KDP’de arayışlar ve Ankara’nın rahatsızlığı

Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) son dönemlerde toplantı trafiğini yoğunlaştırmış durumda. Bir yandan Güney Kürdistanlı diğer siyasi partilerle görüşmeler yapılıyor, öte yandan kendi iç toplantılarında bir artış söz konusu.

Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) son dönemlerde toplantı trafiğini yoğunlaştırmış durumda. Bir yandan Güney Kürdistanlı diğer siyasi partilerle görüşmeler yapılıyor, öte yandan kendi iç toplantılarında bir artış söz konusu. Geçen haftalarda da Başbakan Neçirvan Barzani başkanlığında bir heyet Bağdat’ta Irak Başbakanı Ebadi ile görüşmüştü.

Bu yoğun görüşme trafiğinde yapılan bazı açıklamalar, KDP’de olup bitenlerin ipuçlarını veriyor.

Bu görüşmelerin ana konusu siyasi ve ekonomik kriz olsa da, sorunların altında yatan esas etkenin “siyasi dar görüşlülük, tek parti hükümranlığı ve tek kişi yönetimi” olduğu tespitinin KDP içerisinden de açıktan yapılması önemli.

Geçmiş dönemlerde de KDP’nin resmi politikalarıyla çelişen açıklamalar yapan KDP Başkanlık Konseyi üyesi Edhem Barzani, değişim sinyallerini veren ilk isim oldu.

ETHEM BARZANİ’DEN ‘AYKIRI’ GÖRÜŞLER

Geçen hafta gerçekleştirilen KDP yönetim toplantısı sonrası konuşan Edhem Barzani; “KDP’liler partiyi kendi hizmetleri için kullanıyor. Mele Mustafa Barzani’nin açtığı şemsiye çok büyüktü, şimdi çok küçülmüş. Engeller çıkabilir ama alınan kararlar bu sefer mutlaka uygulanmalı” diyerek köklü reformların gerekli olduğunu belirtmişti.

Daha önce yaptığı açıklamalarla da KDP ile çelişen Barzani, “Gerilla, Türkiye'de savunma güçlerinin bir parçası haline gelebilir’’, ”Êzîdîlerin özyönetimleri olmalı’’ gibi sözler sarf etmişti.

Benzer görüşleri KDP’li parlamenter Ali Helo da savunuyor.

KDP KAYNIYOR

KDP zor durumda, içeride siyasi çekişmeler yavaş yavaş gün yüzüne çıkıyor ve rahatsızlıklar artıyor.

KDP Politbüro Üyesi Ali Hüseyin’in KDP medyasına verdiği mülakatta parti içerisinde gerilimin hangi noktaya vardığını gözler önüne seriyor.

Hüseyin, “Mesud Barzani’nin başkanlığında toplanan KDP genel kurul toplantısında, Başkan Barzani, reformlar üst düzey görevlilerden başlayacak. Benden başlayabilirsiniz. Kararlara uymayanlar yaptırımlara tabi tutulacak. Sorumluluk kabul etmeyecekseniz partiden istifa edin’’ dediğini aktarıyor.

KDP kulislerinde bu toplantıdan hemen sonra Ethem Barzani’nin Süleymaniye’ye atandığı ve yönetimde bir dizi değişikliğin ve görev değişiminin gerçekleştirileceği konuşuluyor.

ORTAK GÖRÜŞ: KDP DEĞİŞMEK ZORUNDA

KDP, Güney Kürdistan Başkanı ve Başbakanlık başta olmak üzere bürokraside, askeri ve siyasi alanda önemli mevkileri elinde bulunduruyor. Dolayısıyla sorun elbetteki KDP’nin içiyle, iç demokrasinin olmamasıyla sınırlı değil. Güney Kürdistanlı siyasi partilerin, KDP hükümetinin ortağı olan YNK, Goran, Yekgirtu İslami gibi partilerin yanı sıra PKK’nin, PJAK’ın, PYD’nin ve HDP’nin de Güney Kürdistan yönetimine ve sistemsel krize yol açan siyasete yönelik ciddi eleştirileri var.

