Süleymaniye’de dün Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi protesto ve Öcalan’a özgürlük eylemine yapılan saldırıyı kınayan Güney Kürdistan Öcalan’a özgürlük komitesi üyeleri Faik Gulpi ve Kawa Nadir, Öcalan’ı sahiplenmenin en temel yurtseverlik görevi olduğunu belirtti.

Güney Kürdistanlı güçleri Türk ve İran devletinin Kürt politikasını uygulamakla eleştiren komite üyeleri, bu yanlıştan bir an önce vaz geçmeleri gerektiğini belirtti. Gulpi ve Nadir bu tür tutumların Kürtlerin birliğine büyük zarar verdiğine dikkat çekti.

‘ÖCALAN KÜRTLERİN EN HASSAS NOKTASIDIR’

Öcalan’ın Kürtlerin en hassas noktası olduğunu belirten Kawa Nadir, “O açıdan Öcalan için yapılan bir eyleme böyle bir saldırının yapılmış olması hiçbir gerekçeyle kabul edilemez” diye konuştu.

Bu saldırıyı normal görmenin, kabul etmenin mümkün olmadığını belirten Nadir, şöyle konuştu: “Çünkü bu saldırılar Kürtlerin birliğine büyük zararlar veriyor. Bir tek Türk devletinin Kürt düşmanlığına katkı sunuyor. Öcalan Kürtlerin önderidir. Milyonlarca insan Öcalan’ı iradesi olarak görüyor. Kürtler açısından en hassas olan bir meselede böyle saldırı tutumları geliştirmek sinir uçlarına dokunmaktır. Bu güçler Öcalan’ın özgürlüğü için yapılan eylemlere saldıracaklarına Öcalan’ın neden tutuklu olduğunu, neden tecritte tutulduğunu sorgulasınlar. Öcalan’a sahip çıkmak bir yurtseverlik görevidir. Ama bu tür tutumlar bu yurtseverliğe zarar verdiği gibi Erdoğan’ın soykırım politikalarına destek sağlıyor. O açıdan tüm Kürtler bu tür tutumlara tepki göstermeli ve Öcalan’ın özgürlüğü için her yerde mücadeleyi büyütmeli.”

‘ÖCALAN’I SAHİPLENMEK YURTSEVERLİĞİN GEREĞİDİR’

Saldırıyı kınayan Öcalan’a özgürlük komitesi üyelerinden Faik Gulpi ise, Öcalan için eylem yapmanın, özgürlüğünü talep etmenin Kürtlerin en doğal hakkı olduğuna dikkat çekerek, bu saldırıların hiçbir şekilde bunu engelleyemeyeceğini belirtti.

Süleymaniye’deki eylemi de “Son derece insani bir eylem, yurtseverliğin gereği ortaya çıkan bir tepki” şeklinde değerlendiren Gulpi, şöyle konuştu: “Yıllardır Öcalan esaret altında ve tecrit içinde tecrit uygulanıyor. Kürtlerin buna tepki göstermesi en doğal hakkı. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra da durumu daha da tehlikede ve hiçbir haber alınamıyor. Kürt halkı doğal olarak bu tür eylemlerle Türk devleti üzerinde baskı kurmak istiyor. Önderliğinden haber almak istiyor. Biz de Abdullah Öcalan’a özgürlük komitesi olarak sonuna kadar bu taleplerin ve yapılan bu eylemlerin yanındayız.”

‘SALDIRI TÜRKİYE İLE YAPILAN DİPLOMASİNİN SONUCUDUR’

Güney Kürdistan’daki partilerin politikalarının halkın talep ve beklentilerine ters olduğunu dile getiren Gulpi, bunun yerine sömürgecilerin politikalarının daha fazla dikkate alındığını, önemsendiğini kaydetti.

Süleymaniye’de geliştirilen saldırıya ilişkin de Gulpi, “Bölge iktidar güçleri Türk ve İran devletlerinin beklentilerini daha çok dikkate alıyorlar. Bu kabul edilir bir durum değil. Türk devletiyle Kürdistan bölgesi arasında yapılan diplomasinin sonucu olarak da bu tutum gelişiyor. Bilinmelidir ki, bunlara karşı geri atmayacağız. Halkımız da, birliğine, özgür geleceğine hizmet eden bir siyaset hakim olana kadar mücadelesini sürdürmelidir. En önemlisi, Öcalan özgür olana kadar sürekli eylem halinde olmalıdır” şeklinde konuştu.

‘HALKA SALDIRACAKLARINA ULUSAL KONGREYİ TOPLAMALILAR’

Gulpi Güney Kürdistan’daki güçlere ise şu çağrıda bulundu: “Öcalan için yapılan eyleme saldıracağınıza ulusal kongrenin önünü açın. Güney iktidarı, siyasi partileri böyle bir dönemde Öcalan’ın özgürlüğünü talep edenlere saldıracaklarına ulusal kongre etrafında bir araya gelmeliydiler. Ulusal kongre yapılacağına, bazı Kürt güçleri Sykes-Picot’yu Kürdistan parçaları arasında uyguluyor. Ama bu siyaset terk edilmedikçe kendileri de gerçek manada güç olamayacaklarını unutmamalılar.”