GÖRÜNTÜLÜ

HPG: 33 yıllık nefes nefese mücadele

HPG, “Dur durak bilmeden, 33 yıl boyunca nefes nefese özgürlük mücadelesi veren komutan Orhan yoldaş, 6 Haziran 2024 günü gerçekleşen düşman saldırısında şehadete ulaştı” dedi.

ŞEHİT AÇIKLAMA

HPG Basın İrtibat Merkezi açıklaması şöyle:

“Çewlîk halkımızın seçkin ve yiğit evladı, partimiz PKK’nin fedai militanı, Apocu çizginin cesur komutanı ve HPG Komuta Konseyi Üyesi Orhan Cihat Bingöl yoldaşımız, 6 Haziran 2024 günü Medya Savunma Alanları’nda gerçekleşen bir düşman saldırısında şehadete ulaştı.

Tüm ömrünü ve canını halkımızın özgürlük mücadelesine adayan, 33 yıl boyunca Kurdistan’ın her karışında kesintisiz bir biçimde direnen ve alın teri döken Orhan yoldaş, emsalsiz bir devrimciydi. Büyük inanç, ciddiyet, kararlılık, yüksek disiplin, bitimsiz coşku ve heyecanla durmaksızın mücadele etti. Sevdalısı olduğu Kurdistan coğrafyasını ve heybetli dağlarını adım adım dolaştı. Sırtını dayadığı ülkemizin asi ve güzel dağlarını direniş dergahına çevirerek 33 yıl boyunca nefes nefese mücadele etti. Büyük devrimci ve fedai komutanımız Orhan yoldaş, tüm benliğini halkımızın özgürlük davasına adayarak ve karşısına çıkan her türlü zorluğu aşmasını bilerek büyük değerler yarattı. ARGK savaşçılığından manga, takım, bölük, bölge, eyalet ve saha komutanlığına kadar gerilla ordumuzda her düzeyde görev yürüttü. Devrimci yaşamına önemli başarılar sığdırdı. Yüzlerce, binlerce yoldaşını aşkla eğitti ve engin tecrübelerini aktardı. Yoldaşın yoldaşı olmayı başaran dervişane bir komutan olarak mücadelemizin ihtiyaçları nerede olmayı gerekli kılmışsa orada olmayı ve dönemin devrimci görevlerini omuzlamayı bildi. Orhan yoldaş, 33 yıllık devrimci yaşamında hiç duraksamadan, yorulmak nedir bilmeden, PKK’nin gençlik ruhuyla şehadete ulaştığı güne kadar mücadele etti.

Katılımı, duruşu, mücadelesi, komutanlık meziyetleri ve yoldaşlığıyla adını mücadele tarihimize yazdıran ve yeri doldurulamaz bir devrimci olan komutan Orhan yoldaşın anısı, daima mücadelemizde yaşayacaktır. Orhan yoldaş şahsında tüm şehitlerimizin intikamını alma, hayallerini gerçekleştirme ve Özgür Önderlik Özgür Kurdistan yürüyüşümüzü zaferle taçlandırma sözü veriyoruz.

Bu temelde Orhan yoldaşın çok değerli ailesine, yurtsever Çewlîk halkımıza ve tüm Kurdistan halkına başsağlığı diliyoruz.

 

Orhan Cihat Bingöl yoldaşımızın kimlik bilgileri şöyledir:

Kod Adı: Orhan Cihat Bingöl
Adı Soyadı: Ali Dinçer
Doğum Yeri: Çewlîk
Anne – Baba Adı: Kibar–Kekê
Şehadet Tarihi ve Yeri: 6 Haziran 2024/Medya Savunma Alanları

 

