KDP ile YNK hangi konularda anlaştı, nasıl hayat bulacak?

Başûr’da 30 Eylül’de gerçekleşen seçimlerden altı ay sonra yeni hükümet için KDP ile YNK arasında geçtiğimiz günlerde bir anlaşma imzalandı. Anlaşmanın içeriğine ilişkin detay açıklanmadı ancak ortaya çıkan bilgiler önemli ipuçları veriyor.

Başurê Kürdistan’da (Güney Kürdistan) 30 Eylül’de bölgesel seçimler yapıldı. Her seçimden sonra doğal olarak yeni hükümetin kurulması beklenir. Başûr’da da seçimden sonra yeni hükumetin kurulması bekleniyordu. Ancak bu o kadar kolay olmadı. Önce Irak Cumhurbaşkanı ve ardından Irak Merkezi hükümetinin kurulması gerekti. 2 Ekim’de Irak’ın yeni Cumhurbaşkanı olarak Adıl Abdulmehdi seçildi. Abdulmehdi, yeni hükümeti kurmak için görevlendirdi. Abdulmehdi 27 Ekimde yeni hükumet kabinesini açıkladı.

BİTMEYEN ANLAŞMAZLIKLAR

Kürtlere yeni hükumette üç bakanlık verildi. Maliye, Göçmen ve Adalet bakanlıkları. KDP Maliye ve Göçmen bakanlıkları için adaylarını belirledi, yeni hükumette yer aldı. Üçüncü bakanlığın YNK’ye verilmesi gerekiyordu. KDP buna itiraz etti ve YNK’ye gerilmesini engelledi.

Irak Hükümetinin kurulmasının ardından bölgesel hükümetin kurulması gerekiyordu. Ancak bunu engelleyen bir çok faktör ortaya çıktı. KDP, merkezi hükümetteki Adalet Bakanlığı için itirazda bulundu, Kerkük valisi seçilemedi, bölgesel hükümette bakanlık, parlamento başkanlığı ve bölgesel başkanlık yardımcıları konusunda anlaşmazlık sürdü. Bu sorunların giderilmesi için iki parti kurmayları arasında. Şubat ayı başında çok sayıda görüşme yapıldı. Her görüşmeden sonra “anlaşma sağlandı” dendi. En son yapılan 17 maddelik anlaşmanın YNK politbüro üyelerinin de onay vermesinden sonra imzalancağı duyuruldu. Ancak kısa süre sonra 17 Şubat’ta KDP ile Goran’nın anlaşmaya varması, KDP ile YNK arasında varıldığı açıklanan anlaşmanın yeniden bozulmasına neden oldu.

KURMAYLAR 4 MART’TA YENİDEN BİR ARAYA GELDİ

İki parti kurmayları umutsuz bir çaba olarak değerlendirilen anlaşmazlıklarını gidermek için, 4 Mart’ta yeniden toplandılar. Toplantı YNK’nin Hewlêr merkezinde gerçekleşti.

Toplantıya katılan KDP heyetinde, Genel Başkan Yardımcısı Neçirvan Barzani, Bölgesel Başbakan adayı Mesrur Barzani, Politbüro Sekreteri Fazıl Mirani, Politbüro üyeleri Hoşyar Zebari, Azad Berwari, Roj Nuri Şawes, Mahmud Muhammed ve Dılşad Şaban gibi isimler yer aldı.

YNK heyetinde ise Genel Sekreter Birinci Yardımcısı Kosret Resul, Politbüro üyeleri Hakim Kadir Hemecan, Erselan Bayız, İmad Ahmed, Kubad Talabani, Cafer Şeyh Mustafa, Omer Fetah, Sadi Ahmed Pire, Latif Şeyh Omer, Adnan Heme Mine, Lahur Şeyh Cengi ve Rızgar Ali yer aldı.

Toplantıdan hemen sonra iki parti arasında 17 maddelik bir anlaşmaya varıldığı açıklandı. Anlaşmaya varıldığı açıklamasından kısa süre sonra Kosret Ali Resul ve Neçirvan Barzani tarafından imzalar atılmıştı. Her iki parti anlaşmanın içeriğine ilişkin detay vermedi.

ANLAŞMADA NELER VAR, NASIL UYGULANACAK?

