Ehmed: Bölgemizdeki mültecilerin acil ihtiyaçları var

Suriye Demokratik Meclisi Eş Başkanı Ehmed, bölgelerine gelen göçmenlerin gıda, sağlık konusunda ciddi ihtiyaçları olduğunu söyleyerek, mülteci kamplarına dönük sessizliğin son bulmasını istedi.

Suriye Demokratik Meclisi Eş Başkanı İlham Ehmed, Rakka, Bab, Tel Efer, Mesken gibi yerlerden Rakka ve Tabqa’nın özgürleşme hamlesinde bölgelerine gelen göçmenlere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Göçmenlerin gıda, barınma ve özellikle de sağlık konusunda ciddi sorunlar yaşadığını belirten Ehmed, Rubar ve Hol-Şeddade arasında bulunun mülteci kamplarına yönelik ciddi bir sessizlik olduğunu söyledi. Bunun bir politika olduğunu söyleyen Ehmed, uluslararası güçlerin bu sessizlikten vazgeçmesini isterken, sınır tanımayan doktorlar ile diğer insani sağlık kuruluşlarını göreve çağırdı.

2 KAMPTA YAKLAŞIK 70 BİN GÖÇMEN

Ehmed, son 15 gün içinde 100 bin civarında Rakka, Bab, Tabqa, Mesken, Tel Efer ve Kerkük’e kadarki bölgelerden göçmen geldiğini belirtti. Gelen göçmenlerden bir bölümünün talepleri üzerine Bab ve Ezaz taraflarına geçtiğini belirten Ehmed, kalan mültecileri ise iki kampta topladıklarını söyledi. Her iki kampı Rakka Sivil Meclis yöneticileri ile ziyaret ettiğini belirten Ehmed, şunları ifade etti:

"Son dönemlerde gelen mültecileri iki kampta topladık. Bir kampta 50 bin kişi kalıyor. Bu kamp Kerame ilçesindedir.

Diğer kampta ise rakam çoğalıp azalıyor. 10-20 bin arasında sayıları gidip geliyor. Daha önce de söylediğimiz gibi birçok yardım kuruluşu var ama ciddi bir yardım yok. Birçok kuruluş Avrupa’dan yardım alıyor ve yardım etmiyor. Bu durum bölgemize ilişkin genel bir planın olduğunu gösteriyor. Bu karar, acaba Suriyelilerin bir biçimde öldürülmesini mi istiyorlar, diye düşünmeye zorluyor insanı. Eğer savaşla olmazsa açlıktan ölmeliler gibi bir yaklaşım mı var, diye düşünmeden edemiyor insan. Eğer açlıktan ölmezlerse soğuk ve sıcaktan ölmeliler. Böyle bir durum var. İnsan böyle anlıyor.”

'ABD VE KOALİSYON CİDDİ ÇABA GÖSTERMEDİ'

Göçmenlerin gıda, barınma ve sağlık sorunlarını ABD ve Koalisyon ülkeleri ile çözmeye çalıştıklarını belirten Ehmed, şunları söyledi: "Biz Amerika hükümetiyle bu durumu halletmek istedik. Hem MSD olarak, hem de Rakka Sivil Meclisi olarak mektup yolladık. Yani Amerika ve Koalisyon güçlerinden bu konuda destek istedik, birlikte çözme noktasında yardım istedik. Ama onlar da şimdiye kadar ciddi bir çaba göstermediler. Gerçekten bu, kabul edilir bir durum değil. Bunun için onların da bu durumu gözden geçirmesi gerekiyor. En azından kurulan kampların ihtiyaçlarını karşılamalılar.”

'HAMLE İÇİN HAZIRLIK YAPILMALI'

Ehmed, mülteciler konusunda yaşanan sıkıntılara ilişkin, sürmekte olan Fırat’ın Gazabı Hamlesi’nin Rakka Şehir merkezi aşamasının başlamasından önce ciddi bazı hazırlıklar yapılması gerektiğini söyledi.

Daha kent merkezi operasyonu başlamadan gelen mülteci sayısına dikkat çeken Ehmed, şöyle konuştu:

"Rakka Kampı’nın kuruluşunun hazırlıkları yapılmalı. Daha Rakka şehri üzerine operasyon başlamamış, bu kadar mülteci geldi. Eğer başlarsa çok farklı bir durum ortaya çıkacak. Musul kadar büyük bir şehir, bundan dolayı Rakka’nın özgürleştirilmesi operasyonunun son hamlesi başlamadan hazırlık yapmak lazım. İmkansızlıklar, soğuk ve hastalıktan şimdiye kadar Rakka’dan gelen mülteciler içinden 38 ölüm gerçekleşti. Bunların bazıları çocuktu. Gerçekten bu çok ağır ve trajedik bir durum. Bunun sorumluluğunu Avrupa ülkeleri ve Koalisyon güçleri üzerine almalı."

TÜRKİYE'NİN 'MÜLTECİ' ŞANTAJI

Ehmed, “Avrupa ülkeleri hiç ihtiyacı olmayan ülkelere milyar dolarlar veriyor. Türkiye'nin 'bu kadar mülteci var, ihtiyacı var’ demesiyle dünya Türkiye için alarma girebiliyor. Yani bu meselenin sadece çıkar meselesi olduğu anlamına geliyor. Yani ‘aman mülteciler bize gelmesin de biz para verelim’ şeklinde bir anlayış var. Herkes de biliyor ki ne Türkiye’de ne başka bir yerde o kadar mülteci yok. Hatta şu anda mülteci olanlar o taraflara gitmiyorlar, alanımızda kalıyorlar.”