Orhan yoldaş, 1960 yılında Çewlîk’in Xorxol (Yayladere) ilçesinin Hop köyünde yaşama gözlerini açtı. Hop köyü ve Xorxol ilçesi, Pülümür, Nazimiye ve Karakoçan ilçelerinin arasında, kuzeybatısında heybetli Çiyayê Sulbus, batısında Çiyayê Taru bulunan, Dêrsîm ve Çewlîk sınırındaki bölgede yer alan, ancak Dêrsîm’in inanç ve kültürünü güçlü yaşayan bir bölgedir. Orhan yoldaş, Türk devletinin fazla nüfuz edemediği, Kurdistan dağlarının yamacında, Dêrsîm coğrafyası içerisinde, Kürt halkının bozulmamış ahlaki ve politik politik toplum karakterini edinerek büyüdü. İçinde yetiştiği toplumun dürüst, saf, temiz, çıkarsız, kapitalist modernitenin sahtekarlıklarından uzak oluşu, Orhan yoldaşın kişiliğinin güçlü şekillenmesine vesile oldu. Aynı zamanda Seyit Rıza, Besê, Alîşêr, Zarîfe ve daha nicelerinin Türk devletinin soykırım siyaseti karşısındaki direnişlerini dinleyerek, devletin katliamlarını hafızasında canlı tutarak önemli bir tarih bilinci edindi.

Orhan yoldaşın önemli bir kültürel ve tarihsel bilinçle yetişmesi, halkının acısını yüreğinde hissetmesini, toplumsal sorunlara da duyarlı olmasını, güçlü empati yeteneğini ve bu sorunların çözümüne kafa yormasını da beraberinde getirdi. Orhan yoldaş, toplumsal çelişki ve sorunlara yoğunlaşan, bunun için sürekli araştıran ve çözüm yollarını arayandı. Okulda başarılı bir öğrenci olan Orhan yoldaş, üniversiteyi kazanarak aydın gençlik ortamına adım attı. Güçlü arayışları temelinde Türkiye sol hareketlerine ilgi duydu, sosyalizmi araştırdı ve halkların kurtuluşunun sosyalizm ideolojisinde olduğuna inandı. Bu temelde bir yandan üniversitede okul okurken bir yandan devrimci çalışmalara katıldı. Kürt halkının Şanlı 15 Ağustos 1984 Hamlesi ile üzerindeki ölü toprağını atıp yeniden dirilişi gerçekleştirdiği, bu temelde serhildanlara kalkıp ‘’diriliş tamamlandı, sıra kurtuluşta’’ diyerek PKK’nin tamamen halklaştığı 1990’lı yıllarda Orhan yoldaş da, Apocu hareketi daha yakından tanımaya başladı. Kurdistan dağlarında artık gizlenemez hale gelen Kürt halkının büyük varlık ve özgürlük savaşımı, çetin savaş süreci tüm Türkiye’yi etkisi altına aldığı gibi, Türkiye sol hareketlerini de etkiledi. Orhan yoldaş böyle bir ortam ve süreçte Kurdistan Özgürlük Hareketi’ne daha fazla sempati duyup, araştırıp tartıştıktan sonra Kurdistan ve Türkiye’nin kurtuluşunu sağlamanın, hakiki sosyalizmi inşa etmenin ve toplumsal özgürlüğü sağlamanın PKK’de geçtiğini gördü. Apocu ideolojiyi tanıdıktan ve anladıktan sonra mevcut sistemle artık yaşayamaz noktaya geldi. Bu temelde Apocular’la ilişkilenerek ve kendisi de artık bir Apocu olarak PKK’nin özgürlük mücadelesine katıldı. Orhan yoldaş, üniversitede okumasına, evli ve çocuk sahibi olmasına rağmen, Kürt halkının ve ülkesi Kurdistan’ın özgürlüğü için her türlü bedeli ödemeyi göze alarak 1992 yılında Çewlîk’ten gerilla saflarına katıldı.

Orhan yoldaş, Çewlîk halkımızın bağrından çıkarak partimiz PKK’ye öncülük yapan Mehmet Hayri Durmuş ve Mehmet Karasungurlar’ın izinden yürümeyi esas aldı. Çewlîk halkının asaletini, yurtseverliğini, ülkeye ve kimliğine bağlılığını devrimci mücadeleyi yükseltmede önemli bir zemin olarak değerlendiren Orhan yoldaş, Behdînan’da direkt kızgın savaş ortamına katıldı. Birkaç günlük kısa bir Artêşa Rizgariya Gelê Kurdistan (ARGK) eğitimi görerek ve eline silah alarak savaşmaya başladı.

