Yusuf: Japonya bir Kürt politikası geliştirmek istiyor

Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu Kurucu Meclisi Eş Başkanı Yusuf, Rojava’da yaşanan gelişmelere Japon hükümeti ve yetkililerinin ilgili olduğunu belirterek, önümüzdeki dönemde Japonya’nın bir Rojava politikasını geliştirebileceğini söyledi.

Japonya'da geçen hafta gerçekleşen Kürt Konferansına katılan ve çeşitli temaslarda bulunan Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu Kurucu Meclisi Eş Başkanı Hediye Yusuf, ANF'nin sorularını yanıtladı...

Ziyaretiniz için nereden davet aldınız? Konferansı hangi kurum ve kuruluşlar organize etmişti?

Japonya’ya yaptığımız ilk ziyarettir. Bir sivil toplum örgütü olan Kürt ve yabancı dostluk topluluğundan davet almıştık. Zaten bu kurum da Kürtlerle ilişki geliştirmek için kurulmuştur. Bir kurum olarak şubelerini Kürdistan’da da açmışlar ve Kürtlerle önümüzdeki süreçlerde iyi ilişkiler geliştirmek istiyorlar. Japonya'da önemli yeri olan yedi parlamenter de bu kurumun üyeleri arasında yer alıyor.

Rojava dışındaki parçalardan da konferansa katılım oldu mu?

Onların daveti üzerine gerçekleşen ziyaretimizin nedeni dört parçanın da katılım sağlayacağı bir Kürt konferansı gerçekleştirmekti. Bu nedenle her dört parçadaki Kürtlere ve KNK’ye de bu temelde davetiye göndermişlerdi. Güney’in temsilcileri olarak Komünist Parti'den bir, PDK’den bir kişi katılmıştı. Bakurê Kurdistan’dan bir parlamenter, 1 de parlamenter danışmanı -ki aynı zamanda yazardır- katılmıştı. Biz de Rojava heyeti olarak üç kişi katıldık. KNK’den de bir temsilci katılmıştı. Fakat Rojhilat’tan kimse yoktu, çünkü Japonya’ya geçmek için koşulları uygun değildi.

Konferans dışında Japon resmi yetkilileri ile görüşmeleriniz oldu mu?

Japonya’da gerçekleştirdiğimiz görüşmelerin programını onlar hazırlamışlardı. Başlangıçta Ortadoğu sorumlusu ile görüşme yapıldı. Parlamentoda önemli yeri olan bazı parlamenterler ile özel görüşmeler yapıldı. Dışişleri Bakanlığı ve yetkilileri ile de görüşme yaptık.

Görüşmelerde hangi konular gündeme geldi?

Dışişleri Bakanlığı ve parlamenterle yaptığımız görüşmelerde Kürtlerin dört parçadaki durumu ve şu an neler yaşadıkları, tarihsel durumları, Kürtler üzerine yürütülen siyaset üzerine tartışmalar yürütüldü. Özellikle bu kadar inkar edilmesine rağmen Kürt halkının bugün egemen, işgalci ve inkarcı sisteme karşı yürüttüğü mücadele, teröre karşı yürüttüğü savaş üzerine tartışmalar geliştirildi. Yine Kürtlerin özel olarak bugün yaşadığı durum bir yandan DAİŞ’e karşı yürüttükleri mücadele, diğer yandan da Türk devletinin Kürtlerin statü kazanmaması için yürüttüğü siyaset ve saldırılar üzerine tartışmalar geliştirildi. Tabii onlar da kendi görüşlerini ifade ettiler. Japonya’nın Kürt sorunu konusunda siyasetinin olması noktasında onların davetiyle geliştirdiğimiz ziyaret ve toplantı dizisi bir adımdır. Bu ziyarette Kürtlerin durumunu çok büyük ilgi ve merakla dinliyorlardı.

Görüşmelerdeki temel gündeminiz neydi? Yaklaşımlarının ne olabileceği konusunda herhangi bir görüşleri oldu mu? Ayrıca Kuzey Suriye Federasyonu'na ilişkin merak ettikleri hususlar nelerdi?

