Ilısu barajının ayaklarında Basa’da su tutulmaya başlandı

AKP’nin savaş konseptinin bir parçası olarak doğa, tarih katliamına yol açacak Ilısu Barajı’nın yapımına son aylarda hız verildi.

AKP’nin savaş konseptinin bir parçası olarak doğa, tarih katliamına yol açacak Ilısu Barajı’nın yapımına son aylarda hız verildi. Barajı yapan şirket ise Carattepe’de maden inşaatı ile gündeme gelen Cengiz İnşaat. Kürdistan’a savaş konseptinin bir parçası olan barajın ayaklarından Basa’da su tutulmaya başladı.

Artvin’de, bakır madenine karşı sürdürülen direniş sayesinde, Cengiz Holding tarafından yürütülen çalışmalar şimdilik durdurulurken, aynı firma Kürdistan’da tarih ve doğaya büyük tahribat vermesi beklenen Ilısu Barajı’nın yapımına hız verdi. Tarihi Hasankeyf’i sular altında bırakacak olan baraj Şırnak, Siirt ve Batman sınırları içinde yapılıyor ve birçok yerleşim yeri ile doğal dengeye şimdiden büyük tahribatlar veriyor.

Devletin 50 yıllık Dicle Nehri üzerinde kurmayı planladığı Ilısu Barajı Kürdistan’daki doğa ve tarih talanını beraberinde getirecek.  AKP döneminde yapımına hız verilen ve yapılan girişimler sonucu projeye kredi ve veren Alman bankaların çekildiği Ilısu’nun yapımı Kürdistan’daki savaş konsepti ile ivme kazandı. Uzmanlar insan, doğa ve tarih tahribatının yaşanacağı uyarılarına rağmen hızla devam eden baraj yapımını üstlenen şirket ise oldukça tanıdık. Artvin Cerattepe’deki bakır madenini yapan Cengiz İnşaat’ın ortakları arasında bulunduğu baraj inşaatında yer alan bir başka şirket ise AKP ile yine yakın ilişkileri olan Nurol Holding.

Aynı zamanda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hemşerisi olan Cengiz Holding’in sahibi Mehmet Cengiz, Ilısu Barajı’nı yapmaya devam ediyor. 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonu sonrası ortaya çıkan telefon tapelerinde halka küfrettiği kayıt altına alınan Mehmet Cengiz’in firmaları, tüm tepkilere rağmen Kürdistan’ın bin yıllık kültürel mirasını yok etmek için kolları sıvadı. Bölge halkı ise barajın yapıldığı Güçlükonak’tan başlanarak Hasankeyf’e kadar olan vadinin her iki tarafından yapılan askeri noktaların Kürdistan’da sürdürülen savaşın bir parçası olduğunu belirterek, halka rağmen yapılan baraja karşı çıkıyor.

Ilusu Barajı’da ilk suyun tutulduğu yer olan Güçlükonak’da (Basa) şimdiden bir çok köy boşaltıldı ve taşeron firmaların kamyonları inşaata beton ve kum taşımayı hızlandırdı. Basa’da barajın ana gövdesinde su tutulmaya başlandı. Bölgede yaşayanlara AKP’nin Kürdistan’daki savaş konseptiyle paralel olarak baraj inşaatına hız verildiğine dikkat çekerek, “Soykırımın bir parçası da doğamız ve tarihimizi yok etmek” diye belirtti.

Basa’da yaşayan çevre aktivisti Nevzat Kaygusuz, Ilısu’nun yapımının devletin 40-50 yıllık gündemi olduğuna vurgu yaparak, “Her hükümet döneminde gündeme geldi. Doğa ve tarihe yönelik yok etme projesi olduğu için her seferinde büyük mücadelelerle engellendi. AKP döneminde de gündeme geldi” dedi.

“Kürdistan’a yönelik devletin her projesinin altında art niyet arıyoruz çünkü tarih bizi doğruluyor. Bu projenin de bu bölgenin kalkınmasıyla bir alakası yok” diyen Kaygusuz, “Bu barajın yapıyla ilgili büyük bir hassasiyet var. Çünkü binlerce yıllık tarihimiz Hasankeyf sular altında kalacak. Ayrıca köyler yok edilecek, doğal denge bozulacak. Ekoloji mücadelesi veren örgütler bunu defalarca kez gündeme getirdi ancak devletin güvenlikçi politikası baraj yapımına hız verdi” şeklinde değerlendirdi.

Dicle Nehri boyunca Şırnak, Siirt ve Batman’ı yakından etkileyecek olan projeyi istemediklerini yenileyen Kaygusuz, “AKP bu barajı neredeyse hayat memat meselesi haline getirdi. Son dönemlerdeki saldırılarla birlikte de baraj yapımına hız verdiler. Türkiye’nin her yerinde doğa tahribatı var ancak, söz konusu Kürdistan olunca halk buraya özel bir tahribat yapıldığını düşünüyor” diye kaydetti.

“Bu baraj öyle ya da böyle hayata geçmeyecek buna inancım tam” diye devam eden Kaygusuz son olarak şunları dile getirdi: “Daha şimdiden bir çok köy boşaltıldı. Burası Dicle Nehri’nin kıyıları yani insanlığın doğduğu yer. Buraya verilecek olan zarar tüm insanlığa verilmiş olur. Mezepotomya’nın can damarı bu tarihe yönelik saldırıyı başka türlü değerlendirmek mümkün değil. Bu barajın hayata geçişini burarın halkı olarak engellemek tarihi bir vicdan borucumuzdur.”

...