1992, 1993, 1994 ve 1995 yılları sömürgeci soykırımcı Türk devletinin uluslararası güçlerden ve kapitalist modernitenin hegemon devletlerinden icazet ve destek alarak, ‘’ya bitecek, ya bitecek’’ deyip Kürt halkına hunharca saldırdığı yıllardı. Bakurê Kurdistan’da binlerce köy yakıldı, 17 bini aşkın insanımız Türk devletinin çeteleri ve Hizbulkontra tarafından acımasızca katledildi, milyonlarca insanımız yerinden yurdundan edilerek zorla göçertildi. Kurdistan’ı Kürtsüzleştirerek gerillayı bitireceğini sanan işgalci Türk devleti, dağlarda gerillaya dönük çok kapsamlı saldırılar gerçekleştirdi. ARGK tarihimizin en şiddetli çarpışma yılları olan bu süreçte Kurdistan Özgürlük Gerillası amansız ve soluksuz bir direniş örneği sergileyerek tüm saldırılara fedaice göğüs germesini bildi. Orhan yoldaş da, savaşın en kızgın olduğu bu yıllarda Botan ve Behdînan’da bizzat savaş cephesindeki en ön saflarda yerini alarak savaştı. Dur durak bilmeden, eylemden eyleme katılarak düşmana ağır darbeler vurdu ve yetkin bir ARGK gerillası haline geldi.

Yaman öğretici olan savaş ortamında büyük tecrübeler edinen Orhan yoldaş, ideolojik olarak kendisini tamamlamak, daha yetkin bir devrimcilik yapmak ve Rêber Apo gerçeğini derinliğine tanımak için Önderlik sahasına gitmeyi çok arzuladı. Orhan yoldaşımızın üç yıl boyunca sabırsızlıkla beklediği bu arzu ve isteği, 1995 yılının Mayıs ayında aldığı bir müjde ile gerçeğe dönüştü. 18 Mayıs 1995 yılında, Haki Karer yoldaşın şehadet yıldönümünde dağda yapılan bir törenle, Haki Karer yoldaşın ve şehitlerin en büyük yoldaşı Rêber Apo’ya doğru yol aldı. Rêber Apo’yu görünce yüreği tarifsiz bir coşku ve sevinçle dolan Orhan yoldaş, Önderlik eğitimine dahil oldu. Rêber Apo’yu görmenin ve eğitimini almanın, Apocu bir devrimciye çok büyük sorumluluklar yüklediğinin bilinciyle yüreğini, beynini, ruhunu ve bedeninin her hücresini Apocu öğretiye açtı. Orhan yoldaş Önderlik eğitimi ile kendisini tanıdı, daha iyi anlamaya başladı, Kürt varlığını hissetti ve kapitalist sistemin kişiliklerde yarattığı tahribatlarla kendi gerçekliğinden uzaklaşan mesafeyi kapatmaya çalıştı. Rêber Apo’ya ve Apocu öğretiye çok güçlü bağlarla bağlı olan Orhan yoldaş, sadece duygularla değil, güçlü bir bilinç temelinde mücadeleye katılmayı esas aldı. Bunun için de Rêber Apo’yu can kulağıyla dinledi, Önderlik tarz ve temposunu gözlemledi, mücadele sorunlarına ve bunların çözüm yollarına odaklandı.

Rêber Apo’dan ve Parti derslerinden büyük bir güç ve moral alan Orhan yoldaş, dönemin devrimci görevlerine hazır bir biçimde 1996 yılında bölük komutanı düzeyinde Erzurum eyaletine geçti. Erzurum eyaletinin hemen hemen her bölgesinde faaliyet yürüterek büyük bir emek verdi. Düşman saldırılarının aralıksız sürdüğü, şartların çok zor olduğu imkansızlıklar ortamında fedakarlığı, samimi yoldaşlığı ve mütevazı duruşuyla tüm yoldaşlarına güç kaynağı olurken, geliştirdiği eylemler ile düşmana ağır darbeler vurmasını bildi. Bölük ve bölge komutanlığı düzeyinde faaliyet yürütürken Kurdistan Özgürlük Gerillası’nı dışarıdan hedefleyen soykırımcı düşman saldırılarına, içten ise bir illet gibi Partimizi kemirmeye çalışan çeteci–tasfiyeci anlayış ve kişiliklere karşı tutum sahibi oldu. Küçük Zeki ve Doktor Süleyman gibi saflarımızda boy veren bozguncu çetelere karşı en net tavır koyan komutanlardan biri olarak örgütlü Apocu tutumu ve duruşuyla amansızca mücadele etti. Bilinçli bir katılımın sahibi olan Orhan yoldaş, disiplinli devrimciliğiyle güçlü bir ideolojik örgütsel mücadele yürütürken, her yoldaşına Rêber Apo’yu tanıtmada büyük bir emek verdi. Her koşulda Parti değerlerini koruyan, kendinde büyük devrimci öz gücü oluşturan, Parti doğrularını hakim kılmaya çalışan, örgüt ilke ve ölçülerinden taviz vermeyen, üslup ve hitabeti net olan, yaşamı güzelleştiren ve yoldaşlarını güçlendiren gerçek bir Apocu komutandı.

