler okul bahçesinde bulunan öğrencilere de gaz bombası ve tazyikli suyla saldırdı. Saldırıya tepki gösteren öğrencilerde polise ve zırhlı araçlara taşlar ile karşılık verdi. Boş arazilere yayılarak devam eden polis saldırısı sonucu halk, gençler öncülüğünde uzun süre karşılık verdi. Ardından polislerin geri çekilmesiyle kitle taziye evine geçti. Aktaş ve Yavuzel aileleri, burada gelen misafirleri karşıladı.