Kürt sorunu, özelde bugün yaşanan sorun, Kürtler üzerine yürütülen siyaset, bugünden itibaren Kürtlerin durumunun nasıl olacağı tartışıldı. Tabii Kuzey, Güney Kürdistan’da Kürtlerin durumu, birer gündemdi. Özellikle Rojava temel bir gündem oldu. Kürtler şu anda DAİŞ’e karşı savaşıyor, DAİŞ’e karşı savaş bitince Kürtlerin durumu ne olacak... Rejimin Kürtler öncülüğünde geliştirilen demokratik çözüm projesine yaklaşımı, demokratik federal sistemin kabul edilip edilmemesi, yine bu federal sistemin Suriye krizinde ne kadar çözüm olup olmayacağı, Suriye krizine ve çözümüne bakışımız üzerine tartışmalar geliştirildi. Bu noktalarda bizim Amerika ve Rusya’nın politikasına bakışımız, Kürtlerin ve bölge haklarının statü kazanmasını istemeyen yaklaşımlar, özelde Türk devletinin yaklaşımı bu çerçevelerde başlangıçta bir görüşme oldu. Bu temelde konferans organize edildi. Konferansta Japon medyası hazırdı. Aynı zamanda birçok Japon insan ve Japonya’daki Kürtler katıldılar. Tabii konferans bir gün sürdü. Her parçadan Kürt temsilciler hazırlık yapmışlardı. Her parçadaki temsilciler alanları doğrultusunda Kürtlerin durumu, geleceğinin nasıl olacağı, Kürt birliğinin nasıl gerçekleştirilebileceği noktasında seminer verdiler.

Konferansınıza Japon yetkililerin ilgisi nasıldı? Japonya’dan talepleriniz oldu mu?

Konferanstaki seminerler de çok ilgiyle dinlendi. Hem Kürtçe hem İngilizce, Japonca, Türkçe konuşmalar yapıldı. Her seminerde de Kürtlerin tarihsel durumu iyi değerlendirildi. Şu anki durum, Kürtlerin kazanımları, bu kazanımların nasıl korunacağı, garantisinin ne olacağı, taraflarla ilişkilerin hangi temellerde olacağı noktasında geniş tartışmalar yapıldı. Tabii aralarda hem Japon kültürü ve folkloru üzerine müzikler vardı, hem de Kürt kültürü üzerine bir müzik dinletisi sergilendi.

Biz konferansta seminerimizi verdiğimizde özellikle Rojava Kurdistan için isteklerimiz oldu. Bir Rojava’da kurduğumuz düzenin Suriye krizi içinde statüsünün tanınması için Japonya hükümetinin desteğini istedik. Japonya Birleşmiş Milletler'in bir üyesi ve rol oynayabilir. Demokratik çözüm projemizin Suriye krizinin çözümünde rol oynayacağını belirttik. Çünkü Suriye krizi Kürtlerin varlığı dışında çözümlenemez. Bundan dolayı bunu talep ettik.

İnsani yardım talep ettik. Şu anda Japonya ve Amerika en fazla maddi olarak insanı yardım yapan ülkeler. Bundan dolayı Suriye içinden ve dışından gelen mültecilerin durumuna ve savaşta yaralananlara, toplumumuzun sağlık anlamında sınırlı olanaklarına dikkat çektik. Ve Japon hükümetinden güçlü bir destek aldık. Destek istedik. Onlar da 'biz zaten yardım yapıyoruz ama bundan sonra daha fazla bu konuyu tartışabiliriz' dediler. İnsani yardım konusunda Japonya’dan destek almaya ihtiyacımız olduğunu söyledik.

Japonya’nın teknolojik anlamda ciddi bir gücü var. Bu anlamda destek istedik.

Yine biz oradayken Türk devleti Qereçox’a saldırı gerçekleştirdi. Orada Rojava’nın uçuşa yasak bölge ilan edilmesi talebimiz oldu. Bu noktada Japonya’nın rol almasını ve Kürtlere destek olmasını istedik.

Taleplerinize cevapları ne oldu?