2000 yılında Medya Savunma Alanları’na geçen Orhan yoldaş, Hareketimiz için sancılı geçen uluslararası komplo sonrası ve paradigma değişimi sürecinde duruşunu korumasını bildi. PKK’ye dönük dıştan ve içten çok yönlü ideolojik ve örgütsel saldırıların geliştirildiği sarsıntılı bir dönemde, Rêber Apo’dan ve yanı başında şehit olan yüzlerce yoldaşından öğrendiklerinden asla taviz vermedi. İnanç, ölçü ve ilkelerini tereddütsüzce savunan ve bunun için gerekli mücadeleyi vermekten çekinmeyen Orhan yoldaş, Medya Savunma Alanları’nın farklı bölgelerinde çeşitli görevler üstlendi. ‘’İnsan ne kadar iyi niyetli olsa da bilinçsiz ve örgütsüz ise, ne partiye ve ne de değerlere doğru sahip çıkabilir. En azında gördüğüm kapsamlı eğitimler bana bunu öğretti’’ diyerek PKK Ocak eğitimine dahil oldu, sonra da yoldaşlarının eğitimi için Apollo Akademileri’nde komutanlık yaptı. Medya Savunma Alanları’nda Meşru Savunma Komitesi başta olmak üzere akademi, eyalet ve saha komutanlıklarında çeşitli görevler üstlendi.

Dervişane yaşam tarzı ve duruşuyla Apocu militanlık abidesi olan Orhan yoldaş, azim ve coşkusunu hiç yitirmedi. Temposunu asla düşürmedi. Gerilla saflarına katıldığı ilk günkü heyecan, coşku ve dinamizmini sürekli korumayı başardı. Orhan yoldaş, yaşının ilerlemesine, bir baba iken ilerleyen yıllarda dede olmasına rağmen, çok dinç, çok diri ve capcanlı şekilde mücadelesini sürdürdü. Orhan yoldaş, özgürlük aşkı ve tutkusuyla Rêber Apo’yu ve halkımızı özgürlüğüne kavuşturmak için tüm benliğini ve ömrünü adayan bir fedaiydi. Parti yönetimine yazdığı bir raporda; ‘’Yaklaşık bir yıla yakındır komutanlıkta görev yapmaktayım. Geçen süreç içerisinde bu çalışmalara hesapsız katılmayı esas alarak bu görevi yürütmeye çalıştım. PKK’deki yoğunlaşmamı böyle bir eğitim alanında arkadaşlarla paylaşmak ve başarılı bir eğitim çalışmasının ortaya çıkması için gerekli olduğu inancıyla katılmaya çalıştım. Hassas bir süreçten geçtiğimiz kesindir. Özellikle Rêber Apo’ya uygulanan tecrit ve uygulamalar artık kaldırılacak durumda değil. Yaratılan tüm değerlere ve varlığımıza yönelik adeta tam bir soykırım uygulanmaktadır. Buna dur demek, boşa çıkarmak her şeyden önce görevimizdir’’ diyerek daha büyük görev ve sorumluluklara hazır olduğuna dair kararlılığını dile getirdi.

Dur durak bilmeden, 33 yıl boyunca nefes nefese özgürlük mücadelesi veren komutan Orhan yoldaş, 6 Haziran 2024 günü gerçekleşen düşman saldırısında şehadete ulaştı. Orhan yoldaşın yerini doldurma, ondan devraldığımız mücadele bayrağını yükseltme, hayallerini gerçekleştirme ve en büyük hayali olan Rêber Apo’yu fiziken özgürleştirme amacını mutlaka gerçekleştireceğimizin sözünü veriyoruz."