Ehmed, alanlarına sığınan mültecilere ilişkin verdiği rakamın sadece kamplarda olanlara ilişkin rakam olduğu, bunun yanı sıra köy, şehir, kasabalarda tanıdık ve akrabalarının yanlarına yerleşen yüz binlerce mültecinin olduğunu ifade etti. Bunun kendileri için ağır bir yük olduğunun altını çizen Ehmed, "Bu insanların hepsi evlerinden çıkmışlar, hiçbir şeylerini alamamışlar. Hiçbir şeyleri olmadan evimize geliyorlar. Tabii bu da ağır bir yük oluşturuyor. Bundan dolayı da bu değerlendirilmesi gereken acil bir durum ve yardım edilmesi gerekiyor. Bu bölgedeki uluslararası yardım kuruluşlarının harekete geçmesi gerekiyor" dedi.

'SAĞLIK KONUSUNDA ACİLEN BİR ŞEY YAPILMALI'

Ehmed, mültecilerin yaşadığı sorunların başında sağlık hizmeti sorununun geldiğini belirterek, bu konuda acil bir şeylerin yapılması çağrısında bulundu.

Mültecilerin sağlık durumlarının oldukça ağır olduğunu söyleyen Ehmed, şunları kaydetti: "Doktor ve ilaç yok. Sınır tanımayan doktorlar hep burada iş yapıyorlar ama şimdiye kadar onlar da hiçbir yardım yapmamışlar. Mesela Kereme Kampı halkın kalması için uygun bir yer değil. Örneğin yazın akrepleri çok fazla olur. Bunun tedbirleri alınmalı. İlaç gelmeli, kamp içinde klinikler mutlaka olmalı. Bunlar gerçekten çok acil. Kampın ihtiyaçları temelden karşılanmalı. Yarın bölge özgürleştirildiğinde evi olanlar dönebilir ama evi yıkılanlar kalmak zorunda kalacak. Bunların tedbirleri alınmalı. Alınmazsa kalanlar da yönlerini yeniden diğer ülkelere ve Avrupa’ya çevirecekler."

'ŞEDDADE'YE DÖNÜK ÖZEL AMAÇ VAR'

Ehmed, son dönemlerde Efrîn ve Hol, Şeddade tarafından mülteci kamplarının hedef alınmaya başlamasının dikkat çekici olduğunu söyledi. Uluslararası güçlerin ise bu saldırılara karşı sessiz kalmasının düşündürücü olduğunu ifade eden Ehmed, şöyle konuştu:

"Efrîn’de mülteciler üzerine bir saldırı oldu. Ama maalesef kimse buna karşı bir tepki göstermedi, bir açıklama bile yapmadı. Yine Hol’de Irak’tan göçmen kampına gelmeye çalışanlar üzerine bir saldırı oldu. Daha önce biz onları güvenlikli olan Irak bölgelerine geçirmek istedik. Fakat ne bölgesel hükümet ne de Irak hükümeti kabul etti. Yani bu konuda ciddi bir yaklaşım olmadı. Biz de imkanlarımızdan dolayı sınıra yakın bir yerde kamplarını yaptık. Elimizdeki imkanlarla yardımcı olmaya çalıştık. Fakat bu gelişen saldırı dışarıdan geldi ve mültecilerle birlikte geçtiler. Sivil insanları katlettiler. Birdenbire olan bir saldırıydı ve aynı vakitlerde güçlerimiz Türkiye sınırında Türkiye saldırılarına karşı direniyorlardı. Yani Türkiye sınırına dikkat çektiler, arkadan da vurdular. Yine Şeddade tarafından da bir saldırı oldu. Bu bölgede çeteler hem hücrelerini oluşturmak, hem de saldırmak istiyorlar. Bu saldırıları Türk devletinden uzak görmüyoruz. Bir ihtimal, İran da bu saldırının içinde olabilir ama bilmiyoruz. Tabii ki bu saldırı dikkat çekici. Bu saldırıyı yapanların tipleri, hareketleri DAİŞ'e benzemiyordu. Bir araştırma başlatmışız; açığa çıkaracağız.”

Suriye Demokratik Meclisi Eş Başkanı İlham Ehmed, sürekli Şeddade'nin hedef yapılmak istendiği, bundan bir ısrarın olduğunu söyledi. Bu ısrarın, zengin bir alan olması ile Dera Zor ile Haseke’yi birbirine bağlayan stratejik bir konuma sahip olmasından ileri geldiğini belirten Ehmed, "Şeddade'ye yönelik saldırı ve bu saldırılarda ısrar edilmesinin nedenlerini araştırıyoruz. Hangi güçlerin oyunu olduğu konusunda bazı çalışmalar yürütüyoruz. Bu saldırının arkasında hangi gücün olduğunu şimdiden bilmiyoruz. Türkler mi yoksa başka bir devlet mi... Bu saldırıyla hedeflenen özel bir amaç var. Şimdiye kadar hiçbir bölgede bu kadar ısrarlı olmamışlar. Uyuyan hücreler kuruyorlar, provokasyon yapıyorlar, saldırıyorlar, yine Irak tarafından saldırı oluyor. Tabii bunlar dikkat çekici ve üzerinde durmak gerekiyor. Biz de araştırıyoruz.”