Şêx Meqsûd, Şehba, Efrîn, Azaz hattında neler oluyor?

Halep Şêx Meqsûd Mahallesi'ne yönelik saldırılar son iki gündür yoğunlaştı. Bu saldırılarda 25 sivil yaşamını yitirdi, 100'ün üzerinde sivil de yaralandı.

Rusya ile ABD arasında varılan anlaşmadan sonra 27 Şubat'ta, Suriye’de ateşkesin ilan edildiği günden bu yana Şêx Meqsûd ve Efrîn'e yönelik başlayan saldırılar şu ana kadar durmadı. Aksine son iki gündür saldırılar giderek farklı bir boyut kazandı. 

Saldırıların başladığı günden birkaç gün sonra yaklaşık üç aydır, bir başlayıp bir durdurulan 3. Cenevre Konferansı, yeniden başlatıldı. Sözüm ona çözüm getirme peşinde olan Staffan de Mistura da Rejim ile SUK’u uzlaştıran bir 11 maddelik bir belge yayımladı. Kürtler belgeye tepki gösterdi. Zira belgede yer alan maddeler Kürt inkarını onaylayan bir belgedir. Ayrıca 2011 yılı öncesinde Suriye rejiminin Kürtlere yaklaşımını onaylayan bir belgedir. Suriye Ulusal Muhalefeti de Rejim ile bu konuda mutabık.

Belgenin yayımlanmasından sonra SUK müzakere heyeti adına Esad Zoobi, yaptığı açıklama ile hem belgeyi hem de Baas rejimi ile aynı noktada olduklarını bir anlamda teyit etti. 

HİCAP-BARZANİ GÖRÜŞMESİNDEN SONRA ÇETE SALDIRILARI

Zoobi’nin Kürtleri insan görmeyen açıklamasından ve Rojava’da gelişen tepkiden sonra bir anda müzakere heyeti koordinatörü Riyad Hicap, Barzani ile görüşmek için Hewler'e gitti. Dün Barzani ile bir görüşme gerçekleştirdiler. Görüşmenin içeriğine ilişkin çok kısa bir resmi açıklama yapıldı. Ancak dikkat çekici olan, görüşmeden bir gün sonra ve görüşme anında Türkiye ve KDP bağlantılı Ehfad-ı Selahattin’in de içinde yer aldığı çete gruplarının, Şêx Meqsûd’a yönelik saldırılar başlatması oldu. İki gündür süren saldırılarda şu ana kadar yaklaşık 25 sivil yaşamını yitirdi. 100’ün üzerinde sivil de yaralandı. Saldırının bugünlere denk getirilmesi bir tesadüf değil elbette. Saldırının bu toplantı ile bağlantılı olduğu hatta toplantıda alınan bir karar olduğunu söylemek de mümkün. Zira uzun zamandan beri KDP’ye bağlı gruplar Şêx Meqsûd ve Efrîn çevresinde QSD güçleri ile Ceyş El Suwar gruplarına yönelik saldırılar gerçekleştiriyor. Saldırılarını Türkiye'nin havan, tank ve topçu atışlarının desteği ile yaptıkları da bilinen bir gerçektir. 

AZAZ SINIRINDAKİ DEVİR TESLİM!

Ateşkesin devreye girdiği günlerden itibaren hareketlenen bir diğer alan ise Azaz-Bab-Cerablus arasında kalan, çoğunluğu da Kürt köylerin olduğu bölge oldu. Bölgedeki köyler 2013 yılından bu yana DAİŞ’in denetimi altında. Türkiye’den DAİŞ’e en fazla yardımın gönderildiği alandır. Yine en fazla militan geçişin olduğu alandır. Miadını dolduran DAİŞ’in yerine ikame edilmek istenen güçler, gruplar oluşturuldu. 2013 yılından bu yana esamesi okunmayan ÖSO adı altında, Türkiye-Arabistan ve KDP’ye bağlı çete gruplarını yeniden canlandırmak istediler. ÖSO adı altında DAİŞ’in yerine ikame etmek istedikleri grupları birleştirdiler. Önce adına 'Sultan Murad' verdiler. Bu bileşim deşifre olunca yeniden ÖSO dönmeye karar verdi. Bu aynı zamanda uluslararası güçlerin de tercih ettiği bir isimdir. Ve şu ana kadar Şeyh Maqsud'taki onlarca sivil katliam yapılarak ateşkes ihlal edilmesine rağmen herhangi bir tepkinin ortaya çıkmaması hatta, "ateşkes sağlıklı bir şekilde sürüyor" şeklinde açıklamaların yapılması, aynı zamanda bu grupların başta ABD ve Rusya tarafından da onay gördüğünü gösteriyor.