Ayrıca bütün Kürt partileri, KDP’nin demokrasiyi, parlamentoyu askıya alan, tek kişinin keyfi yönetimine dönük anlayışlarını sert bir şekilde eleştiriyor.

KDP dışındaki Kürt partilerinin ortaklaştığı bir diğer husus ise, KDP’nin dış siyaseti.

Bütün partiler, aydınlar ve STK’lar KDP’nin Bağdat’a mesafeli duran ama Ankara ile ittifak halinde olan siyasetini eleştiriyor, hatta yaşananan sorunların kaynağı olarak görüyor.

TÜRK DEVLETİ KDP’YE VE GÜNEYLİ PARTİLERE BASKI YAPIYOR

Urfa’dan geçen Kerkük Yumurtalık petrol boru hattının patlatılması iddiasına yönelik bundan bir kaç gün önce Güney Kürdistan Hükümeti Sözcüsü Sefin Dizayi’nin her hangi bir veriye veya kanıta dayanmadan PKK’yi suçlayarak, “faili PKK’dir ve kınıyoruz’’ demesinden sonra PKK, “bu patlamadan haberimiz yok, biz yapmadık” demişti. Başbakan Barzani’nin konuya dair “petrol boru hattına yönelik patlama oldu diyemem, PKK yaptı da diyemem” sözleri, PKK’nin açıklamasını esas aldıklarını gösterdi.

Bu açıklama iki bakımdan önemliydi. Birincisi; Güney Kürdistan hükümetinin PKK’yi esas alması açısından, ikincisi ise Neçirvan Barzani’nin aynı zamanda KDP Genel Başkan Yardımcısı olması hasebiyle var olan PKK-KDP gerilimi açısından…

ZAMANLAMA DİKKAT ÇEKİCİ

Bu açıklamanın yapıldığı saatte, Türk Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın web sitesinden, “25 Şubat’ta PKK’nin İdil’de boru hattına sabotaj eylemi düzenlediği, aynı bölgede birden çok patlayıcı düzeneği bulunduğu” iddia edildi.

Açıklamanın zamanlaması ve kullanılan söylemin, dikkatleri yeniden PKK’ye çevirme ve olası bir KDP-PKK yakınlaşmasını önleme amacı güttüğünü ve Başbakan Barzani’nin açıklamasına bir yanıt olduğunu anlamak zor değil.

Öyle anlaşılıyor ki Türk devleti KDP’nin bu konudaki tutumunu beğenmedi ve bu açıklamayla sürece müdahale etmek istedi.

TÜRK DEVLETİ ŞANTAJ UYGULUYOR

Aynı günlerde YNK Merkez Komitesi Sekreteri Adil Murat’ın, “Türk devleti, 'Rojava konusunda YNK ve Goran da KDP gibi tavır alırsa petrol boru hattı açılır', diyor” sözleri baskının bir bütünen Güney Kürdistan’a dönük olduğunu ve bir şantaj uygulandığını gösteriyor.

Bu konuda dikkat çeken bir husus da KDP medyasının Başbakan Barzani’nin açıklamasından çok Türk devlet yetkililerinin açıklamasını öne çıkarmış olması. Bu durum bir kez daha Güney Kürdistan’daki bazı medya kuruluşlarının yayın politikalarının Ankara’dan belirlendiğini göstermiş oldu.

Yaşanan süreç KDP ve Güney Kürdistan hükümeti ve siyaseti açısından ne tür sonuçlara yol açar? KDP, Ankara merkezli siyasetten Kürt merkezli siyasete döner mi? Bağdat ile sorunlar anayasal çerçevede, federe ve federal hükümet hukuku çerçevesinde çözülür mü? Göreceğiz ancak böylesi bir rotanın izlenmemesi için Türk devletinin elinden geleni yapacağı anlaşılıyor. Kürtlere, Kürt örgütlere düşen ise, böylesi bir sürecin gelişmesini desteklemek ve Türk devletinin baskılarına karşı birlikte durma iradesi göstermesidir.