Toplantı salonundaki bazı kaynaklardan alınan bilgilere göre üzerinde anlaşmaya varılan en temel konu Kerkük valiliği olarak öne çıkıyor. Kerkük valiliği konusunda bir isim üzerinde uzalışldığı, bu ismin de YNK adayı ve YNK Hewler temsilcisi Rizgar Ali olduğu belirtiliyor. Bağdat’taki bakanlık konusunda ise iki hafta önce KDP ve YNK heyetlerinin Bağdat ziyaretinde Adıl Abdulmehdi’nin iki partiye “gidip anlaşın öyle gelin, eğer anlaşmazsanız Rizgar Ali’yi kendim bakan olarak atarım” dediği belirtiliyor. Bundan ötürü her iki partinin bu konuda bir anlaşamaya vardığı ifade ediliyor.

Anlaşmanın üzerinden bir hafta geçtikten sonra içeriğine ilişkin başka bilgiler de sızmaya başladı. Bunların başına yeni kurulacak hükumette ve oluşacak bölgesel yönetimde partilere bırakılan koltuklar yer alıyor. Her iki partiye yakın basın yayın organları ile taraftarları arasında yayılan bilgilere göre parlamento başkanlığı ve başbakanlık yardımcılığı YNK’ye verilmiş. Bununla birlikte Bağdat’taki Adalet Bakanlığı ve Kerkük valiliğinin de YNK’ye bırakıldığı iddia ediliyor.

KDP’DEN YNK’YE YENİ BİR OYUN MU?

KDP ile YNK arasında sorunların giderilmesi altı aydan sonra da olsa yeni hükumetin kurulması için varılan bu anlaşmanın nasıl uygulanacağı konusu şimdi fazlasıyla merak ediliyor.

KDP kaynakları iki parti arasındaki anlaşmanın, Kürdistan Bölgesel Başkanlığı makamının aktif hale gelmesi ve Kürdistan Bölgesel Başkanı’nın parlamento tarafından seçilmesi ile uygulanmaya başlanacağını belirtiyor.

Bu durum siyasi uzmanlar, aydın ve yazarlar tarafından ise çok farklı ele alanıp değerlendiriliyor. Uzmanlar KDP’nin, YNK’siz parlamentoyu topladığı, geçici başkanını seçtiği ancak YNK olmadan hiç bir meşrutiyetini olmadığını gördüğünü söylüyor. Genel görüş, meşruiyet sorunu yaşayan KDP’nin YNK ile anlaşmak zorunda kaldığı şeklinde öne çıkıyor.

KDP, bölgesel başkanın seçilmesinin hemen ardından, yeni hükümet kabinesinin kurulmasını anlaşmanın ikinci adımı olarak görüyor.

Kulislerde, KDP’nin bu iki adımla YNK’den almak istediğini aldığını düşündüğü ve diğer konulardan vazgeçebileceği yönünde tartışmalar var. YNK ise Kerkük valiliği ve Bağdat’taki Adalet Bakanlığının, bölgesel başkanın seçilmesi ve yeni hükümet kabinesinin oluşturulması ile parlel bir şekilde ele alınmasını istiyor. Bu durum, her iki partinin birbirine karşı samimi olmadığı ve karşılıklı aldatma içerisinde olduğuna işaret ediyor.

Bütün bunlar bir araya getirildiğinde her ne kadar iki parti arasında 17 maddelik yazılı bir anlaşma imzanlanmış olsa da partilerin birbirlerine karşı uyguladıkları politik oyunlardan ötürü çok kırılgan bir durumda. Her an bozulma riski taşıyor. Zira her parti elde etmek istediğini öncelik olarak ileri sürüyor. Budan ötürü bu anlaşmanın kalıcı bir anlaşma olduğunu söylemek için çok erken. Bu durum Başûr’da halkın ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel yaşamının tamamına etkiliyor. Her iki parti arasında her ne kadar bir anlaşama imzalanmış olsa da aralarındaki siyasi krizin devam ediyor. Bu kriz çözülmeden toplumsal alandaki sorunların çözülmesi beklenmiyor. Gelişmelerin hangi yönde seyir edeceğini kestirmek zor. Ancak var olan krizin bir biçimde kenidisi yeniden dışa vurması için çok fazla zamana gerek olmadığını söylemek için müneccim olmak gerekmiyor. Çok yakına zamanda iki parti arasındaki kriz kendisini yeniden dışa vurabilir. Öncelikleri birbirini kullanma, amacına ulaştıktan sonra taleplerini diğerine dayatma üzerine kurulu olduğu için bu krizin hiç bir zaman bitmeyeceği görülüyor.