Serhildan renginde bir kadın: “Avaşîn Çirav”

Kadının özlü, samimi, doğayla bir olan, akışkan enerjisi Avaşîn’de can bulur. Katolar'ın zirvesine salar ruhunu, yaşamın her anında, ruhunda özgürlüğü hisseder. Hissettikçe yaşamla, yaşamı yaratan kutsallıklarla bir olur.

ŞEHİT AVAŞÎN ÇIRAV

Bu coğrafyada her çocuk isyanla açar gözlerini yaşama. Her gün oyun arkadaşlarından biri eksilerek büyürler. Bundandır serhildan ruhlu olmaları. Bu isyan dolu genç yüreklerden biri de Avaşîn’dir. Avaşîn yaşanan zulme, inkara, kimliksizleştirmeye karşı döner yüzünü dağlara. Dağ gülüşlü, serhildan ruhlu bu kadın, dağda kendini her adımda yeniden yaratırken, savaşıyla Kurdistan topraklarına umut eken bir özgürlük gerillasıdır.

‘SINIRLARI AŞAN, ENGELLERİ KALDIRAN SERHILDAN ÇOCUĞUYUM BEN’

Serhildan çocuğuyum ben. Genç yüreğim bir rüzgardır eser dağlarda. Sınırları tanımaz yüreğim, aşar tel örgüleri, buluşur gülüşüm Başûr, Rojhilat ve Rojava’daki çocuklarla. Kim engel olabilir ki, özgürlüğe sevdalı yüreğimin önünde. Ben serhildan çocuğuyum, daha doğduğum ilk anda annem kendi sütü yerine, Kurdistan’ın ak sütünü içirdi bana. Babam kulağıma ezan diye Kurdistan’ın adını haykırarak gelişimi kutladı. İlk hecelediğim sözdü “Bijî Serok Apo” sözü. Egîd’in yiğitliğini, Zîlan’ın aşkını, Bêrîtan’ın ihanete karşı duruşunu, Sema’nın ateşle dansını anlattı ninem. Her örgüme bir umut ekleyerek ördü siyah saçlarımı. Serhildan çocuğuyum ben, bebeklerle değil, taştan mevziler yaparak oynadım ilk oyunlarımı. Çirav’ın eteklerinde koştum, dağlarda yeşerttim umudumu.

SERHILDAN RUHLU BİR KADIN

Size serhildan ruhlu, özgürlüğe tutkulu bir kadını anlatacağım. Genç yüreğinde binlerce çocuğun, kadının, halkının sevdasını büyüten biri. Yüreğinin büyüklüğü, asiliği en asi dağları, en yüce dağları bile utandıran bir genç kadının hikayesini. Tanrıçaların büyük bir sevinçle dağlarda karşıladığı bir peri kızını. Tanrıçaların izdüşümü yansımıştı kara gözlerine. Siyah saçları Dicle ile buluştuğunda Dicle Fırat’a kavuşmuş gibi coşardı. Güzel sesi ile doğa ona eşlik eder yüreğimize sesiyle umut olurdu. Yüreğindeki umut, serhildan ruhu sesine de yansır rüzgarla dağlarda gezer. O adı gibi yaşayan ateşten bir yürekti.

Serhildan Erdem, direniş ve serhildan kenti olan Dihê’de dünyaya gelir. Ailesi serhildan ruhlu bir kadın olsun diye ona Serhildan adını verirler. Ailesinin derin yurtseverliği kişiliğini etkiler. Gerillanın kahramanlık hikayeleri ile büyür. Ruhu ve kişiliği serhildan renginde şekillenirken, çocukluğu Çirav dağının eteklerinde özgürlük esintileri ile geçer. Her sabah annesinin ibadet eder gibi dağlara bakarak güneşi, dağları selamlayışına tanıklık eder. Dağ kutsaldır, dağı kutsal yapan yüreğinde barındırdığı dağ yürekli çocuklardır. Serhildan bunlara şahitlik ettikçe dağla daha çocukken yüreğinde derin bir bağ kurar. Ne şehir yaşamı ne de sistemin dayattığı yaşam dikkatini çeker. Onun yüreği bir tek dağda esen rüzgarla coşarken, gözlerini ışıldatan ise gökteki aydır. Serhildan o yaşta yüreğini de, bilincini de sadece özgürlüğün rengine, esintisine açar. Gittiği her yerde bu dünyaya ait olmadığını gösterir. Kişiliği, duruşu, asi bakışları onu yaşıtlarından ayırır. Söylediği stranlarla yürekleri Kurdistan dağlarında gezer. Kalıplara sığmaz yüreği, engel tanımaz, ne devletin ne de erkek egemenlik zihniyetinin kalıplarını kabul eder. Haksızlığa karşı her daim bir başkaldırıdır duruşu. Ailesi sürekli devlet baskılarına maruz kalır. Buna rağmen asla işgalcilere baş eğmez. Serhildan daha o yaşta baş kaldırır işgalcilere. Bedeni küçük yüreği büyük Kurdistan’ın cesur çocuklarındandır. Annesinin nazlısı, umududur Serhildan. Aralarındaki bağ kadim tanrıça kültüründe yaşayan anne-kız bağıdır. Serhildan annesinin gözlerinde yılların yaşanmış acısını yarım kalan umutlarını görür. Annesinin öfkesini, acısını ve umudunu da alır yüreğine. Bir gün gelecek sadece kendi ve annesi için değil tüm kadınların gözlerindeki o acıyı silmek için onların yerine de dağlarda savaşacaktır. Gözlerdeki o acı, yerini parıltıya bıraksın diye. Serhildan çoktan karar vermiştir dağlara doğru yol almaya, onun için zaman vuku bulmuştur.