ULUSLARARASI PLAN

Son dönemlerde Azaz-Bab-Cerablus arasında kalan çoğu Kürt köylerinde bu grupların hareketlenmesi bunun bir uluslararası plan olduğunu da gösteriyor. Ancak her zaman olduğu gibi bu planın yürütme aktörü olarak stratejik ortaklık içindeki AKP ile KDP bir kez daha yeni bir planla ortaya çıkmış oluyorlar. Bu plan dahilinde, Barzani ile Riyad Hicap’ın görüşme gerçekleştirdiği günlerde Türkiye sınırında yer alan köyler Ehrar Uş Şam grubuna devir edildi. Sınırda yer alan Kürt, Arap, Türkmenlerin iç içe yaşadıkları Dudyan, Tel Şehir, Çobanbey, Karagöz, Tel Ar, Didriş, Xelfetli, Mezraa, Şuverin, Bahverte köyleri dün resmen DAİŞ’ten Ehrar Uş Şam grubuna devredildi. Ancak devirden önce Kilis’e nereden fırlatıldığı belli olmayan havan gönderildi. Ardından bu köylerden DAİŞ çekilerek Ehrar Uş Şam köylerini aldı. Bayraklarını astı. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir süre önce, Suriyeli göçmenlerin sorunu için kendilerinin de çok istediği tampon bölge hedeflerini de gerçekleştirmek amacıyla, "Azaz-Cerablus hattında yeni bir kent inşa edelim. İnşaat işlerinde büyük önemli bir tecrübemiz var" açıklamasında bulunmuştu. Bu açıklama, söz konusu hamleyle birlikte okunabilir. Aslında bu köylerin devir teslimleri bir anlamda Erdoğan'ın yaptığı bu açıklamalarının pratiğe geçirilmeye başlandığını gösteriyor. Zira ABD, Rusya başta olmak üzere Avrupa ülkelerinin de bu plan üzerinde anlaştıkları görülüyor. Böylelikle aslında planın uluslararası olduğu bir kez ortaya çıkıyor. 

DAİŞ'E YENİ MEVZİLER

Azaz-Bab-Cerablus arasında kalan köylerde uluslararası güçlerin planı gereği, Türkiye ile KDP’ye bağlı köylerden devir teslimle çıkan DAİŞ yerleştirildi. Bu köylerden çıkarılan DAİŞ, QSD ve Ceyş El Suwar güçlerinin olduğu alana kaydırılarak mevzilendirildi. Tıl Rıfat’tan Ehraz’a kadarki alanı elinde tutan Ceyş El Suwar güçlerinin etki alanı olan 20 köyden oluşan Sed Şehba’ya kaydırılarak mevzilendirildi. Sed Şehba’nın Şehba’nın Ceyş El Suwar güçlerinin elinde olan Ehraz, Tıl Rıfat, Kefer Naya köylerinin karşısındaki Om Hoş, Tel Malid köylerinde DAİŞ mevzilendirilmiş durumda. Şêx Meqsûd’a yönelik saldırılar aralıksız bir şekilde sürüyor. Önümüzdeki günlerde Sed Şehba'da mevzilendirilen DAİŞ güçlerinin Tıl Rıfat, Kefer Naya, Ehraz köyleri ve beldelerine saldırması şaşırtıcı olmaz. O yüzden Ceyş El Suwar ve diğer güçler ona göre şimdi mevzilenmiş ve hazırlıklarını yapmış durumda. 

HEDEF EFRÎN VE SÜREÇ ÇATIŞMALI GEÇECEK

Şêx Meqsûd Efrîn'in nefes borusu. Saldırılar bu nefes borusunu tıkatmak amaçlı. Bunun için Şeyh Maksut düşürülmeye çalışılıyor. Sivillerin hedef alınması ise tamamen boşaltma amaçlıdır. Böylelikle Güney'den Efrîn kuşatılıp daraltılmak isteniyor. Kuzeydoğudan ise Azaz-Bab-Cerablus arasında kalan köylerin DAİŞ’ten Ehrar Uş Şam’a teslim edilmesi, kuzeyden de Efrîn'in kuşatılmaya alınması isteniyor. Sed Şehba alanına mevzilendirilen DAİŞ ile de güneydoğudan Efrîn kuşatmaya alınmak isteniyor. Şimdiden yapılan bu geniş kuşatmanın daha da daraltılması için Şêx Meqsûd'dan Azaz çevresinden ve Sed Şehba bölgesinden de saldırılar başlayabilir. Böylelikle ABD, Rusya başta olmak üzere birçok uluslararası gücün de bir biçimde içinde olduğu Halep, Şehba, Efrîn'i hedefleme, hatta ele geçirme planı olduğu ortaya çıkıyor. Bu da uluslararası güçlerden çok bölgenin başına bela olan AKP yönetimindeki Türkiye ile Barzani Ailesi arasındaki stratejik ortaklığın yeni versiyonlu bir planıdır. Uluslararası güçlerin de bölge ve paylaşım amaç ve çıkarlarına uygun düştüğü için bir biçimde plana destek verdiğini söylemek yanlış olmaz. Bütün bu gelişmeler önümüzdeki sürecin, Rojava için de ciddi planlı saldırı ve bol çatışmalı geçeceğini gösteriyor.