Yüksekdağ: Suruç aydınlatılmadan darbe mekaniği bertaraf edilemez

Suruç Katliamı'nda yaşamını yitirenlerin anıldığı etkinliğe katılan Yüksekdağ, darbe sürecinin bertaraf edilebilmesi için katliamı aydınlatmanın gerektiğini söyledi.

Suruç Katliamı'nın birinci yıl dönümünde, katliamda yaşamını yitiren sosyalist gençler için Amara Kültür Merkezi'nde anma etkinliği yapıldı. Anmaya HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, HDP Milletvekili Feleknas Uca,

SGDF Eşbaşkanı Ozan Yüzgeç, patlamanın gazileri, yaşamını yitirenlerin yakınları, arkadaşları, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) yöneticileri, Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) il ve İlçe örgütü yöneticileri katıldı.

Yaşamını yitirenleri anarak konuşmasına başlayan Yüksekdağ, bir yıl önce karanlık bir sürecin fitilinin ateşlendiğini söyledi.

Türkiye'de yaşanan darbe sürecini, yıkımı, yaşanan kriz ve kaos ortamını anlamak ve var olan sorunları çözmek için iktidarın Suruç katliamına yüzünü dönmesi gerektiğini belirten Yüksekdağ, şunları kaydetti:

'EZİLENLERİN BÜYÜK DÜŞÜ İÇİN YOLA ÇIKTILAR'

"Düşler, özlemler çok büyük yolculuklara çıkarır. 33 düş yolcusu da yıkılmak istenen bu düş yoluna girmişlerdir. Bundan bir yıl önce başladı her şey. Bir tarafta ezilen insanlığın büyük düşünden ve peşinden gidenler vardı, diğer taraftan bu düşleri kabusa çevirmeye çalışanlar. Bütün Ortadoğu halklarına bir kabus yaşatmaya çalışanlar vardı. İşte Rojava'da o savaş ve kaosun ortasında eşitliğin, barışın olacağı bir yaşamın olacağını gösterenler vardı. 33 düş yolcusu da bu kabusun ortasında ezilenlerin büyük düşünü ortaya çıkarmak için yola çıktı. Bütün bölge halkları ve ezilenleri zorbalıkla savaşla ve baskılarla kodlanmış siyasi iktidar ve gerici faşist egemen yapılar bu temiz düşü kaldıramadı. Aradan bir yıl geçtikten sonra bizler aynı düşün peşinden gitmeye devam ediyoruz. 33 barış ve demokrasi şehidinin bizlere verdiği en önemli ders buydu."

'SORUMLULAR ÇIKMAZSA DARBE BERTARAF EDİLEMEZ'

Suruç'ta yaşanan katliamın sorumluları ortaya çıkarılmazsa Türkiye'de darbe sürecinin bertaraf edilemeyeceğine dikkati çeken Yüksekdağ, şöyle devam etti: "Biz bu gerçeğin iktidar tarafından görülmediğini düşünmekteyiz. Bu gerçek görülmedikçe, bu darbe mekaniği durmayacak durdurulamayacaktır. Bir yıl önce bir demokratik zemin ortaya çıktığında gündeme gelen bu katliam Türkiye'nin demokratikleşmesi mücadelesini sekteye uğratmak için yaşama geçirilmiştir. Suruç Katliamı'nı gerçekleştirenler ve onu uygulayan eller Türkiye halklarının kucaklaşması ve bir araya gelmesini kırmak için gerçekleştirdiler." 

Yüksekdağ, Suruç'ta yaşanan saldırının ardından Türkiye'de her gün yeni katliamlar ve yeni ölümlerin yaşandığını da hatırlatırken, bomba patladıktan sonra Türkiye halklarının katliamlar, ölümler ve en son bir darbe süreci ile karşı karşıya kaldığına işaret etti. Yüksekdağ, "Eğer bu topraklarda insanlık için, halkımız için iyi şeyler gelişecekse demokratik ve özgürlük temelinde birleşmek gerekiyor. Sosyalist gençler bir yıl önce bunu bize söylediler" dedi.

TIR'lar, kamyonlar ile silah taşıyanların özgür kitap ve oyuncak taşıyanları ölüme gönderdiği yerde insanların güvende olamayacağını dile getiren Yüksekdağ, "Bu çılgınlığın önüne geçmek için demokratik değerlerin yerine getirilmesi gerekiyor. Ölenlerimizi anmak yasaksa, bu topraklarda onların anısı yaşamak yasaksa, zulüm şiddet ölüm serbestse, hiçbir bir iktidar kendini güvende hissedemez. İster saray, ister kökünüz olsun; ister karargahınız köşkünüz, ister karargahınız karakolunuz olsun, şiddetle, savaş ile güvenlik sağlanamaz. Baskı ve zor aygıtları ile hiçbir iktidar varlığını sürdüremez. Bu topraklar da artık özgürlük barış ve demokrasi bayrağını taşıyanların Türkiye halklarının geleceğinin ve güvenliğini sağlamanın koşullarının oluşması gerekiyor" şeklinde konuştu.

YÜZGEÇ: HALKLAR İÇİN KÖPRÜ OLDULAR

Anmada katliamda yaralanan SGDF Eş başkanı Oğuz Yüzgeç de konuştu. Gençlerin düşlerinde bir kenti yeniden inşa etmenin yer aldığını dile getiren Yüzgeç, şöyle dedi: Onların düşlerinde gemicikler yoktu. Onların düşlerinde insanlık için gözünü kırpmadan feda olmak vardı. Bizler o yüzden o günden bu güne geçen süreçte adalet istiyoruz. Kobanê'yi yeniden inşa etmek isteyen yoldaşlarımız Türk ve Kürt halkının yarını için bir köprü oldular. Bu köprü öyle bir köprü ki eşitlik ve adalet isteyen herkesi taşıyabilir. Bu topraklarda özgürlük için bedenlerini, yüreklerini veren 33 tane genç yürek varmış. Onların anısını bedenlerini özlemle kucaklıyoruz." 
Anmanın ardından aileler ve beraberindekiler katliamda yaşamını yitiren Kasım Deprem ve Osman Çiçek'in Kobanê Şehitliği'ndeki mezarını ziyaret etti.