AKP iktidarının yanlış sağlık politikalarından kaynaklı Kurdistan’da halk sağlığa erişemiyor. AKP’nin en çok övündüğü alanlardan biri olan sağlık sektöründe ciddi bir kriz yaşanıyor.
Sağlık Emekçiler Sendikası (SES) Amed Şube Eşbaşkanı Mehmet Nuri Ulus, sağlıkta yaşanan sorunlara ilişkin ANF’ye konuştu. AKP hükümetinin 2002 yılından bu yana kadar kendini sağlık sisteminin reklamıyla var ettiğine dikkat çeken Ulus, “Sağlıkta Dönüşüm Sistemi aslında sağlığın çöküşüydü. Yirmi yıla yakın bir AKP iktidarında her geçen gün sağlıkta yıkımın yansımalarını yaşıyoruz. Şehir hastanesi projesinden bahsediliyor. Şehir hastanesi, başlı başına bir Kamu-Özel ortaklığı üzerinden bir yapı. Kamu-Özel ortaklığında kaynaklı 49 yıllığına bir firmanın işlettiği bir sağlık sistemine dönüştü. Bu tamamıyla sağlığı piyasalaştıran bir sistemdir.
Sağlık emekçileri olarak bunu gören bir yerden tepkilerimizi göstermiştik. AKP hükümeti her platformda algılarla kendini var etti. Sağlıkta büyük adımlar dedi fakat sağlıktaki ‘büyük adımlar’a baktığımızda sağlığın gerilediğini gördük. Bu durumu pandemi döneminde çok iyi yaşadık. Pandemi döneminde bizler sahadaydık. Sağlık Bakanlığı veriler açılıyordu ama veriler hiç bir zaman gerçekle örtüşmüyordu. İktidar, toplumu kandırmaya çalıştı, yalanlarla kendini var etmeye yönelik bir sistem oluşturuldu. Biz bu yalanları ortaya çıkarmaya çalıştık” diye konuştu.
ÇALIŞMA KOŞULLARININ AĞIRLIĞINDAN DOLAYI SAĞLIK EMEKÇİLERİ İŞİNDEN AYRILIYOR
Halkın sağlığa erişimde birçok sorun yaşadığını aktaran Ulus konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: "Bir ülkenin ya da bir toplumun sağlık ölçütü hastalanmamasıdır, koruyucu sağlık hizmetinin önemi ile alakalıdır. Bir toplum ve bir halk hastalanıyorsa bu durum sağlık sisteminin çöküşü anlamına geliyor. Maalesef çalışan sağlık emekçilerinin sayısı çok az. Çalışma koşullarının ağırlığından kaynaklı sağlık emekçileri işlerinden ayrılmak zorunda kalıyor. Sağlıkçılar arasında hat safhada intihar vakaları var. Bunu Amed'de çalışan sağlık emekçileri arkadaşımız üzerinden de söyleyebiliriz.
Bir ay içinde üç sağlık çalışanı intihar teşebbüsünde bulundu. Bunlar aslında hem yöneticilerin baskılarının, hem de sağlık sisteminin çöktüğünün kanıtıdır. Özellikle hastalar muayene için randevu bulmakta zorlanıyor. Önceden poliklinikler önünde kuyruklar olurdu şimdi ise sanal kuyruklar var. Randevu almak artık çok zorlaştı. Bu başlı başına çok büyük bir sorun. Bundan dolayı halkın sağlığa erişimi her geçen gün imkansız bir hale geliyor. Sağlıkta şiddetin temel nedeni de maalesef bu durumdur.”
HASTANELERİN FİZİKİ YAPILARI SAĞLIK AÇISINDAN UYGUN DEĞİL
Hastanelerin fiziki yapı ve koşullarının halk sağlığı açısından uygun olmadığını belirten Ulus, "Bu duruma ilişkin çeşitli raporlar hazırladık. Her gittiğimiz hastanede fiziki koşullardan kaynaklı sorunların olduğunu biliyoruz. En basit örneği Amed'de bulunan hastanelerde yaz ortasında klimalar çalışmıyor. Hastalar bu sıcakta klimasız bir şekilde sağlık hizmeti alabiliyor. Hastanelerin bakımları yapılmıyor. Tıbbi gereksinim olan araç gereçler ya yok ya da yetersiz kalıyor.
Uygun araçlar bulamayan hastalar doğru bir şekilde tedavi olamıyor. Zamana uygun ve zamanın koşullarını sağlayabilecek ekipmanların olmaması sağlığa erişimi zorlaştırıyor. Depremden sonra birçok hastanelerin durumuna dair bize bir bilgi verilmiyor. Hazırlanan raporlar ise gizleniyor. Bizler raporların olumsuz olmasından kaynaklı bizlerle paylaşılmadığını düşünüyoruz" ifadelerine yer verdi.
SAĞLIK SİSTEMİNİ BU HALE GELMESİNİN TEK NEDENİ İKTİDARDIR
Nitelikli ve anadilde ulaşılabilir bir sağlık sisteminin oluşması için mücadele verilerini vurgulayan Ulus, konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: "Herkes için ücretsiz bir sağlık sistemini savunuyoruz. Bizler toplumun nitelikli bir sağlık hakkını savunuyoruz. Her geçen gün kapitalist sistem sağlık sektörünü metalaştırıyor. Sadece özel sektörde değil artık kamuda bile sağlık hizmeti almak bile metalaştırıldı. Devlet hastanesinde bile ameliyat olmanız için para ödemeniz gerekiyor. Paranız varsa sağlık hizmeti var, para yoksa sağlık hizmeti alamazsınız anlayışı mevcut. Özellikle Dicle Üniversitesi Hastanesi başlı başına bir özel hastane fonksiyonuyla çalışıyor. Muayeneden tutun ameliyat olmaya kadar her şeye para vermek zorundasınız. Bu sistemin oluşmasının nedeni iktidarın kendisidir. Bugün sağlık sisteminin bu hale gelmesinin tek sebebi iktidardır.”