KATOLAR'IN ÖZGÜR GÜLÜŞLÜ KADINI

Serhildan, eteklerinde büyüdüğü Çirav dağlarının doruklarına yol alır. 2014 yılında Botan’dan katılan Serhildan, özgür dağlarda Avaşîn ismini alır. Yeni şervan eğitimini Besta’da görür. Gerilla yaşamının tüm inceliklerini burada gördüğü eğitimlerle öğrenir. Daha sonra pratik yürütmek için Katolar'a gider. Avaşîn, Katolar'a doğru büyük bir aşkla yürür. Daha önce görmediği Katolar'a ulaştığında yüreği Kato zirvelerinde, uçurumlarında açan bir çiçek gibidir.

Tanrıçaların asi mekanlarında olmak yüreğini büyütür. Dağların güzelliği, onu daha da güzelleştirirken, gözleri geceyi aydınlatan bir zöhre yıldızıdır.

Avaşîn, eteklerinde büyüdüğü dağların zirvelerinde gerillacılık yapmanın heyecanını, coşkusunu yaşar. Dağlara, dağların kokusuna alışıktır, bu yüzden dağlarda hiç zorlanmaz. Dağ yaşamına çabuk adapte olur, coşkulu katılımıyla tüm yoldaşlarının dikkatini çeker. Yaşam coşkusu, pozitif enerjisi, bitmeyen sürekli akan bir nehir gibidir. Kıvrak zekası, pratikçiliği ve dağlara olan sevdasıyla yaşam içinde çabuk gelişir. Hakikat arayışını sorgulamalarla derinleştirir. Önder Apo’nun güçlü bir militanı olmak için iç dünyasıyla ve dayatılan yaşamla da savaşır. Serhildan ruhu bilince evrilerek, dağlarda savaşan, güzelliği arayan bir hakikat militanına dönüşür. Kadının özlü, samimi, doğayla bir olan, akışkan enerjisi Avaşîn’de can bulur. Katolar'ın zirvesine salar ruhunu, yaşamın her anında, ruhunda özgürlüğü hisseder. Hissettikçe yaşamla, yaşamı yaratan kutsallıklarla bir olur. Her adımda toprağı, onun için kanını döken nice kahramanı duyumsayarak yürür. Her duyumsayış onu, yaratılan değerlere daha çok yakınlaştırır. Bu değerlere layık olabilmek için ilmek ilmek örer yaşamı. Su gibi berrak ve doğa gibi sade olan kişiliği, etrafındaki herkesi kendine çeker. Olgun tavırları, yaşama karşı sorumlu yaklaşımı, yoldaşları ile paylaşımları, tüm yoldaşlarında bir güven ve sevgi yaratır.

Sanatçı kişiliği dağlarla birleşince yaşamı da bir sanatçı ruhu içinde yaşar. Söylediği ezgiler dağlarla bir olur, en güzel senfonilere dönüşür. Sesiyle, ince ve narin duruşu ile dağlara o kadar yakışır ki birbirini tamamlayan bir resim gibidir. Gamzelerinde tanrıçalarının gülüşü, bakışlarında tüm kadınların isyanı vardır. Avaşîn, yaşamı da savaşı da bir yaşayan, kendi kişiliğini buldukça özgürlüğe kanat açan genç bir yürektir. O, PKK’nin hakikat dolu yaşamında bir hakikat yolcusu olarak güçlü bir şekilde yol alır. Yüreğinde sadece öfke değil, güzel ve özgür yarınlar yaratmanın umudunu taşır. Önder Apo’ya olan bağlılığını yaşamdaki duruşuna, kişiliğine de yansıtır. Önder Apo’ya, şehitlere ve yoldaşlarına olan bağlılığı yüreğindeki ateşi büyüttükçe Kurdistan dağlarında bir isyana, işgalcilere karşı bir öfke çığlığına dönüşür.

2017 yılında Kato’da gerçekleşen işgalci saldırıda yoldaşlarıyla birlikte sonuna kadar savaşarak katılır şehitler kervanına. Tanrıçaların teslimiyeti kabul etmeyen ve sonuna kadar direnen ruhu onların savaşında tekrar can bulurken, umut olup düşer toprağa. Tanrıça kutsallığında yaşayanlar, elbette ölümsüzlükle kutsanacaklardır. Katolar'da söylediği ezgiler tüm serhildan ruhlu çocuklarda yeniden can bulacaktır.