GÖRÜNTÜLÜ

‘Güney Kürdistanlı kadınlar Rojavalıları örnek almalı’

Süleymaniye’de Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın düşünceleri doğrultusunda Ortadoğu’da barış ve istikrarın tartışıldığı konferans ikinci gününde devam ediyor.

Siyasi ve Demokratik Düşünceler Akademisi tarafından düzenlenen konferansın ikinci günü ‘’Kadın özgürlük sorunu’’ paneli ile başladı.  Panelde Kuzey, Güney, Rojava Kürdistanı’ndan ve Filistin’den kadın panelistler sunumlar yaparken Öcalan’ın kadına yönelik düşünceleri tartışıldı.

Panelin möderatörlüğünü yapan Filistin’li akademisyen ve kadın aktivist Zehra Ahmed Muhammed, böylesi bir konferansta bulunduğu için mutluluğunu ifade ederken, Öcalan’ı selamladı. Muhamed, ‘’Filistin’li bir kadın örgütünden geliyorum. Sayın Öcalan’ın Filistin’e yönelik çok önemli değerlendirmeleri var. Onun için bu konferansta bulunmaktan mutluyum. Sayın Öcalan’ın düşüncelerinin asla yıkılamayacak kadar güçlü olduğunu düşünüyorum ve kendisini selamlıyorum’’ dedi.

‘GÜNEY KÜRDİSTAN’DAKİ KADININ DEĞİŞİME İHTİYACI VAR’

Panelde ‘Kadın Sorununun Siyasal ve Toplumsal Alana Yansıması’ konulu bir konuşma yapan hukukçu, kadın hakları ve insan hakları savunucusu Sirud Ahmed ise Rojava’da kadınların çok önemli bir gelişim düzeyi yakaladığına vurgu yaptı.

Ahmed, Güney Kürdistanlı kadınların özgürlükler konusunda Rojavalı kadınları örnek alması gerektiğini belirterek, ‘’Güney Kürdistan’da da böylesi bir değişime ihtiyaç var’’ dedi.

Gelişmiş ülkelerle Ortadoğu kadınlarının yaşam standartları arasında çok fark olduğunu söyleyen Ahmed,  şöyle konuştu: ‘’Dini bakış kadının her zaman baskı altına alınması, çok eşliliği öngörüyor, eve hapsediyor. Yasalar Güney Kürdistan’da da çok eşliliği engelleyemiyor. Kadın bedeni üzerinden ticaret yapılıyor, fuhuş var. Siyasal ve sosyal alanda kadınların belli bir etkinliği var ama Ortadoğu’da evli bir kadının başarılı olma şansı azdır. Erkekler kadınların başarılı olmasını istemiyorlar. Bu durum, kadınların kişiliğini dahi etkiliyor. Siyasi partilerde kadın kotası olsa da, erkek egemenliği zayıf kadın istediği, erkeğin egemenliğine uyacak kadın istedikleri için kota da kötüye kullanılıyor. Güney Kürdistan’daki partilerin kadın profillerine bakarak bunu görmek mümkün. Bağımsız, başarılı kadın profili yok. Rojava ile Güney’i karşılaştırdığımızda kadınların Rojava’da çok mesafe katettiği görülüyor. Rol üstleniyorlar. Güney’de de böyle bir gelişime ve değişime ihtiyaç var.’’

‘MÜCADELECİ KÜRT KADININ ORTAYA ÇIKMASINDA ÖCALAN’IN ROLÜ BELİRLEYİCİ’

Kadın varlığının sorunsallaştırılması konusunda bir sunum yapan Kadın Özgürlük Kongresi(KJA) Koordinasyon üyesi Sara Aktaş, düşüncenin merkezine erkeği yerleştiren zihniyetin kadını bir düşünce öğesi olarak görmediğini ifade etti.

Aktaş, ‘’Kadını yok sayarak, aşağılayan erkek iktidarlaşması sözkonusu. Kadının farklılığının reddine dayanıyor. Bu, ölümcül bir ikilem yaratmıştır. Kadının ne olduğu, nasıl tanımlanması gerektiği erkek tarafından yapılmıştır. Erkek düşünce, kadın beden olarak ele alınmıştır. En son DAİŞ örneğinde yaşanan da budur’’ diye konuştu.

Mücadeleci Kürt kadınının ortaya çıkmasında Öcalan’ın belirleyici bir rolü olduğunun altını çizen Aktaş,  konuşmasını şöyle noktaladı: ‘’Sayın Öcalan kadın tanımlanabildiği oranda erkeğin tanımlanabileceğini belirtmiş ve kadının bizzat özne olması gerektiğini belirtmiştir. Bu açıdan özgürlük hareketi ile birlikte aslında kadın tarihi yazılmaya başlanmıştır. Kadın özgürlük iddiasında bulunmakla sınırlı kalmamış, toplumu değiştiren devrimci güç halini almıştır. Sayın Öcalan’ın geliştirdiği ideolojik, felsefi yaklaşım bunun öncülüğünü yapmıştır. ‘’

‘ROJAVA’DAKİ KADIN DEVRİMİ İNSANLIK AÇISINDA UMUT OLDU’

Panele katılan Rojava kadınları çatı örgütü Kongra Star Koordinasyon üyesi Leyla Reşid Kahraman ise “Rojava ve Suriye’de Kadın Sorununun Farkındalığı” konulu bir sunum yaptı.

Kahraman, BAAS rejiminin beş defa yeni kanunlar yaptığını ama kadın haklarının hiçbir zaman olmadığını ifade etti.

‘’Bu durum kadınların iradesini kırdı’’ diyen Kahraman, şöyle devam etti: ‘’Kadın renginden bahsetmek mümkün değildi. BAAS rejiminde kadınlar örgütlenemez, siyasette yer alamazdı sadece evin içindeydi. Tecavüz olayları çokça yaşanıyordu. Öne çıkmak isteyen kadınlara yönelik çok yoğun şiddet vardı, işkenceler yaşanıyordu. BAAS dışında siyaset yapmak ise mümkün değildi. Bazı uluslararası anlaşmalar vardı ama hiçbir zaman uygulanmadı. Kürt kadınları ise hem Kürt hem de kadın oldukları için daha yoğun bir baskıya ve şiddete maruz kalıyorlardı. Mesela Türkiye ile yapılan Adana anlaşmasıyla, BAAS ile Türk devleti, Kürt kadınlarını pazarlanmak ve fuhuşta kullanmak istediler. Önder Apo, Kürt kadının nasıl bir duruş sahibi olması gerektiğini belirtti. Rojava’da yoğun baskı ve kötü koşullar altında kadın çalışmaları başladı. Ancak şu an hem siyasal, askeri ve diplomatik alanda hem de toplumsal alanda çok önemli bir gelişim düzeyi yakalanmış durumda. Rojava kadını geliştirdiği devrimle, dünya kadınları açısından olduğu kadar insanlık açısından da büyük bir özgürlük ve yeni yaşam umudu oldu. ‘’

 Konferans Ortadoğu’da kadın sorunu konulu tartışmalarla devam ediyor.

...