Konferansta ve aralarda tartışmalar oldu. Konferansa katılım sağlayan parlamenterler ‘Sesinizi her yere duyuracağız. İstemleriniz üzerine tartışıp üzerinde duracağız. Güçlü destek olmak istiyoruz’ dediler. Basın da çok ilgiliydi. Konferansı bitirdikten sonra devlete bağlı basın kuruluşları bizimle durumu analiz eden röportajlar yapmak istediler. Yaptık. En önemli sorulardan biri, 'Japon hükümetinize taleplerinizi ilettiniz. Peki, Japon halkından ne talebiniz var' oldu. Japon halkına da mesajımızı bu yolla verdik. Japonya halkının da Hiroşima ve Nagasaki gibi katliamlarla büyük acılar çektiğini, böyle acı çekmiş bir halkın Kürtler gibi ezilen bir halka insanlık ve demokrasi için destek olması gerektiğini belirttik.

Basın açıklamasında ise DAİŞ'e karşı mücadele, Rakka’nın özgürleştirilmesinden sonra durumunun ne olacağı, Rusya’yla ve Amerika’yla ilişkilerimizi nasıl bir dengeyle yürüttüğümüz, ne düzeyde olduğu, yine demokratik federal sistemin başarıya ulaşması için nasıl bir siyaset yürüteceğimiz, Suriye krizinin çözümünün ne olduğu, rejimin ve Arap halkının federal sisteme ve demokratik özerkliğe yaklaşımı, halkın nasıl baktığı yönünde sorular geldi.

Önümüzdeki süreçte Japonya’nın Kürtler ve Rojava’ya ilişkin bir politika geliştirmesini bekliyor musunuz?

Gerek Japonya basın yayını gerekse resmi ve diğer kurum ve kuruluşlarından konferansımıza ilgi oldukça fazlaydı. Konferanstan sonra yaptığımız görüşmelerde bundan sonra daha fazla Rojava ile ilgili olacakları, daha fazla Rojava’daki gelişmeleri takip edeceklerini söyleyen çok sayıda kurum ve kuruluş da oldu. Edindiğim izlenim, Japonya Kürtler ve Rojava’ya ilişkin bir politika geliştirmeye çalışıyor. Bu da zamanla siyasi, toplumsal, kültürel, ekonomik birçok ilişkinin zemini olacak. Örneğin bir dönem Güney ile ilgilenip daha sonra konsolosluklarını açtığı gibi, Rojava için de bir periyot izliyorlar gibi geldi bana.

Rojava’nın neyi Japon halkı ve yetkililerinin ilgisini çekiyordu?

En fazla dikkatlerini çeken, Kürt kadınının devrimdeki rolüydü. Bunu anlamak, incelemek için önümüzdeki dönemde Rojava’yı ziyaret edebileceklerini de dile getirenler oldu. Öyle bir planları da var.

Görüşme gerçekleştirdiğimiz resmi kurum, kuruluş ve parlamenterler ile siyasi partilere bazı dosyalar sunduk. Göçmenlerin durumuna ilişkin, Türkiye’nin Suriye ve Rojava politikaları ile saldırılarına ilişkin bir dosya, kadın hareketinin gelişim, mücadelesine ilişkin hazırladığımız bir dosya, Kuzey Suriye Federasyonu'nu tanıtıcı, toplumsal sözleşme ve Suriye sorununun çözümüne ilişkin amaç ve hedefimizi gösteren, siyasi belgemizin de içinde olduğu bir dosya sunduk. Türkiye’nin sınırlarımızı ihlal etmesi, Cerablus'tan başlanarak işgal girişimi konusunda tartışmalarımız oldu. Dosyalarımızı büyük bir memnuniyetle karşıladılar. İnceleyip ona göre bazı çalışmalar yürüteceklerini söylediler.

Japonya da yaşayan Kürtlerle görüştünüz mü?

Japonya’da yaklaşık 2 bin civarında Kürt var. Oradaki halkımızla buluştuk. Bu konuda çeşitli toplantılar yaptık. Halk Rojava'daki gelişmeleri, devrimi merak ediyordu. Onların meraklarını gidermek, sorularını yanıtlamak için toplantılar yaptık. Toplantılara büyük bir ilgi vardı. Bu toplantılarda bazıları Rojava'ya gelmek istediklerini ancak yol bulamadıklarını, bazıları özellikle YPJ’ye katılmak için gelmek istediklerini söylüyorlardı.